86.Bölüm: Fedakarlıklar!

4.5K 418 52
                                    

Kara Lord gözlerinin önünde ruh gücü ve aurası giderek artan bu figüre istemsizce saygı duyuyordu. Onun bildiği en güçlü aura Samuel ve Peter'in aurasıydı. Kral'ın aurası bile şuanda onun için sönük kalırdı. Zaten Kara Lord'un kraldan korkması için bir sebep yoktu. Kralı istediği anda öldürebilirdi ama kralın ölümü ile tahta çıkacak olan kişiyi yeniden dize getirmek zor olacaktır. Kara Lord Destan'ın değişen haline korkuyla baktı. Destan'ın sırtında bir pelerin ortaya çıktı. Pelerin göz alıcı tonda parlıyordu adeta Mavi alevlerden yapılmış gibi gözüküyordu. Destan'ın elindeki mor kılıç titremeye başladı. Kara Lord kanının kılıca çekildiğini hissediyordu, korkuyla geri çekilmeye başladı. Karşısında ki kişi bedenini bir Beden Hırsızı ile paylaşıyordu. Normalde Beden Hırsızı bedeni ele geçirir ve 10 yıl sonra konak beden ölür ve yeni bedene yerleşirler. Tabi bedenin asıl sahibi yaşıyorsa o bedende ebediyen kalabilirler. Ruh Hırsızları normalde Beden Hırsızlarını yakalar ve onları yok ederlerdi. Ruh Hırsızları hayatta kalmak için ruhlarını sürekli beslemeliydi. Bunun içinde hayvanların veya insanların ruhunu kullanırlardı. Kara Lord Turna ile olan bağlantısının kopması üzerine aklına tek bir senaryo gelmişti. Böyle bir olayın olması mümkün değildi.

"Kimsin sen! Benim kölem nereye kayboldu. Yoksa...Yoksa sende mi ruh hırsızısın! Beden Hırsızı ve Ruh hırsızı asla birlikte olamaz!"

Destan bedeninin tüm kontrolünü Sagum'a bırakmıştı çünkü bu adam Sagum'un damarına basmıştı. 

"Şimdi ne yapacaksın Sagum? Biliyorsun eğer Ruhuna darbe alırsan..."

"Biliyorum evlat. Güven bana Ruh hırsızlarıyla çok savaş yaptım ve şu Zakhar'ın sana bıraktığı Zihin kütüphanesinde ki Ruhlarla ilgili kitaplar işimize gerçekten yarıyor! O Turna denen adamı kurtardık! Geriye diğer ruhlar kaldı. Önce diğerlerinin de çıkmasını sağlayalım! Bu yaptığım seni biraz sinirlendirecek!"

Sagum kılıcını kaldırdı ve karnına sapladı. Destan'ın ağzından kan sızmaya başladı ve karnından kan gelmeye başladı. Jack bir anda beyninden vurulmuşa döndü. Böyle bir hareket beklemiyordu.

"Sen ne yapıyorsun!"

Kara Lord da Jack kadar şaşkındı ama bu hareket onun işine gelmişti. Ne de olsa beden hırsızı içinde durduğu bedene zarar vermişti. Kara Lord bir kahkaha savurdu.

"Ne kadar aptal bir beden hırsızısın sen! Hangi aptal konak bedeni yok etmeye çalışır ki?"

Sagum bakışlarını Kara Lorda odakladı. Kara Lord onun gözlerine bakınca sayısız çığlık duymaya başladı. Ellerini kulaklarının arasına götürdü. Ancak çığlıkları hala duyuyordu. Bir ses duyduğunda iliklerine kadar titredi. 

"Ben olsam tüm ruhları ortaya çıkarırdım çünkü tek saldırım da seni yok edeceğim! En azından kendini koruman için bir şansın var!"

Kara Lord önünde beliren adama baktı. Beyaz tene sahip bu adamın gece kadar siyah gözleri vardı. Kara Lord beden hırsızın gerçek formunu ilk kez görmüştü ve aklına gelen ilk düşünce onun iblis olduğuydu.

"Sen iblis misin? Lanet olsun nasıl bu boyutta belirebildin! Kapılar daha açılmadı! Sen elçileri falan mısın?"

Sagum kafasını eğip adama baktı. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

"Ne kapısından bahsediyorsun?"

Kara Lord derin derin nefes aldı ve gözleri bembeyaz parladı arından etrafında binlerce ruh belirdi. Tüm bu ruhlar onun elinde can vermişti. Kara Lordun ağzının kenarında kan sızdı. Tüm gücünü kullandığı suratından belliydi. Bir iblise karşı gardını indirdiği anda öleceğini biliyordu. Kara Lord ömrü boyunca hiç bu kadar ruhu kontrol etmemişti. Tüm ruhlar yeşil bir zincirle sarıldı ardından Kara Lord onlara kendisini koruma emirini verdi ve zincirler siyahlaştı. Ellerini birleştirdi ve ' Dağıl! ' diye haykırdı ilizyon cam gibi kırıldı ve Kara Lord ilizyondan çıkmayı başardı çünkü Sagum, Destan'ın ruh yeteneğini yarım yamalak kullanıyordu. Onun kadar iyi kullanması asla mümkün değildi. Kara Lord Sagum'un ona saldırmadığını görünce bir parşömen çıkardı hızlıca parmağını kanattı ve  parşömene sürdü. Tüm ruhlar onunla birlikte yok oldular. Sagum gökyüzüne baktı vücudundan muazzam bir öldürme niyeti yayılıyordu. Toprak onun öfkesiyle titriyordu Sagum öfke dolu bir çığlık attı ve bedenin kontrolünü Destan'a bıraktı. Destan neler olduğunu anlamamıştı ancak karnında bir kılıç vardı ve gerçekten canı acıyordu. İki eliyle karnına sapladığı kılıcı tuttu ve hızla çıkarttı. Aptal aptal kılıca baktıktan sonra konuştu.

Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin