Ragnar'ın yüzüğünden siyah bir kılıç çıktı. Kılıcın üzerine siyah zincir motifleri işlenmişti ve kılıcın bir çok noktasında çatlaklar vardı. Kılıcın çevresinde siyah bir aura gözle görülür şekilde dalgalanıyordu. Ragnar Kılıcı iki eliyle tuttuğunda kılıcın üzerindeki zincirler hareket etti ve kılıçtan öfkeli bir kükreme duyuldu. Ragnar'ın tüm damarları kabarmıştı ve adamın yüzünde şeytani bir gülümseme vardı. Maevi Şehrinin surlarında duran tüm yetişimciler hemen Casper'in yanına onu korumak için indiler. Casper hareketsiz bir şeklide Kızıl Kürklü Çakal'ın üzerinde yatıyordu. Genç adamın yüzünde acı dolu bir ifade vardı. Luisa genç adamı Auron'un sırtından alıp yere indirdi ve nabzını kontrol etti. Silas da hemen kadının yanına geldi ve Casper'e bakmaya başladı. Elini gencin göğsüne koydu.
"Nabızı düşük...Nefes alışları da azalmış...Ona ne oldu hiçbir şey göremedim! Şifacı yok mu!"
İnsanlar birbirlerine bakarken yüzlerinde umutsuz bir ifade vardı. Çünkü Maevi şehrinde ki şifacılar Kral Jeras'ın ölmesiyle birlikte başkent Karda'ya gitmişlerdi. Sonya acı çeken gence bir bakış attı ve kollarını birleştirip konuşmaya başladı.
"İyi ki şifacılarımız gitmiş! Casper ölmeyi hak ediyor! Ruh Hırsızı olarak başkalarının yaşamlarını elinden alıp o ruhlara işkence etmeyi biliyor. Şimdi de kendisi acı çekip ölsün!"
Kız yüzüne aldığı sert bir tokatla yere yapıştı. Kızın görüşü bulanıklaşırken herkesin gözünde korku belirmişti. Kızın narin yüzünde bir elin beş parmağının izi çıkarken. Herkes kıza vuran genç adama bakıyordu. Mor maskeye sahip bu gencin yüzünü daha önce kimse görmemişti. Sadece bu gencin adını biliyorlardı. Bu genç Kara Gül birliğinin en genç generali ve Destan'a en yakın destekçisiydi. Silas dan daha hızlı ok fırlatıyordu. Genç adam gözlerini kızın üzerine dikti.
"Casper aptalın teki! Çünkü senin gibi birisini kurtardı. Sen burada oturup onun yaşaması için dua edeceğine onun ölmesini istiyorsun...Söyle bana Yeşim Ejder Okulunun dahisi Sonya! Casper sana kötülük mü yaptı, yoksa bir Ruh Hırsızı sana zarar mı verdi! İnana bana umurumda bile değil! Dua et Casper ölmesin çünkü o ölürse seni gideceği yerde özleyecektir...Bende ona bir iyilik yapıp seni onun yanına gönderirim!"
"Nefes almıyor! O...o nefes almıyor! Kalbi durmuş...Silas ne yapacağız!"
Luisa endişeyle Silas'a bakarken Silas boş gözlerle Casper'e bakıyordu. Silas şoka girmişti. Casper'in gücünü biliyordu ve onun öleceğini düşünmek bile istemiyordu.
"Ben...ben bilmiyorum..."
Auron ortağının hareketsiz yerde yattığını görünce gözleri dolmuştu. Çakal burnuyla Casper'i dürttü ancak Casper den herhangi bir tepki gelmeyince Çakal inlemeye başladı. Gökyüzünden öfkeli bir kükreme duyulduğunda Maevi şehrindeki her yetişimcinin gözünde korku belirmişti çünkü gökyüzünde siyah bir ejderha belirmişti. Ejderhanın gözleri kıpkırmızıydı ve bedeni dikenli siyah zincirlerle sarılıydı. Dikenli zincir Ejderhanın sert pulunu rahatça kesiyordu. Ejderhanın yüzünde öfke ve acı vardı. Ragnar gökyüzündeki Ejderhaya bakmaya başladı.
"Tonraq seni pis sürüngen bana itaat et!"
Ejder öfkeli gözlerle adam baktı ve ağzında siyah bir top oluşmaya başladı. General Kızıl Göz'ün gözlerinde korku belirmişti.
"Bu kılıç bir canavar! Kılıç formundan bağımsız şekilde gerçek görüntüsü ile de saldırabiliyor! "
Ejderha Ragnar'a saldırmak için ağzında karanlık bir küre oluştururken kürenin içinde mor şimşekler çakıyordu. Ragnar gülümsedi ve ejderhaya baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...