Karmen elinin yüzüne siper etti. Yılan onun bulunduğu yere sert bir şekilde çarptı. Yılan kafasını kaldırıp arkasına baktı. Turna yılanın arkasında duruyordu. Karmen kendisini kurtaran kişiye minnet dolu gözlerle baktı. Turna, Karmen'i bir ağacın yanına bıraktı.
"Burada kal! Bu işi bize bırak ve yardım çağır."
Vahşi baltasını elinde sıkıca tutuyordu.
"Turna kaçma şansımız ne kadar bu yaratıkla çarpışmak pek akıllıca olmaz."
"Kaçmak mı? Dostum etrafına bak! Burası onun mekanı o bizden daha hızlı hareket ediyor. Destek güçler gelene kadar dayansak yeter. Karmen hemen çağrı madalyonunu kullan yaratık bizi öldürmeden umarım yetişirler."
Sarı Şah son hızda Batıya gidiyordu. Gök yüzünü inleten çığlığı tekrar duymuştu. Buraya geldiklerinden beri sesi duyuyordu ama onun yerini saplamak neredeyse imkansızdı. Ses deliklerden geliyordu. Bu kanyonda milyonlarca irili ufaklı delik vardı. Sarı Şah çağrı madalyonunun titremesiyle suratına ciddi bir ifade yerleştirdi. Yardım çağrısı Kuzeyden geliyordu. Zaman kaybetmeden yola çıktı.
Yılan, Turnaya odaklanmıştı. Çünkü o insan, onun avını önünden almıştı. Tüm bedenini deliğin içinden çıkardı. Yılanın boyu 25 metreden fazlaydı. Boyutu büyük olsa da çok hızlı hareket ediyordu. Turna kendi konumunu değiştirip yılanın çaprazına geçti yılan atik bir hamleyle Turnaya saldırdı. Turna en son durduğu yerde bir ardıl bıraktı ve yılanın gövdesine kılıcını sapladı. Yılan acı dolu bir kükreme savurdu. Ancak yılanın yarası daha kanamadan hızla kapandı. Yılan tekrar Turnaya saldırdı. Turna tekrar bir ardılının geride bıraktı ve yılanın başka bir noktasına saldırdı. Bu seferki yara derin açılmıştı yılan bedenini topladı artık kafasıyla bedenini daha kolay koruyabilirdi. Yılanın tüm dikkati Turnanın üzerindeydi. Turna ise yılana alaylı bir şekilde bakıyordu. Yılan yeniden saldırmak üzereydi ki kafasının yanında bir karaltı belirdi.
"Geber pis sürüngen!"
Vahşi kükreyerek yılanın gözüne baltasını savurdu. Balta yılanın gözünü parçalamıştı.
Yılan kuyruğunu çok hızlı bir şekilde savurdu. Vahşi saldırıyı yapabilmek için havaya sıçramıştı ve daha yere düşmemişti. Yılanın saldırısını savuşturamadı ve hızla uçup kanyonun duvarına yapıştı. Duvardan kopan kayalardan birisi Vahşinin ayağının üzerine düşmüştü. Vahşi bacağına düşen kayayı kaldırmaya çalışıyordu ancak kaya çok ağırdı. Yılan kafasına aldığı darbe yüzünden sağa sola sallanıyordu. Yılan hemen yakınında bulunan bir deliğin içene girdi. Eğer savaşmaya devam ederse kaybedecekti. Turna hemen Vahşinin yanına koştu.
"Hareket etme, kayayı kaldıracağım."
Vahşi acı içinde yere uzandı bacağını bir türlü kurtaramıyordu. Turna yüzüğünden bir halat çıkardı. Halatı kayaya bağladı. Daha sonra duvara bir kaç tane makara yerleştirdi ve halatı onların içinden geçirdi.
"Hazır mısın umarım işe yarar. Ben kayayı kaldırdığımda kendini çek."
Vahşi 'Tamam' dedi ve Turnanın kayayı kaldırmasını bekledi. Turna tüm gücüyle halata asıldı. Turna o kadar çok zorlanıyordu ki suratındaki damarlar belli oluyordu. Kaya birazcık yükseldikten sonra Vahşi bacağını kurtardı ve kendini uzağa attı.
"Hah başardın. Sana ne kadar teşekkür etsem az kalır."
"Eğer sen ölürsen kurtulma şansımız kalmaz. Umarım teğmen zamanında ..."
Turnanın konuşmasını bir kadın çığlığı durdurdu. Büyük bir patlama sesi duyuldu ve Karmen'in yanında durduğu ağaç devrildi. Tozdan hiçbir şey görülmüyordu. Vahşi eliyle bir yeri göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...