Casper elini Haru'nun göğsüne değdirmesiyle Haru acı dolu bir çığlık attı. Casper'in yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. Zafer kazandığını düşünüyordu ama Haru elini onun elinin üstüne koydu. Casper elinde bir yanma hissetti. Haru'nun bedeninden muazzam bir öldürme niyeti yayılmaya başladı. Gözleri kızıla döndü saçlarının rengi de değişmişti. Haru kafasını kaldırdı ve Casper'e baktı. Casper bir kaç adım geri çekildi ve öfkeli gözlerle ona bakmaya başladı.
"Senin ruhun parçalanmalıydı! Nasıl hala hayattasın!"
Haru elini havaya kaldırdı. Gözleri kızıl tonda parlamaya başladı. Destan bir anda Casper'in arkasında belirdi ve elindeki hançeri savurdu. Casper onu son anda fark etti hemen kaçmak için bir hamle yaptı ancak Destan'ın hançeri onun sırtını baştan aşağıya kesmişti. Casper öfkeyle Destan'a bakıyordu.
"Seni pislik! Sevdiklerini elinden alacağım ve senin acı çekişini izleyeceğim!"
Destan bir anda ruhunun titrediğini hissetti. Sanki arkasında bir iblis duruyor gibiydi. Kalbi korkuyla çarpmaya başladı. Bir kahkaha tüm savaş meydanında duyulmuştu. Destan, Frost'un sesini duyunca ancak kendine geldi.
"Velet nefes alacak mısın? Yoksa boğularak can mı vereceksin? Kılıcını çıkar merak etme bir daha aptal bir ruh hırsızı bana zarar veremez!"
Destan kılıcını çıkardığında üzerindeki baskı hafiflemişti. Destan arkasında duran Kızıl gözlere ve saçlara sahip kıza baktı. İkilinin gözleri bir birine kenetlenince Destan kendini alevlerden yapılma bir çukurun içinde hissetti. Haru havadaki elini yavaşça yere doğru indirdi ve Parmağıyla Casper'i gösterdi. Yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirdi ve inci gibi dişlerini gösterdi. Dudaklarını araladı ve nazik bir tonda konuştu.
"Kara Anka'nın Ateş Yağmuru!"
O her ne kadar nazik konuşsa da Destan onun bir iblisten farkı olmadığını düşündü. Destan kafasını gökyüzüne çevirip baktığında sayısız alev topu gördü. Hareket etmek, alevlerden kaçmak istiyordu ama tüm bedeni sanki donmuş gibiydi. Alev topları savaş meydanına düşmeye başlayınca acı dolu çığlıklar yükseldi.
"Neden hareket edemiyorum! O neden bu kadar güçlü!"
Frost ilgisiz bir şekilde konuştu.
"Çünkü deneyimsizsin! O kız çok güçlü bir ruha sahip. Senin ruh gücün onunkinin üzerinde ama sen ruhsal konuda hiçbir şey bilmiyorsun! O kız ruh konusunda kendini eğitmiş! Yani anlayacağını ruhsal gücü ile seni rahatlıkla baskılıyor! Dua et düşmanın olmasın yoksa Kara Göz senin bedenini ele geçirmek zorunda kalır ve o seni ele geçirdiği anda ben seni desteklemem haberin olsun!"
Sagum öfkeli gözlerle Frostta baktı, Frost da ona baktı ve dilini çıkardı. Sagum onu bariyerin dışına çıkartıp pataklamak istedi ancak gücünü muhafaza etmeliydi. Çünkü Haru gerçekten çok korkunç gözüküyordu.
Destan korkulu gözlerle Haru'ya baktı. Haru'nun gözünde hiçbir duygu yoktu. Haru'nun bedeni bir anda yok oldu ve Casper'in önünde belirdi.
"Bakalım bunu beğenecek misin?"
Haru, Casper'in göğsüne sert bir yumruk attı. Kemik kırılma sesi duyulmasıyla Casper'in ayakları yerden kesildi. Bir kaç metre öteye düştü. Ayağa kalkmaya çalıştı ancak kan kusarak geri yere düştü. Haru yavaş adımlarla ona doğru gitti. Adeta Kızıl bir iblise benziyordu ve elinde siyah bir alev topu vardı.
"Ruh hırsızlarına karşı ruhsal saldırılar işe yaramıyormuş! Bir kere deneyelim mi!"
Haru elindeki alev topunu Casper'e fırlattı. Casper çığlık atmaya başladı üzerindeki tüm kıyafetleri yanmıştı. Ancak bedeni yanmıyordu. Haru gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...