Gökyüzündeki hava araçlarından onlarca silahlı insan indi ve hurdaya dönmüş hava aracına ağır adımlarla yaklaşmaya başladılar. İnsanlar rahatlıkla hurdaya dönmüş aracın içinde ki bir kişinin yaşam enerjisini hissediyorlardı. Hurdaya dönmüş aracın içinde sadece Kara Yılan vardı. Adam üzerine düşen hurdaları bir kenara fırlattı. Adam yavaş yavaş kendini toparladı ve etrafına bakındı. Destan'ı göremeyince adam biraz gerilmişti. Onun bu saldırı sonucunda öldüğünü düşünmeye başlamıştı. Hurdaya dönmüş Hava aracının çevresi sarıldığı zaman Kara Yılan bir ses duydu.
" İçeride olduğunu biliyoruz hemen dışarı çık ve teslim ol! Yoksa bizler tarafından öldürüleceksin! "
Kara Yılan kendini toparladı ve ağır adımlarla dışarı çıkmaya başladı. Gün ışığı adamın gözlerini alırken Kara Yılan elini yüzüne siper ederek insanlara baktı. Önünde tamamen siyahlara bürünmüş yüzlerce kişi vardı. Adam insanların kıyafetlerini görünce şansına küfür etti ve silahını çıkardı. İnsanlar aracın içinden çıkan Kızıl Kaptanı görünce sinsice gülümsediler.
"Bakın burada kim varmış? Samar'ın Yılan Kaptanı! Ne o kaptan yoksa bizi Samardan sildin diye kendinizi bir şey mi sandınız. Başkent varken Samar kimin umurunda olur ki? "
Kara Yılan derin bir nefes aldı ve dişini sıkarken yüzüğünden beyaz renkte bir mızrak çıkardı. Adam her zaman normal bir kılıç kullanırdı ancak bu sefer kılıç ona yardım edemezdi. Adamın elindeki Beyaz Mızraktan yayılan aura insanları hemen rahatsız etmişti. Kara Yılan ölümün nefesini ruhunda hissederken öfkeyle haykırdı.
"Hadi neden hala saldırmadınız? İşte karşınızdayım! Ne oldu yoksa yıllardır çıkarmadım diye dostumu bugün kullanmayacağımı mı sandınız!"
Kara Yılan derin bir nefes aldı ve bir anda saldırıya geçti. Onun saldırması ile çevresini saran insanlar da aynı anda saldırmıştı. Kara Yılan'ın bu savaşı kazanamayacağını hepsi çok iyi biliyorlardı ancak bu adamın onlara çok büyük bir hasar vereceği de büyük bir gerçekti. Kara Yılan mızrağını savurduğunda mızrak yılan gibi hareket edip bir adamın kellesini bedeninden ayırdı. Adamın Mızrağı sanki kendi bilimci varmış gibi hareket ediyordu. Kara Yılan mızrağı bıraksa bile sanki öldürmeye devam edecekmiş gibi görünen bu mızrak yıllardır kullanılmamıştı. Kara Yılan üzerine sıçrayan kana aldırış etmeden yoluna devam etti. Adam kendisine gelen saldırıları kıvrak hareketlerle savururken rakiplerini teker teker öldürüyordu. Gruba liderlik eden kişi öfkeyle çıkıştı.
"Şu adamı sağ yakalamayın! Öldürün gitsin! "
Kara Yılan bir anda üzerine doğru gelen yüzlerce saldırıyı atlatmak için hemen bir portal açtı ve içinde geçti. Adam girdiği karanlık portalın içinde nefeslenmeye başladı. Kara Yılan ağzından sızan kanı sildikten sonra elini dantianına götürdü ve öfkeyle küfür etti.
" Şerefsiz iblis ölmediğini biliyorum. Beni Kara Lonca ya yem yaptın. Lanet olsun gücüm tükeniyor buradan çıktığım anda hayatta kalmak için ruh gücümü sonuna kadar kullanmam gerekecek! Senin yüzünden sakatlanacağım. "
Adam elinde kızıla boyanmış mızrağa baktı ve ciddi bir şekilde konuştu.
" Beni asla yüz üstü bırakmadın dostum... Lütfen bugünde yüz üstü bırakma! Bekleyin beni şerefsizler! "
Adam güçlü bir savaş narası atarak girmiş olduğu portaldan çıktı ancak gördüğü manzara onu şok etmişti. Her yer savaş alanına dönmüştü ve etrafa insan uzuvları dağılmıştı. Kara Yılan kafasını gökyüzüne çevirdiğinde tanıdık bir yüz gördü. Düşmana ait Hava aracının tepesinde Destan gülümseyen bir ifade ile ona bakıyordu. Ancak yüz tanıdık olsa da Kara Yılan bakışların iblise ait olduğunu biliyordu. Hava aracından Kara Yılana tırmanması için uzun bir halat atıldı. Kara Yılan Destan'ın arkasında duran insanlara bakarken yüzünde aptal bir gülümseme vardı. O dışarıya ölmek için çıkmıştı ancak İblis ona saldırmak için bekleyen insanları hava araçları ile hızlıca öldürmüştü. Kara Yılan hava aracının içine girdiğinde yerde onlarca ceset gördü. Cesetlerin hepsi Kara Loncaya aitti. . Kara Yılan içeride çok fazla mor maskeli insanın olduğunu gördü. Sagum adamın yüzündeki ifadeden neler olup bittiğini anlamadığını anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...