Destan, büyükbabasının ona bıraktığı mesajı okuduktan sonra yüzünde gülümseme oluştu.
"Baba bu tekniği gerçekten öğrenmek istiyorum. Bu yüzden keşfettiğim şelaleye gidip orada çalışmalıyım. Ancak orası biraz uzak ve benim eve gelip gitmem bana çok zaman kaybettiriyor hem sende bana söyledin düşünüyorum ki ..."
Samuel yüzünde gurur dolu bir ifadeyle.
"Evden ayrılacaksın ha? Bu günün bu kadar erken gelmesini beklemiyordum. Senin için oraya bir ev yaptıralım o zaman. Mai'de seninle beraber orada eğitim yapsın. Tabi yalnız olmak istersen bunu anlarım."
Mai, onun da eğitim yapacağını duyunca şaşırmıştı. O yetişimci değildi. Dantianı hala açılmamıştı istediği zaman enerji hapı sayesinde dantianının zorla açabilirdi. Ancak o dantianını bir hap yardımıyla açmak istemiyordu.
"Efendim benim dantianım kapalı ben eğitim yapamam."
Samuel bir baba edasıyla genç kıza baktı.
"Mai seni öz evladım olarak görüyorum. Benim için Destan ne ise sende o sun. Destan benim sevdiğim kadının çoçuğu, sen ise o kadının kendi evladı gibi sevdiği kişisin. Senden zorla yetişimci olmanı istemem ama eğer seni kaybedersek bu duruma ne Destan ne ben dayanırız. Seni bulduğum zamanı hatırlıyor musun?"
Mai'nin yüzü düştü, gözleri doldu. O günü elbette hatırlıyordu hayatı sadece bir kaç altınla gidip geliyordu. Ya pis suratlı yaşlı bir adamın cariyesi olacaktı yada bir genel evin en geç çalışanı.
Büyük bir meydanda bir platform kurulmuş üzerinde değerli kıyafet ve takılar giyen bir adam insanlara sesleniyordu.
"Gelin millet gelin en iyi işçiler,savaş esirleri, köleler burada bulunuyor. Bu gördüğünüz genç adam 70 kilo, kaslarını görüyor musunuz bunlar evinizin tüm ağır işlerini kaldırabilir."
Adam, önünde elleri, ayakları bağlı olan köleyi satmaya çalışıyordu bir çok insan toplanmış güzel bir köle satın almayı bekliyorlardı. Adam elleriyle kölenin çenesini tutup kölenin ağzını açtı.
"Bakın! Şu dişlere bakın ne kadar sağlıklı olduğunu buradan görebilirsiniz. Satış fiyatı 100 altın."
Köleyi almak isteyen kişiler satış fiyatını duyunca itiraz ettiler. Bir köleye bu kadar yüksek fiyatla başlatmak apaçık dolandırmaydı. Köle satıcısı insanların itirazlarını duyunca yüzünü ekşitti.
"Lordlarım, leydilerim ben daha azı fiyatına satış başlatamam kusuruma bakmayın bu malın bana gelişi zaten 120 altın zararına satmaya çalışıyorum. Bakın gayet sağlıklı duruyor kollarına bakın 200 kiloyu rahat tek eliyle kaldırır bu adam."
Adam bu köleyi bir an önce satıp asıl satmak istediğini ortaya çıkaracaktı. Adam diğer kölelerin arasında duran bir kızı gözüne kestirdi. Kız daha küçüktü ama gelecekte çok güzel olacağı kesindi.
Kölenin fiyatı yavaş yavaş artmaya başladı kölenin fiyatı kısa bir zaman diliminde 300 altına kadar çıkmıştı. Köle satıcısı ellerini ovuşturuyordu insanlar bu adam için 300 altın vermeyi göze almıştı. Köle 300 altına satıldı. Adam daha sonra bir el işareti yaptı ve birkaç adam gidip kölelerin arasından ufak kızı getirdiler.
"Efendiler size layık değil ama bu kız daha bugün elime geçti. Ailesi onu bana yüksek bir fiyata sattılar. Şu gözlere, şu saçlara bakın büyüyünce dünya güzeli olacak bu kızı elinizden kaçırmak istemezsiniz. Bedeninde hiçbir yara yok ve hala bakir, adamlarım ona ilk defa şimdi buraya getirmek için dokundu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...