Antik Meka da uzun zamandır duyulmamış olan kahkahalar yükselirken Destan toplanıp daire oluşturmuş insanların önünde yere oturmuş merkezde ki küçük kız ile oyun oynayan tilkiye bakıyordu. Xhilion küçük Diana'yı yaklaşıp onun yüzünü yalayınca küçük kız kahkahalara boğuluyordu. Kızın gülmesi ile Xhilion korkup ondan uzaklaşıyordu. Ancak korkusu uzun sürmüyor ve tekrar gidip kızın yüzünü yalıyordu. Tilkinin korkak tavrı ve küçük kızın mutluluğu Antik Mekada zor zamanlardan geçen insanlara yeniden mutluluğu öğretmişti. Diana geçen zamanla büyümüş ve ilk yaşına girmişti. Diana tüm halk tarafından biliniyordu. Çünkü bu ufak kız Sagum'un kızı gibiydi. Kız eline geçen her şeyi ağzına götürüyordu ancak kimse ona karışmışyordu. Küçük kız bazen toprak yiyor bazen de ağzına taş koyuyordu. Çevreyi tanırken kızın yüz ifadesi çok tatlı oluyordu. Xhilion yeniden Diana'ya yaklaştığı anda kız bir hamlede tilkiyi kuyruğundan yakaladı. Xhilion kuyruğunu küçük kıza kaptırınca korkuyla Destan'a doğru koştu ancak kızın elinden kurtulamamıştı. Diana elini ağzına götürdü ve tilkiyi ısırdı. Tilki acıyla arkasına döndü ve kızın üzerine atladı. Diana oyun arkadaşından böyle bir hamle beklemediği için korkup ağlamaya başlamıştı. Xhilion kurtulur kurtulmaz Destan'a doğru koştu ve hemen onun kucağına oturdu. Diana'nın ağlaması üzerine Frost hemen çocuğun yanına geldi ve çocuğu kucağına aldı.
"Hiç boşuna ağlama küçük hanım. Oyun arkadaşını ısıramazsın."
Diana kafasını kadının göğsüne koydu ve ağladı. Frost derin bir nefes aldı ve kendi kendine düşündü.
"Bu his de böyle... Bu sıcaklık... Bu Sagum nereye kayboldu acaba?"
Kadın içinde sıcak bir şeyin hareket ettiğini hissetmişti. Bu durumu o kadar fazla garipsememişti. Ne de olsa yıllardır mühürlü olan duyguları yeniden ortaya çıkarken kendini garip hissetmesi doğaldı. Frost etrafta Sagum'u aradı ancak Sagum görülmüyordu. Diana'nın annesi hemen Frost'un yanına geldi ve gülümseyerek kızı istedi. Frost bebeği annesine verirken meraklı bir şekilde sordu.
"Şey... Sagum nerede?"
Frost'un sorusu ile birlikte kadının yüzü düştü ve eliyle Meka'nın devasa surlarını gösterdi.
"Surların dışına gitti. Nedenini bilmiyorum ama siz geri döndüğünüzden beri Kralımızın hal ve hareketleri değişti. Tamamen sessizleşti. Eskiden her anını Diana ile geçirirdi ancak bir kaç gündür gelmiyor. Diana bazen onu istiyor ve ağlıyor. Diana lordumuza çok bağlandı. Ona 'Baba' diye sesleniyor. Lord Sagum ile Diana arasında hiçbir kan bağı olmasa da o kızımın gerçekten babası oldu. Diana babasını asla göremedi. Çünkü eşim Gama Krallığının en son düzenlediği askeri seferden geri dönemedi. O sefere gittiğinde bebeğim karnımdaydı. Lord Sagum Diana'ya bir baba şefkatiyle yaklaşıyordu. Eğer onu görürseniz rica etsem Diana için gelebilir mi?"
"Babaa... Anne Baba..."
Frost istemsiz bir şekilde gerilmişti. Küçük kızın baba diye seslenmesi Frost ta sanki balyoz ile vurulmuş gibi bir etkiye sebep oldu. Diana eliyle göz yaşlarını silerken baba diye sayıklamaya başlamıştı. Frost derin bir nefes aldı ve samimi bir şekilde gülümsedi. Kadının yüzünde her ne kadar maske olsa da onun kızıl dudakları ve inci gibi dişleri tamamen açıktaydı. Frost küçük kızın başını okşadı ve konuştu.
"Merak etme Diana. Baba gelecek."
Frost arkasına dönüp baktığında Destan'ın onu izlediğini gördü. Kadın, Destan'ın sinsi bakışlarını görünce yüzüne ciddi bir ifade takındı ve ona doğru yürüdü. Destan ayakta kucağında kuyruğunun içine saklanmış tilki ile Frost'u bekliyordu. Frost, Destan'ın yanına geldi ve sinirli bir şekilde konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...