Samar şehrine giden kervanda kocaman arabalar vardı. 18 tane araba sıralı bir şekilde ilerliyordu. Destan hayatı boyunca bu kadar insanı bir arada görmemişti. Arabaların içinde sayısız tüccar vardı. Herkes kendi mallarını satmak için bu kervana katılmıştı. Destan'ın dikkatini atın üstünde ilerleyen gri zırh giymiş bir kadın çekti. Kadın da Destan'ın bakışlarını fark etti ve gülümseyerek selam verdi.
"Selam ufaklık neden bana öyle bakıyorsun? Kendimi biraz kötü hissettim doğrusu. "
Destan kadının rahatsız ettiğini anlayınca hemen özür diledi.
"Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim efendim.Sadece etrafta konuşabileceğim birileri var mı diye bakmıştım. "
Kadın attını biraz hızlandırıp Destan'ın arabasının yanına yaklaştı.
"Aslında birileriyle konuşmak hoşuma gider. Bu beni rahatlatıyor. Sen Samar şehrine yalnız mı gidiyorsun? Yollar senin için oldukça tehlikeli bunu bilmelisin."
" Evet, yalnız gidiyorum ama neden yollar tehlikeli olsun ki sizler bizi korumak için burada değil misiniz? Hem ben güçlü olmak istiyorum bu yüzden Samar şehrine gidiyorum."
"Bizler kervanı korumak için buradayız ama büyülü yaratıklar ve haydutlar her zaman tehlikelidir. Yollarda pusu kurmuş olabilirler. Sen kaç yaşındasın? Seni inceleyince dantianını açtığını görüyorum ama senden hiç enerji sezemiyorum. Enerjiyi gizlemek bu yaşta çok büyük bir başarıdır. "
" Ben 7 yaşındayım. Enerjimi gizlediğimi farkında değilim efendim. "
Kadın elini çenesine götürdü biraz düşündü.
" Muhtemelen kan ile geçen özel bir enerji tipine sahipsin. Dünya da bu tip insanlardan milyonlarca var. Sende muhtemelen onlardan birisin. Benim senin yaşında bir oğlum var. 3.seviye bedene sahip kim bilir belki ileride arkadaş bile olabilirsiniz."
Destan özel bir kana sahip değildi. Olsaydı bunu hissederdi. Ancak Destan dantianındaki sarı taşı hissediyordu. Her geçen saniye enerjiyi kendine çekiyordu. Destan'ın normalde dantianı enerji ile dolu olmalıydı. Fakat dantianı boş ve kuruydu içinde sadece sarı taş vardı. Enerji taşa yöneliyordu ama geçtiği heryeri daha da güçlü yaparak ilerliyordu. Hücrelerin her birisi bedene giren enerjiden kısa süreliğine yararlanabiliyordu. Hücreler kendi enerjilerini kendileri üretir ve asla dışarıdan enerji almazlardı. Ama sarı taş Destan'ın tüm hücrelerini değiştirmişti. Destan bu sayede bedenine giren her tür enerjinin nereden geldiğini rahatlıkla anlayabiliyordu. Kervan ilelerken Destan garip bir enerji sezdi daha önce böyle bir enerjiye hiç dokunmamıştı. Dantianındaki sarı taş sanki lezzetli bir yemek görmüş gibi heycanlıydı. Destan taşın titremesiyle enerjinin geldiği yöne baktı. İleride sadece iki araba vardı onların önü ise bomboştu. Birkaç tane ağaç ve taş yolların kenarında duruyordu.
"Ne oldu çocuk, bakışların bir anda değişti sana yanlış birşey mi söyledim?"
Destan cevap vermeden garip enerjinin geldiği yöne bakıyordu. Kadında merakla Destan'ın baktığı yöne baktı. Sadece iki araba önden ilerliyordu. Yol gayet sakin görünüyordu.
"Yol gayet sakin görünüyor. Sanırım benimle konuşmak istemiyorsun. O zaman müsaden ile ben görev yerime dönüyorum."
"Durun efendim, içimde kötü bir his var, ileride büyük bir enerji topluluğu var . İleride pusu kurulmuş olabilir mi?"
Destan ilerideki enerjiyi rahatça hissedebiliyordu. Taş sayesinde o enerji ona zarar vermezdi ama buradaki insanlar için bu enerjş çok tehlikeli olabilirdi. Kadın pusu kelimesini duyunca yüzüne sert bir ifade takındı ve bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...