Cabrakan boş bir arenanın içinde belirdi ve kılıcını savurdu. Kılıcının bir hedefe çarpmadığını görünce şaşırmıştı. Gölge etrafına bakındığında arenanın ortasında bir kişinin meditasyon yaptığını gördü. Bir çocuk arenanın ortasında lotus pozisyonu almıştı. Çocuğun uzun masmavi saçları yüzündeki metal maskeyi kısmen örtüyordu. Cabrakan önündeki kişiyi görünce elindeki kılıcı sıkıca kavradı.
"DESTAN! Sonunda özgürüm ve şansıma sen karşıma çıktın!"
Destan meditasyonunu bozmadan soğuk bir şekilde konuştu.
"Markus'a kontrolü hemen geri ver...Cabrakan!"
Siyah Gölge mor gözlerini Destan'a dikti ve yüzünde sinsi bir ifade belirdi. Destan'ın güçsüz olduğunu hissediyordu. Kibirli bir şekilde Destan'ı süzdükten sonra konuşmaya başladı.
"Markus'a kontrolü mü vereyim? Sen kimsin ki bana emir veriyorsun?"
Destan derin bir nefes aldı ve nefesini geri verdi. Yükselen öfkesini bastırmaya çalışıyordu ve bu gölge cidden onun sinirini zorlayacak gibiydi.
"Benim kim olduğumu zaten biliyorsun...Cabrakan!"
Gölge dişini sıktı ve Destan'a öfkeyle baktı. Onun nefret ettiği iki kişiden birisi Destandı.
"Sen pisliğin tekisin! Markus'a dostum diyorsun ama onun düşmanını evine alıyorsun! Sen onu dostu falan değilsin!"
Destan soğuk ve duygusuz bir şekilde konuşmaya başladı.
"Markus ile benim aramda olan bir konudan sana ne? Casper'i evime de alırım onun yanında da savaşırım bundan sana ne? CABRAKAN!"
Gölge Destan'ın nasıl bu kadar sakin kalabildiğini anlamamıştı. Destan onun yapabileceklerini biliyordu ancak ondan korkmuyordu. Destan'ın bu kadar sakin davranmasını pek iyi bulmuyordu. Gölge dişini sıktı ve öfkeyle konuştu.
"Beni adımı adeta küfür eder gibi söylemeyi kes! Yoksa seni yok ederim!"
Destan ayağa kalktı gölge mor gözleri ile onu izlemeye başladı. Destan biraz garip görünüyordu. Zayıflamış ve teni bembeyaz olmuştu. Destan'ın tüm bedeni örtülüydü teninin tek görüldüğü yer boynuydu. Destan'ın boynu bembeyazdı ve mosmor damarları belli oluyordu. Destan savaş pozisyonu aldı ve soğuk bir şekilde konuştu.
"Sana son uyarım Cabrakan! Markus'a hemen kontrolü ver! Yoksa..."
"Yoksa ne? Sen bana asla rakip olamazsın! Benim gücüm diğer gölge kardeşlerimden farklı!"
Destan derin bir nefes aldı ve yüzündeki metal maskenin üzerine doğru enerji çekmeye başladı. Destan'ın yüzündeki maskenin üzerinde zihin maskesi oluştu. Destan derin bir nefes aldı ve maskenin altında iblis vari bir ses duyuldu.
"Yoksa sana acı dolu bir son veririm!"
Cabrakan aldığı cevapla öfkeyle kılıcını tuttu. Gölgenin gözleri parladı. Destan derin bir nefes verdi ve elinden siyah bir alev topu çıkıp Cabrakan'a doğru gitti. Gölge gelen saldırıyı hızlıca atlattı ve bir anda hızlanıp Destan'ın önünde belirdi. Gölge kılıcını kaldırdı ve Destan'a saldırdı. Destan kendisine doğru gelen kılıcı görünce sinsice gülümsedi. Destan'ın sol elinde bir kutu belirdi ve Gölgenin eli kılıç ile birlikte bir portaldan geçti. Cabrakan solunda oluşan yeni portaldan kendi kılıcının geldiğini görünce çaresiz kalmıştı. Saldırı ona çarptı ve gölgenin bedeni uçup arenanın duvarına çarptı. Gölge aldığı darbenin etkisini üzerinden atmaya çalışırken sıcaklığın arttığını hissetti. Destan'ın siyah alevlerini son anda atlattığında Gölgenin gözlerinde ilk kez korku duygusu belirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...