Destan, Koniah'ın karşısına çıktığında onu saygıyla selamladı. Koniah'ın yüzünde gururlu bir ifade vardı. Adam kahkaha attı ve keyifli bir şekilde konuştu.
"O surların üzerinden yaptığın saldırıyı gördüm... Söylesene bana bir gece de nasıl doğa enerjisini o şekilde katı bir forma sokmayı başardın?"
Destan, ustasının sorusuyla ve ona olan bakışları yüzünden biraz şaşırmıştı. Koniah'ın yüzünde gururlu bir ifade vardı. Destan surların üzerinden yaptığı saldırıyı Koniah onun anılarından görmüştü.
"Usta sen...Sen o saldırının nasıl olduğunu bilmiyor musun? Anılarımı görebiliyorsun diye biliyordum. Yanlış mıyım?"
Koniah, Destan'ın sorusu üzerine elindeki bastonu iki kez yere vurdu ve sert bir şekilde konuştu.
"Elbette senin anılarını görüyorum velet. Benim güçlerimi küçümseme! Anılara ulaşmak benim için çocuk oyuncağı. Ben neyi bilmiyormuşum onu bana söyle! Yoksa bastonu suratına yersin!"
Destan, ustasının gücünden şüphe duymuyordu. Ne de olsa Koniah onun Kahin Kanı lanetini rahatlıkla bastırıyordu. Destan uzun zamandır uyanıkken Kairon'u, yani iblis kralı görmüyordu. Destan derin bir nefes verdi ve konuşmaya başladı.
"Bu gece yemekten önce bir şey oldu... Garip bir şey..."
Destan kıyafetini araladı ve göğsündeki yeşil çan dövmesini gösterdi. Koniah dövmeye soğuk gözlerle bakarken Destan anlatmaya devam etti.
"Çan sanki bir tehdit algılamış gibiydi... Yanıp sönüyor ve sadece benim duyabildiğim bir ses çıkarıyordu. Aynı şekilde Markus, Casper ve babamda kötü bir şeyler hissetti. Sonra salonun ortasında benden küçük görünen bir çocuk belirdi. Çocuk tek bakışta bizim felsefelerimizin ne olduğunu anladı. Gücü çok büyüktü, elini sallamasıyla arkadaşlarımı yaşlandırdı. Ben ona doğa enerjisi ile saldırırken bir anda tüm zaman durdu. Kimse hareket etmiyordu. O çocuktan başka kimse hareket etmiyordu..."
Koniah elini kaldırdığı anda Destan sustu. Adam, Destan'a soğuk gözlerle bakarken tek bir soru sordu.
"Gelen kişi kendini ne diye tanıttı?"
Destan derin bir nefes verdi ve gelen kişinin adını söyledi.
"Zaman Tanrısı Saltar!"
Koniah'ın gözleri, duyduğu isimle beraber kocaman açıldı. Destan, ustasının şaşırdığını görünce meraklanmıştı. Koniah derin bir nefes verdi ve bastonunu yere bir kaç kere vurdu. Destan bir anda bembeyaz bir odada belirmeleriyle etrafına bakındı. Koniah bastonunu kaldırdı ve bastonun alt kısmını Destan'ın alnının ortasına koyduğunda Destan korkuyla gözlerini kapatmıştı. Ancak bir şey olmadığını hissedince gözlerini açtı. Bastondan huzurlu bir enerji Destan'ın zihnine doluyor gibiydi. Destan bu bastonun acı dışında başka bir duygu uyandırmasına epey şaşırmıştı. Beyaz oda yavaş yavaş renklendi. Destan oluşan manzaraya hayranlıkla bakarken beyaz duvarlarda Destan'ın anlattığı anısı gözüküyordu. Koniah ciddi bir yüzle Saltar'ı ve onun hamlelerini izledi. Saltar'ın ağzından çıkan kelimeler ile Koniah'ın yüzünde kırışıklıklar beliriyordu. Koniah, Saltar'ın istediği ruhları duyunca küfür etmişti.
"Eğer onların ruhu Ölüm Tanrıçasının eline geçerse bu dünya yok olur! Ölüm Tanrıçası ne planlıyor?"
Koniah olayları sanki içindeymiş gibi izlerken Saltar'ın Casperden, Lui Rang'ın ruhunu çağırmasını istediğini duyduğu anda Koniah kafasını çevirip Destan'a baktı.
"Eğer bunlar gerçekleştiyse senin ölmüş olman lazımdı evlat! Tanrılar birisini isterse o kişi asla kurtulamaz!"
Koniah, Destan'a bakarken olaylar yaşanmaya devam ediyordu. Koniah, ruhunun titrediği hissetti. Adam kafasını çevirip yaşlanmış olan Destan'a baktı. Destan'ın ruhsal ve zihinsel gücü Koniah'ın algısını çoktan aşmıştı. Xhilion'un da ortaya çıkmasıyla Koniah neye uğradığın şaşırdı. Xhilion'un ağzında kaos enerjisi son hızla dönerken Koniah'ın bastonu titremeye başlamıştı. Koniah, Destan'a tekrar baktığında onun çoktan gözlerinin kapanmış ve bilinçsiz bir şekilde ayakta dikildiğini gördü. Olaylar ise artık devam etmiyordu. Sanki o noktada Destan'ın zihninde zaman durmuş gibiydi. Koniah, bastonunu Destan'ın alnından çektiğinde Destan'ın alnında garip yazılar belirmişti. Destan'ın alnında bastonun alt kısmının izi çıkmış ve yazılar küçücük olan dairenin içinde belirmeye başlamıştı. Koniah önündeki manzarayı izlerken beyaz oda parçalara ayrıldı. Beyaz odanın yok olmasıyla sonsuz bir karanlık her tarafı sardı. Koniah derin bir nefes verdi ve karanlığın içine baktı. Karanlığın içinde bir çift kızıl göz belirdiğinde Koniah üzerindeki şaşkınlığı attı ve gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...