169.Bölüm: Sorumluluklar

2.4K 272 15
                                    

Destan bir süre ruhunun önünde oturduktan sonra kafasını çevirip Frost'a baktı.

"Bir şey soracağım Frost. Ruhumun burada Meka'ya kurduğum hapishanenin içinde olduğunu kimler biliyor. Burası adı üstünde bir hapishane burada çok tehlikeli ruhlar var. Yani pek güvenli bir yer değil."

Frost kızıl gözlü ruha bir bakış attı ve sakin bir şekilde konuştu.

"Aslında burası çok güvenli. Öncelikle karanlık ve rutubetli. Yani Mekada ki en tehlikeli kişi Sagum buraya gelemez. Senin ruhunun burada saklandığını sadece ben biliyorum. Çünkü ruhun ile bir bağlantım var. Ancak şimdi burayı bilenlerin sayısı dört oldu. Sen, ben, Xhilion ve Holar!"

Destan kadının elinde avuca sığacak kadar küçük olan ejdere soğuk bir şekilde baktı ve ejderi göstererek konuştu.

"Sen o şeye ne kadar güveniyorsun Frost? En son hatırladığım kadarıyla bana böcek diyordu. Kendini dünyanın en güçlü varlığıymış gibi görüyordu. Benim gözümde resmen kibrin vucüt bulmuş hali o."

Frost bileğine sarılmış ve gözleri kapalı olan ejdere baktı ve samimi bir şekilde gülümsedi.

"Senin Xhilion'a güvendiğin kadar güveniyorum. Kusura bakma tatlım ama o öfkelenmekte haklıydı. O babana muazzam bir güç bahşetti ancak baban onu feda etmeye kalktı. Bunun nasıl bir duygu olduğunu benden başka kimse bilemez. Eski sahiplerim de beni güçlenmek için bir nesne olarak kullanmıştı. Senden önce ki sahibim ölümün kıyısında iken onu korumayı ret ettim ve başı gövdesinden ayrılarak öldü. Şimdi ona bak. Kibirli bir varlık değil mi ama kibirli olmayı da sonuna kadar hak ediyor. O gerçekten öfkeli bir varlık ama ben onun öfkelenmesini normal görüyorum. " 

Destan, Frost'un kişiliğinin büyük bir ölçüde değiştiğini farkındaydı. Bu kadın eskiden kimseye güvenmezken şimdi bambaşka bir kişi olmuştu. Frost eskiden Destan'a ismi ile hitap ederken şimdi 'Tatlım' olarak hitap ediyordu.  Destan, Frost'un mavi gözlerine bakarken Frost biraz rahatsız olmuştu.

"Neden bana öyle bakıyorsun?"

Destan yavaşça ayağa kalktı ve kadına doğru ilerledi. Çocuk Frost'un önüne gelince elini kaldırdı ve kadının yüzüne doğru götürdü. Frost hemen Destan'ın elini tuttu ve onu durdu.

"Aklından bile geçirme Destan! Maskeyi çıkarmanı istemiyorum! Yüzümü görüp bana farklı bakmanı istemiyorum. Bildiğin gibi yüzüm yandı. Artık gerçekten bir cadıya benziyorum."

Destan elini geri çekti ve derin bir nefes aldı. Frost yüzünü maskenin ardına saklıyordu. Yüzü ve bedeninin büyük bir kısmı yanmıştı. Kadın yanan saçlarını kısaltmak zorunda kalmıştı. Destan kadının gözlerine baktı ve ciddi bir şekilde konuştu.

"Ben senin dış görünüşün ile alay edecek birisi değilim Frost! Sen benim Frost'umsun. Sen benim tanıdığım en mükemmel ve iyi kadınsın. Güzellik benim için gelip geçici bir kavram. Ben insanları kalplerine göre yargılarım. Senin kalbin ise buzun içinde saklanmış bir cennet bahçesi gibi. O buz yavaş yavaş erirken senin bahçen gün yüzüne çıkıyor. Seni güzel yapan şey fiziğin veya yüzün değil. Seni güzel yapan kalbin ve kişiliğin."

Frost, Destan'ın böyle konuşmasını beklemiyordu. Destan'ın sözleri sanki ona değil de başka bir kadına söylenmiş gibiydi. Frost, Destan'ın gözlerinin içine baktığında onun niyetinin kötü olmadığını görüyordu. Destan'ın gözleri tamamen pişmanlık ile kaplıydı. Frost'un bu şekilde yaralanması tamamen Destan'ın suçuydu. Frost elini yüzüne götürdü ve maskesini bir kaç santim de olsa çıkardıktan sonra kafasını olumsuz anlamda sallayarak geri giydi.

Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin