Destan, Farhan ile birlikte Kuklacılar Pazarına girdi. Burası gerçekten çok iyi düzenlenmiş bir bölgeydi. Demirciler, Simyacılar, kıyafet satan yerler, kuklalarını satmaya çalışan insanlar kendileri için ayrılmış olan yerlerde eşyalarını satmaya çalışıyorlardı. Herkes kendi ürününü satmak için bağırıyordu. Destan kenarda bulunan bir demirci dükkanına yöneldi. Demircinin açtığı tezgahın ön tarafında en iyi kılıçlar ve zırhlar sergileniyordu. Destan'ın dükkana doğru yöneldiğini gören bir adam hemen Destan ve Farhan'ı karşıladı. Adam genç gözüküyordu. 20 li yaşlarındaydı ve yüzünde yeni oluşmuş bir yara vardı, sakallarını keserken suratını da kesmişti. Kolları bayağı kaslı gözüküyordu. Adam Farhan'ı kibirli bir şekilde süzdü. Eğer bu adam Destan'ın yanında olmasaydı onu dükkanından kovardı. Çünkü bir çok insan şu anda Farhan'a ve Destan'a bakıyordu. Destan'ın önemli bir insan olduğunu düşünüyorlardı, eğer birisi yanında bir dilenciyi barındırıyorsa ya aptal olmalı yada güçlü bir arka planı vardır. Destan tüm bunları farkındaydı ama ağzını açmadı çünkü Destan adamı bir süre inceledikten sonra onun kişiliğini zaten anlamıştı ve ona bir ders vermek istedi. Eliyle sergilenen güzel kılıçları gösterdi.
"Bunlar hangi malzemeden yapıldı."
Destan normalde saygılı bir şekilde konuşurdu ama gördüğü manzara onu epey öfkelendirmişti. Dışarıdan bakan birisi Destan'ı gayet sakin görürdü. Adam Destan'ın gösterdiği kılıcı eline aldı ve özelliklerini anlatmaya başladı.
"Bu kılıç Tokson demirinden yapıldı. Tokson oldukça pahalı bir madendir eritmek için çok iyi fırınlara ihtiyaç var. Bizler Arien Krallığında Tokson demirlerini işleyen en iyi demircileriz."
Destan kılıcı adamın elinden aldı ve bir kaç kez salladı. Adam Destan'ın ne düşündüğünü merak ediyordu. Eğer bu kılıcı satarsa bir çok insanı buraya rahatlıkla çekebilirdi. Destan'ın üzerinde ki kıyafetler özel olarak dikilmişti. Terzilerin özel olarak diktikleri kıyafetler hemen belli olurdu. Çünkü buradaki bir çok insan Meka dan çıkan teknolojinin yapabileceklerini biliyordu. Destan kılıcı adama geri uzattı.
"Bunun fiyatı ne kadar?"
Adam gülümsedi bu kılıcı normal fiyatından daha yükseğe satabilirdi. Destan daha çocuktu ve ticaret konusunda pek bilgisi olmadığını ve yanındaki dilencinin de onun koyacağı fiyata bir şey diyemeyeceğini biliyordu. Adama göre Destan sadece baba parası yiyen diğer zengin tipler gibiydi. Elde etmek istediği şeyin fiyatı ne olursa olsun hemen alırlardı.
"Bu kılıç 2500 altın genç efendi. Oldukça değerli bir materyalden yapıldığı için fiyatı normal kılıçlar kadar değil."
Destan yüzüğünden bir kese çıkardı. Adam Destan'ın elindeki keseye bakıyordu. Farhan ise sadece olacakları izlemeye başlamıştı. Destan gülümsedi.
"Bana bir hurdayı mı satacaksın! Bu yaptığın yüzünden dükkanın kapatılır bunu biliyorsun değil mi?"
Adamın gözleri büyüdü Destan bu kadar insan onlara bakarken kılıcı hurda olarak nitelendirmişti. Adam aşırı öfkelenmişti çünkü karşısında 8 yada 9 yaşlarında gözüken bu çocuğun kılıçlarına hakaret etmesi onun onurunu lekelemişti. Onun zengin olması hiçbir şeyi değiştirmezdi adam kendi arkasında ki güçten daha güçlü bir gücü bilmiyordu.
"Sen ne diyorsun!"
Destan umursamaz bir şekilde keseyi yüzüğüne koydu daha sonra arkasına döndü ve yürümeye başladı. Arkası adama dönükken konuşmaya başladı.
"Kılıçların birer çöp, onlarla tavuk bile kesilmez eğer süs eşyası olarak almak isteseydim... Sanırım yine almazdım onun yerine bir ağacın dalını koysam daha göze hitap ederdi.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...