Samuel öğle yemeği için atölyesinden çıktı ve evin yolunu tuttu. Bu sefer yolunu değiştirip mezarlık tarafından gitmek istemişti. Böylece eşinin mezarına gidip ona oğlunun ne kadar azimli ve hırslı çalıştığını anlatmak istiyordu. Destan Samardan geldiğinden beri oldukça sıkı çalışyordu. Her gün evden çıkıyor ve antrenman yapıyordu. Samuel mezarlığa geldiğinde eşinin mezarının hemen yanı başında bir adam oturuyordu. Samuel sessizce adamın arkasına geçti. Adam kafasını çevirip Samuel'e baktı. Gözlerinde yaşlar duruyordu.
"Evlat, kızımı sana vermemek için neler yaptığımı hatırlıyor musun?"
Samuel'in yüzünde kocaman bir gülümse oluştu. Eski günleri hatırladı.
"Bana meydan okumuştunuz? Hiç zevk almamıştım bir kaç kırık kemikle kurtulmuştum."
Adam eliyle göz yaşlarını sildi. O da gülümsedi.
"Haklısın o gün epey şanslıydın."
Samuel kayın babasının buraya neden geldiğini sordu.
"Buraya nadir gelirdiniz efendim onu özlediğiniz için mi geldiniz?"
"Hem evet hemde hayır. Buraya araştırmam gereken bir konu için geldim."
Samuel yolda bulduğu çiçeği gelip eşinin mezarının üstüne koydu. Daha sonra adama dönüp baktı.
"Destan'ı görmek için geldiniz öyle değil mi? Hazel, Destan yüzünden herkesi karşısına almaya hazırdı. Buna siz ve bende dahilim."
"O günü hala dün gibi hatırlıyorum..."
Büyük bir odanın içinde 20 tane şifacı bir kadını muayene ediyorlardı. Şifacılar arasında yaşlı olan kadın son muayenesini yapmıştı. Yüzünde büyük bir mutsuzluk vardı.
"Efendi Hazel, lütfen bizi dinleyin bu çocuğu doğurmak bedeninizi hırpalayacak hayatta kalamayabilirsiniz. Öleceksiniz eğer bebeği şimdi alırsak en azından hayatınızı uzatabiliriz."
Yatakta yatan kadın öfkeyle yaşlı şifacıya çıkıştı. Şifacılar onun sinirlerini gerçekten alt üst etmişti.
"Sizin bu konuda konuşma yetkiniz yok eğer ağzınızı kapatmazsanız sizi parçalara ayırırım. İnanın bana bunu gözümü bile kırpmadan yaparım."
Kadın korkuyla geri çekildi. Daha sonra büyük odanın kapısı açıldı ve içeriye genç bir adamla birlikte orta yaşlarında görünen bir adam girdi. Bunlar Samuel ve Hazel'in babası Peterdi. Peter kızının düşüp bayıldığını duyduğu için aceleyle buraya gelmişti.
"Hazel yine birilerini mi azarlıyorsun. Lütfen kıdemlim kızımın kusuruna bakmayın gençken olur böyle şeyler. Onun nesi var kıdemlim bayıldığını duydum lütfen bana ve damadıma onun hakkında bilgi verin."
Yaşlı kadın Hazel'e bir bakış attı. Hazel ona konuşursa öldürecekmiş gibi bakıyordu. Ancak kadın cesaretini toplamayı başardı ve Peter'e kızının durumunu söyledi.
"Efendi Peter, kızınız hamile."
Samuel'in ifadesi bir anda değişti o buraya eşinin düşüp bayıldığını duyduğu için gelmişti ancak şimdi baba olacağını öğrenmişti. Peter kızına baktı Hazel'İn gözleri dolmuştu ama babası olarak onu tanıyordu. Hazel mutlu değildi başka bir şey olmalıydı.
"Peki neden sizi azarlıyordu. Başka bir durum mu var."
Kadın saygılı bir şekilde konuşmasına devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...