Cabrakan ve Haru'nun bedeninde bulunan Beden Hırsızı Eva etraflarını çevirmiş olan insanlara bakıyorlardı. Kara Taç tarikatından olduklarını söyleyen bu insanlar cidden korkunç auralara sahiplerdi. Hepsinin yüzünde siyah bir maske vardı. Maskelerin sadece göz ve ağız kısımları açıktı. Bir adam öne çıkmış önündeki ikiliye bakıyordu adam uzunca bir süre baktıktan sonra sinsice gülümsedi.
"Şimdi günahlarınızdan arınma zamanı... Ancak bizim bazı prensiplerimiz var. Bu bariyerin içinde yalnızca bir günahkar için yer var. Ne kadar da merhametliyiz değil mi? Sadece biriniz günahlarınız için cezalandırlacaksınız. Diğeriniz ise... O özgür olacak. Şimdi bir karar verin... Hanginiz günahlarından arınmak istiyor!"
Cabrakan elindeki silahı sıkıca tutarken korkunç bir öldürme niyeti yayılıyordu. Markus'un her gölgesinin aurası farklıydı. Ancak gölgelerin içindeki en güçlü gölge Cabrakan'ın ta kendisiydi. Cabrakan elini göğsüne sert bir şekilde vurdu ve konuştu.
"Ben Cabrakan! Her ne kadar büyük kardeş Markus'u pek sevmesem de o benim kardeşim! Onun kalbindeki kişi bizlerinde kalbindedir. Ne yapmayı planlıyorsanız bize yapın... Tabi sıkıyorsa!"
Adam, Cabrakan'a soğuk gözlerle baktıktan sonra sinsice gülümsedi.
"Senin gibi bir varlığın bizim karşımızda bir şansı var mı sanıyorsun! Sizler bir ruhun parçalanmış halisiniz. Bir şekilde bilince sahip olmuşsunuz ama bu sizi kurtarmaz!"
Adam yanındakilere baktıktan sonra herkes başıyla onayladı. Adam tiz bir kahkaha attı ve konuştu.
"Kardeşlerim bu siyah gölge günahlarından arınma kararı aldı. Kızı buradan çıkartın!"
Haru, Markus'un bu insanlara karşı bir şansı olmayacağını biliyordu. Eva da tıpkı Haru gibi düşünüyordu. Bu insanlar normal değildi. Haru'nun arkasında bir adam belirdi ve adam sinsice gülümsedi.
"Hırsızları hiç sevmem... Genelde karşımıza pek çıkmasalar da çıktıklarında da epey başımızı ağrıtırlar!"
Adam, elini Haru'nun omuzuna koyduğu anda kız acıyla çığlık attı ve dizlerinin üzerine düştü. Adam kafasını kaldırıp Cabrakan'a bir bakış attı. Cabrakan bu insanların sözlerini tutmamasına sinirlenmişti.
"Merak etme... Sadece beden hırsızı ile olan bağlantısını bir kaç yıllığına kestim. Beden Hırsızını yok etmek benim için elimi sallamak kadar kolay ancak aralarında bir beden anlaşması var. Bir kaç gün felç kalacak ama kız arkadaşın yaşayacak..."
"Tabi senin de yasını tutacak!"
Bir kadın sinsice gülümsedi ve kadının elinden bir ışık hüzmesi uçup Haru'nun bedenine çarptı. Haru bariyerin dışında bir ağacın önünde belirdi. Kız derin bir nefes verdikten sonra bariyerin dışında olduğunu anladı. Hareket etmeye çalışsa da bedenini hissetmiyordu. Cabrakan insanları süzerken bir kişi bir adım öne çıktı ve kollarını açıp haykırarak konuştu.
"Sanırım artık başlıyoruz... Tanrının kudreti altında ezil seni günahkar!"
Bir anda ortamın yoğunluğu değişti ve Cabrakan'ın bedenine kilolarca ağırlık bindi. Cabrakan kolunu kaldırmakta zorlandığını hissetti. Sanki görünmez bir güç onları sıkıca tutmuş gibiydi. Adam tekniği ile Cabrakan'ı hareketsiz kıldıktan sonra sinsice gülümsedi ve yanındaki kadına baktı.
"Sıra sende kız kardeş Mirane! Şu işi hızlı bitirelim."
Kadın adama baktı ve kafasıyla onayladıktan sonra konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...
