"Bir saat sonra mola vereceğiz Destan uyuman gerekiyor dostum. Gözlerinin altı morarmaya başlamış. Sağlıklı düşünemiyorsun."
Destan, Gabriel'e baktı. Gabriel'in gerçekten onun için endişelendiği belliydi. Elini Gabriel'in omuzuna attı.
"Yorgun değilim Gabi. Gözlerimin altının morarmasına bakma ben iyiyim. Kendimi tamamen enerjik ve dinç hissediyorum. Bu halimle herkesle kapışabilirim"
Gabriel eliyle başını kaşıdıktan sonra gülümsedi. Destan onun sinsice güldüğünü görünce biraz gerilmişti.
"Aklından ne geçiyor Gabi? Bu gülüşü sevmedim."
"Dinlenme yerine ulaştığımızda sana meydan okuyacağım o zaman Destan! Bakalım ne kadar enerjik ve dinçsin bunu test etmeme izin ver."
Destan, Gabriel'in onunla ne kadar çok çarpışmak istediğini gözlerinden görüyordu.
"Beni yenemezsin Gabi. Seninle aramızda fark var."
Gabriel'in bakışları Destan'ı duyunca değişmişti. Yüzüne ciddi bir ifade takındı.
"O zaman dinlenmeye başladığımız zaman sana meydan okuyorum Destan. Zayıf görünüyor olabilirim ama seni şaşırtacağıma eminim. Seni o kadar zorlayacağım ki sonunda pişman olacaksın! Ben o ilk tanıştığımızda ki çocuk değilim! Sana bunu ispatlayacağım!"
Gabriel adımlarını hızlandırdı ve Destan ile arasına mesafe bıraktı. Destan onun sırtına bakarken Haru Destan'ın yanına geldi ve Destan'ın omzuna yumuşak bir yumruk attı.
"İnan bana onu küçümsediğine pişman olacaksın!"
Destan şaşkın şaşkın Haru'ya bakarken Haru gülümsedi ve elini kaldırıp iki parmağını gösterdi.
"Pekala madem enerjik ve dinçsin. Bugün iki mücadele yapabilir misin Samar'ın Hayaleti?"
Destan, kıza baktı ve gülümsedi.
"Ölüm-Kalım parşömeni olmayacaksa tabi yapabilirim. Tabi araya ustalar falan da girmesin o zaman çok sıkıcı oluyor."
Haru yüzünü buruşturdu. Destan'a bir kere kaybetmişti. Genç nesil arasında sadece Destan'ın ona rakip olacağını düşünüyordu. Ama Gabriel'in gücüne bizzat şahitlik etmişti ve Gabriel'in ne kadar güçlü bir Beden Ustası olduğunu çok iyi biliyordu. Haru kendini zirvede hissederken Destan gelip onu alaşağı etmişti. Destan'a yetiştiğini düşündüğü zaman Gabriel ortaya çıkmış ve muazzam bir güç ortaya koymuştu. Julia bile ciddileşirse Haru'yu zorlayacak kadar güçlü olduğunu göstermişti.
"Bu sefer kılıcım yok diye ağlama olur mu? Seninle bir elementalist büyücüsü olarak çarpışmak istemiyorum. Bir savaşçı gibi çarpışalım. Bakalım Samar'ın en tehlikeli Kızıl üyesi benim rakibim olacak mı?"
Destan bir kahkaha attı ve Haru'ya alalı bir şekilde baktı.
"Demek rövanş istiyorsun öyle mi? Bana her türlü silahla gelebilirsin. Bakalım sizlerle aramda ne kadar güç farkı var. Bende gücümü test etmek isterim."
Haru yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirdi ve hızlı adımlarla önde ilerleyen kafileye doğru ilerledi. Elini havaya kaldırdı ve arkası dönükken konuştu.
"Gabiye kaybetme sakın yoksa benimle çarpışmak için gücün kalmaz! Gücünü toplaman için çok fazla zamana ihtiyacın olacaktır! Ben sabırsız birisiyim ona göre gücünü koru."
Destan, Gabriel ve Haru ile gücünü test edeceği için heyecanlanmıştı ama içinde garip bir duygu vardı. Sanki onları yenemeyeceğini hissediyordu. Destan elini yanağına götürdü. Yüzüne sanki derin bir kesik atılmış gibiydi. Destan o keşiş görünümlü iblisin bastonu ile bıraktığı bu etkiye bir türlü alışamamıştı. Yolculukları son hızla devam ederken insanlar geceyi geçirmek için kamp kurmaya başladılar. Geniş bir açıklıkta kamplarını kuran insanlar bekliyorlardı. Gabriel ve Haru'nun Destan'a meydan okudukları tüm insanlar tarafından öğrenilmişti. Vahşi'nin gözleri parladı ve ayağını yere vurdu. Bir anda toprak titremeye başladı ve insanlarla birlikte toprak yükselmeye başladı. Vahşi sadece bir kaç dakika içinde binlerce insanın izleyebileceği koca bir arena yapmıştı. Vahşi kenarda duran kadına baktı ve saygılı bir şekilde konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...