Frost Meka dan yeterince uzaklaştıktan sonra Sagum'u yere sert bir şeklide bıraktı. Sagum tir tir titriyordu ellerini ağzına götürdü ve adamın ağzından kırmızı bir alev çıktı. Frost Sagum'a baktı ve gülümsedi.
"Ben seni hep siyah alevler çıkartan birisi sanıyordum. "
Sagum'un bedeni buzlarla kaplıydı adamın soğuktan dişleri bir birine çarpıyordu.
"Ka...ka...kadın...konuşma...beni eski...halime getir!!"
Frost yüzüne alaylı bir gülümseme yerleştirdikten sonra kahkaha attı.
"Olmaz...Destan'a zarar vermemen için seni bu şekilde tutacağım! Öfkelisin ve hata yapacaksın. İnan bana sonradan pişman olacağın hataları yapmak istemezsin."
Sagum elinden geldiğince ateş üretmeye çalışıyordu ancak onun ateşi bedenini kaplayan buza temas ettiği anda yok oluyordu. Frost'un tekniği onun ateşlerini rahatlıkla engelliyordu.
"Boşuna uğraşma Sagum...O eski bariyerin içindeki Frost gitti. Tahmin bile edemeyeceğin şeyler kazandım. Ben şuanda Mavi Hilal silah birliğinin geçici lideriyim. Ancak liderlik sürem bittikten sonra gücüm pek düşmeyecek. Sen ise karanlığa gömüldüğün anda bir hiçsin. Şuanda önümde sadece korkak bir adam var!"
Sagum dişini sıktı. Frost haklıydı. Çünkü o karanlığa gömülünce tüm gücünü kaybediyordu. Sagum iblis kralla çarpışırken iblis kral onun en güçlü olduğu şeyden yani karanlıktan korkmasını sağlayarak onun gücünü epey düşürmüş ve sonunda başını gövdesinden ayırmıştı. Frost, Sagum'un düşüncelere daldığını görünce derin bir nefes verdi.
"Çok düşünüyorsun Sagum...Geçmiş bir bataklık gibidir. Seni bir süre sonra boğmaya başlar. Geçmişini fazla düşünme. Geleceğe bak. Ama bunlardan önce anı yaşa!"
Sagum, Frost'un sözlerini duyunca yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirdi.
"Geçmişim...beni ayakta tutan... yegane şey! Hem seninde bir geçmişin olmalı değil mi? "
Frost derin bir nefes aldı ve yere uzandı. Antik Meka daki yapay güneş yok olurken yerine yıldızlar ve Ay'ı bırakmıştı. Frost burayı yapan kişiyi çok merak etmişti çünkü burası muazzam bir yerdi.
"Burayı yapan kişi gerçek bir dahi. Geçmişim ha? Çocukluğumda yıldızları izlerdim ve bir gün onlara gitmenin hayalini kurardım. "
Frost biraz duraksadı ve kahkaha atmaya başladı.
"Tabi sonra Astroloji denen şey sayesinde onlara gidilmeyeceğini öğrendim ve hayallerim suya düştü."
Frost gökyüzüne bakarken derin bir iç çekti.
"Geçmişte hayal kurmayı çok severdim...Güçlü bir kadın olacaktım sonra yakışıklı bir erkeğe vurulacak ve onunla evlenecektim. Bir kaç tane çocuğum olacak, onlar büyüyecekti bana gelip sevdikleri insanlar ile aile kuracaklarını söyleyecekler ve günün birinde Torunlarımı sevecektim..."
Frost'un sesi sonlara doğru titremeye başlamıştı. Sagum, Frost'un geçmişini bilmiyordu ve şimdi ona anlattırmak için daha iyi fırsatı olamazdı.
"Neler ol...du Frost! Sevdiğin adamı mı... öldürdüler...Çocukların mı öldü?"
Frost kafasını çevirip soğuktan titreyen Sagum'a baktı.
"Sana bir ateş yakayım yoksa ciddi bir sağlık problemin olur."
Frost etraftan yakacak toplarken Sagum, Frost'un geçmişini yeniden öğrenemediği için şansına küsmüştü. Frost yakacakları Sagum'un önüne yığdı ve adamın elini tutup yakacakların üzerine getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...