Samuel'in sözlerinden sonra ortalık bir anda sessizleşmişti. Destan şaşkın şaşkın babasına bakıyordu. Babasının başka kadından bir evladı olduğunu bizzat onun ağzından duymuştu ve suratı düşümüştü. Yumruğunu sıktı ve kıza baktı. Kız yüzüne alaylı bir gülümseme yerleştirdi ve konuşmaya başladı. Ancak kız konuşurken sesi titriyordu.
"Hah! Bir önemi var mı? Babamsan ne olmuş...Bu senin suçunu daha ağır yapar! Sevdiğin kadını arkada bırakmak..."
Kızın gözleri dolmuştu. Bir süre sonra gözlerindeki yaşlar daha fazla duramadı ve akmaya başladı. Kız öfkeli gözlerle Samuel'e bakarken içinde ki öfkeyi kusmak istiyordu. Annesinin her zaman bir dostu tarafından terk edildiğini biliyordu. Ancak annesinin neden Samuelden veya Arienden hiç bahsetmediğini bilmiyordu.
"Neden onu terk ettin...Bunca zaman neden sana ulaşmadı...Neden bana babamın öldüğünü söyledi..."
Samuel derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Sanırım sana hikayeyi yeniden anlatmalıyım... Bundan 17 yıl önce Kızıl General Peter'in kızını yani Hazel'i annen ile ben korumakla görevliydik. Hazel Karda şehrine babasını görmeye gitmek istemişti. Samardan çıktık ve uzunca bir süre yol aldık. Karda şehrine bir kaç saat kalmıştı ki pusuya düşürüldük..."
******
Bir arabanın yanında iki kızıl üyesi yürüyordu. Kadın yanındaki adama baktı ona anlatması gereken çok önemli bir şey vardı ancak konuya nasıl gireceğini bilmiyordu. Kadın derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Samuel sana bir şey söylemem lazım."
Samuel kafasını çevirdi ve yanında ki mor gözlere sahip kadına baktı. Daha sonra kafasını çevirip etrafı kolaçan etti. Samuel epey gergindi yol boyunca izlendikleri hissine kapılmıştı.
"Amelia şuanda önemli bir görevdeyiz. Her ne kadar nişanlı olsak da işimiz ile özel hayatımızı karıştırmamalıyız! İçimde ki his daha da arttı."
Arabanın penceresinden genç bir kız kafasını çıkarttı ve elini çenesine koyup gülümsedi. Samuel ve Amelia'ya bakmaya başladı. Yüzünde sinsi bir gülümseme vardı.
"Onu öpebilirsin Kızıl Mızrak Samuel...Merak etme Babama söylemem. Gelecekte bir erkek arkadaşım olursa da sen ona söylemezsin ödeşiriz."
Amelia'nın yüzü kızarmıştı Samuel gülümsedi ve kafasını çevirip arabanın içindeki kıza baktı.
"Genç Hanım bence içeri girin..."
"Amelia, Samuel'e ne demek istiyorsun bana söyleyebilirsin! Ben bir zihin hırsızıyım kimse benden sır alamaz! Ya da benden sır saklayamaz!"
Hazel elini ağzına götürdü ve gülümsedi. Daha sonra Hazel'in yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi.
"Yada dur ben kendim öğrenirim tek yapmam odaklanmak ve zihnine girmek! "
Amelia'nın bakışları değişti ve öfkeli bir şekilde genç kıza baktı.
"Bana bak genç hanım...eğer zihnime girersen seni köpeklere yediririm! "
Hazel ellerini teslim olurcasına kaldırdı ve gülümsedi.
"Peki peki. Ama sen Samuel'e söyledikten sonra ben her türlü ondan öğrenirim. Ne de olsa babamın öğrencisi. Babama şikayet ederim..."
Amelia kafasını çevirip Samuel'e baktı. Samuel derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Amelia önemli bir şey değilse lütfen üzerimizdeki bu üniformanın verdiği ciddiliği koruyalım. Zaten gerginim. Herkes bize yanlış bir şey yapıyormuşuz gibi bakıyor. Hele ki Ragnar'ın ağzından düşmüyoruz. Bir gün o pisliği mızrağıma oturtacağım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...