Büyük bir birlik binasının içinde bir kadın banyoda küvetin içinde köpüklerin arasında gözlerini kapatmış yıkanıyordu. Ortam bir anda çürümüş ceset gibi kokmaya başladığı anda kadın kapalı olan gözlerini açtı ve önünde çırıl çıplak olan kişiye baktı. Kadın adamı tamamen süzdükten sonra sinsice gülümsedi.
"Ben çıktıktan sonra sende yıkanabilirsin Keantu. Seninle yıkanmak isterdim ancak bugün yeni kurduğum avcı birliğine adam toplamam lazım. Anlayacağın seninle eğlenecek zamanım yok!"
Keantu Jarox tanrıça tarafından parçalandıktan sonra kıyafeti kullanılamaz hale gelmişti. Tanrıçanın yanından korkuyla geri çekildiği için üstüne bir şeyler giymek aklına bile gelmemişti. Adam kadının onun organına bakıp güldüğünü görünce üzerinde bir kıyafet belirdi. Kadın hayal kırıklığına uğramış gibi yaptıktan sonra sinsice gülümsedi.
"O küçük şeyi örtmekle iyi yaptın. Pekala buraya gelmenin sebebini soracağım ve sonra benim bedenimi süzen o gözlerini oyacağım!"
Kadının bedeni köpüklerin içindeydi ancak bir erkeğin ona bakması hoşuna gitmemişti. Adam kadına soğuk bir şekilde baktı ve konuştu.
"Sen asla köpükle yıkanmazsın Azura! Bu bir ilizyon."
Kadın adamın onun hakkında epey bilgi sahibi olduğunu bildiği için sinsice gülümsedi ve kadının içinde durduğu küvetteki köpüğün rengi kızıla döndü. Kadın ilizyonu kaldırmıştı. Kadının içinde bulunduğu küvet tamamen kan ile kaplıydı.
"Haklısın kan banyosu varken kim suda yıkanır ki? Sana bir daha söylemeceğim Jarox! Buraya ne amaçla geldin!"
Jarox derin bir nefes aldı ve soğuk bir şekilde konuştu.
"Koruduğun son kapı. Onu açman..."
"Jarox defol git! Kimse beni o kapıyı açmam için zorlayamaz! "
Adam lafının kesilmesi yüzünden sinirlenmişti ancak dişini sıkıp derin bir nefes aldıktan sonra tekrar konuştu.
"Seni zorlamıyoruz Azura ama tanrıça..."
"Tanrıça bile benden böyle bir şey isteyemez! Unuttun mu Jarox tanrıçanın gücü bana işlemez! O kadın bir yılan ama onun zehri bana işlemez! Şimdi defol!"
Adam dişini öfkeyle sıktı çünkü bu kadın tanrıça hakkında istediği gibi konuşabiliyordu ve tanrıça ona zarar vermiyordu. Tanrıçanın onu yok etmesi için Azura'nın Ölüm Tanrıçasına meydan okuması gerekiyordu. Azura gibi birisi aptal değildi. Tanrıçaya meydan okuması için elinde hiçbir sebep yokken bunu yapmazdı. Ölüm Felsefesinde ölümsüzlük ancak tanrıça tarafından verilirdi. Tanrıça ne kadar çok kişiyi ölümsüz yaparsa gücü o kadar artıyordu. Ancak ölümsüz yaptığı kişileri yok edemiyordu. Ölümsüzler, Ölüm Tanrıçasının en güçlü silahı ve yok etmeye gücünün yetmediği tek kişilerdi. Azura'nın içinde bulunduğu kanlar hızla azalırken kan kadının üzerine yapışıp kızıl bir zırha dönüştü. Kadının gözleri parlarken Jarox öfkeyle küfür savurdu. Ancak yapmaması gereken şeyi yapmıştı. Kadının doğrudan gözlerine bakmıştı. Adamın yüzünün rengi hızla değişti ve kireç gibi olduktan sonra adam yüz üstü yere düştü. Kadın banyodan çıkarken soğuk bir şekilde konuştu.
"Sıcak bir banyo seni kendine getirir ezik. Asla Keantu konumuna geçemem ancak bu seni benden üstün yapmaz! Eğer bir daha benden üstün olduğunu düşünürsen sana gösterdiğim şeyi yapmak benim için bir kaç saniye sürer. Haddini bil! Ben kimsenin kontrolünde değilim!"
Kadın adama öfkeyle baktıktan sonra hissettiği güçle derin bir nefes verdi ve kendi kendine konuştu.
"İlginç... Tanrıça Sürgün boyutunda birisine Kadim koruma büyüsünü verdi. İçimdeki bu huzursuzluk... Ne planlıyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...