145. Bölüm: Aşk Paraziti Laneti!

2.9K 310 26
                                    

Julia karşılaştığı manzara karşısında şok olmuştu. Ku-Ko kızın arkasından girdi ve hızlıca konuşmaya başladı.

"Efendim özür dilerim. Yeni donanımlara hala alışamadım. Düşünmem ile harekete geçiş sürem çok yavaş. Efendi Julia bir anda içeri..."

Destan elini havaya kaldırdığında Ku-Ko konuşmayı bitirdi ve kafasını yere eğerek yavaş yavaş geri çekildi.

"Ben sizi yalnız bırakayım. Bir şeye ihtiyacınız olursa ben kapıdayım."

Ku-Ko geri geri çekilirken Julia derin bir nefes aldı ve Destan'ın sırtına baktı. Destan masada duran metal maskeyi yüzüne giydikten sonra sandalyede asılı olan beyaz cübbeyi yavaş yavaş giydi. Destan cübbeyi giydikten sonra derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. Destan'ın sesi kısık ve boğuk bir şekilde çıkmıştı.

"Julia buraya neden geldin bilmiyorum ama eğer yaşanan kavgamız yüzünden geldiysen benim o gün söylediklerimin üstüne bir şey söyleceğimi sanmam... Sadece bazı sözlerimi geri almak isterim. Sana karşı sert davrandım. Ancak o gün de dediğim gibi senin çevrende olmayacağım!"

Julia derin bir nefes aldı ve ağır adımlarla Destan'a yaklaştı.

" Sen... Çok zayıfsın... Omurgaların sayılıyordu. Tenin ise bembeyaz olmuş. Neyin var? "

Destan derin bir nefes aldı ve önündeki sandalyeye oturdu. Sırtı Julia'ya dönüktü. Kızın onu bu şekilde görmesini pek istemiyordu. Destan'ın tenin solgundu. Sanki bedeninde hiç kan yokmuş gibiydi. Tüm kemikleri teker teker sayılacak derecede zayıflamıştı.

" Önemli bir şey değil Julia... Ne söyleyeceksen söyle ve sonra beni rahat bırak. Yapmam gereken işler var. Meditasyon yapmalıyım. Sen gelmeseydin meditasyonum tamamlanacaktı."

Julia, Destan'ın verdiği cevaba sinirlenmişti. Destan'ın kemikleri teker teker sayılacak kadar zayıflamış olduğunu görünce şok olmuştu. Hızlıca Destan'ın yanına gitti ve öfkeyle ona baktı.

" Ne demek önemli bir şey değil. Zayıflıyorsun. Ben karşımda eriyen birisini görmeyi beklemiyordum...Bu göğsün?"

Julia, Destan giydiği cübbenin altında Destan'ın göğsünü görünce dili  tutulmuştu. Kız eliyle Destan'ın cübbesini yavaşça açtı. Destan'ın bembeyaz teni ortaya çıkmıştı. Destan'ın kalbinin olduğu nokta morarmış ve damarları ortaya çıkmıştı. Julia Destan'ın  nasıl bu duruma geldiğini anlamamıştı. Ancak bu ciddi bir durumdu ve Destan'ın şifacıya görünmesi gerekiyordu.

" Bu... Bu da ne? Senin hemen bir şifacıya görünmen gerekiyor. Ne hale geldiğini görmüyor musun?"

Destan derin bir nefes aldıktan sonra  metalik maskenin ardından boğuk ve kısık  sesi duyuldu. Her ne kadar sesi kötü olsa da alaylı bir tonda çıkmıştı.

" Sapık gibi bedenimi incelemeyi bırakmanı rica edeceğim. Eğer biraz daha bana bakmaya devam edersen akılıma başka şeyler gelecek!"

Julia, Destan'ın sözlerini duyunca utanmıştı. Bulunduğu durumu ve yaptığı şeyi düşününce kızın yüzü kıpkırmızı oldu.

"Ben... Ben senin bedenine mi kaldım! Pisliksin Destan! Ben burada ciddi bir şeyden bahsediyorum. Sen ne düşünüyorsun... Hemen Şifacıya görünmelisin! Bu şey sadece göğsün ile sınırlıysa onu erkenden tedavi edebilirler."

Destan sandalyesine iyice yaslandı ve üzerindeki cübbeyi çıkarmaya başladı. Julia onun yaptığı şeyi görünce bir kaç adım geri çekildi ve elleriyle gözlerini kapattı.

Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin