"Bence, Destan o toplantıda tamamen haklıymış babalık. Destan'a piç deniyor ama sen kalkıp tek laf bile söylemiyorsun. Hatta bırak laf söylemeyi senin orada o adamın kellesini mızrağının ucuna asman gerekiyordu. Ama korktun... Ölmekten korktun! Destan'ı miras boyutunda az da olsa tanıdım. O kendisine edilen küfürlere o kadar sert tepki verecek birisi değil ama o saygısız kral, resmen sana ve Destan'ın en önemli varlığına yani ailesine küfür etmiş. İşte bu Destan'ı sinirlendirir. Çünkü sen Destan için bu dünya da ki en önemli kişisin! Senin susman o aşağılık adamı haklı çıkarttı. Kusura bakma Samuel ama güçsüz durduğun için kendine kızmak yerine Destan'a kızıyorsun. "
Runa koltukta başını ellerinin arasına koymuş olan adama kızıyordu. Samuel şuanda yıkılmış bir haldeydi Kız derin bir nefes aldı ve Samuel'in yakasına yapıştı ve öfkeyle adamın gözlerine baktı.
"Nasıl bu kadar zayıf olabiliyorsun! Sen annemin bana anlattığı adam değilsin. Sen korkusuz Samuel değilsin. Sende hiç mi gurur hiç mi onur kalmadı be adam! En azından tavrını ağırlığını koy!"
Samuel kızın yakasını kavrayan ellerini tuttu. Runa bir anda gerilmişti. Samuel kıza ciddi bir şekilde baktı ve sinirli bir şekilde konuştu.
"Haddini aşma Runa! Ben senin de babanım saygını takın!"
Runa bir kaç adım geri çekildi ve alaylı bir şekilde bir gülümsedi.
"Kusura bakma ama sen benim babam değilsin. Sana baba demem için önce bana babalık yapman lazım. Bana evini açıp yemeğini paylaşınca seni kabul edeceğimi mi sandın? Ben Destan gibi değilim. Bana piç dense kılımı bile kıpırdatmam. Çünkü küçüklüğümde bu kelime yüzden çok kavga ettim."
Kız alaylı bir şekilde gülümsediğinde gözleri dolmuştu. Geçmişinde yaptığı kavgaları hatırlamıştı. Samuel'in bir gün onlara geleceğini düşünüyordu ama o kişi asla gelmemişti.
"Hıh! Küçüktüm. Seni savunuyordum çünkü... Çünkü seni savunursam senin geleceğini ve seni savunduğum için benimle gurur duyduğunu söylemeni beklemiştim. Çocukça ve aptalca bir düşünceydi. Şimdi düşünüyorum da korumaya çalıştığım adam dövdüğüm o kişilerden bile daha beter bir durumdaymış. Ama biliyor musun o kavgalar bana inanılmaz deneyimler yaşattı. Her kavga da daha da agresif oldum ve sonunda beni gören tüm yaşıtlar ve hatta benden yaşlılar bile benden korkmaya başladı. Kusura bakma Samuel ama ben Runa senin kızın değilim! Sen beni için annemin eski sevdiğisin. Eğer bir gün gerçekten sana baba dememi istiyorsan karşımda güçlü birini görmek isterim. Sefil ve işe yaramaz birini değil!"
Runa öfkeyle evden ayrılırken Samuel kızın arkasından boş boş baktı. Çevresindeki herkes onun değişimi yüzünden yavaş yavaş ondan uzaklaşıyordu. Runa bir kaç gündür Samuel ile arasını düzeltmiş beraber yemek yiyip sohbet etmişlerdi. Ama bugün yaşananlar Runa ile Samuel'in arasını açmıştı. Adam dişini sıktı ve önündeki masaya sert bir şekilde vurarak masayı parçalamıştı. Samuel öfkeyle solurken zihninde rahatlatıcı bir ses duydu.
"Sakin ol hayatım... Kendine kızmak sadece seni yıpratır. Sakin ol... Onlar senin evlatların. Onlar senin kanın. Destan da Runa da sana kızsalar bile onlar senin ailen."
Samuel derin derin nefes alarak sinirini bastırmaya çalışıyordu.
"Ben onların iyiliğini istiyorum Hazel... Onların bir geleceği olsun istiyorum."
"Onları Arienden göndererek onlara nasıl bir gelecek sunmayı düşünüyorsun. Runa zaten bu yaşına kadar sensiz yaşadı. Ama o şimdi sana kızsa da o seni kaybetmek istemiyor aşkım. Ancak senden ayrılsa bile bu durumdan fazla etkilenmez. Ancak Destan... O hiç sensiz yaşamadı. Belki ikisinin de düşünceleri senden nefret ettiklerini söylüyor olsa da kalplerinde onlar seni çok fazla seviyor. İnan bana ikisi de seni kaybetmek istemiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...