Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)

149.Bölüm: Zihin Gözü İkinci Aşama!

Destan kendisi için ayrılan evin içinde belirdi. Derin bir nefes aldı ve yüzündeki maskeyi çıkardı. Yavaş yavaş üzerindeki yırtık cübbeyi çıkardı ve banyoya yöneldi. Destan  banyoda bulunan küvete bir bakış attı ve içine su doldurmaya başladı. Cabrakan isimli gölge onu cidden zorlamıştı. Destan onunla olan savaşında çok fazla güç harcamıştı. Normalde öyle bir savaş onu yıpratmazdı ancak Destan parazit yüzünden zayıflamıştı. Destan aynanın karşısına geçti ve yüzünü inceledi eli alnındaki ters hilal  izine doğru gitti. Destan orasının acıdığını hissetti. Eli ile derisine dokunduğunda derinin yukarıya doğru açıldığını gördü. Destan bir an şok oldu. Eli ile tekrar derisini kaldırmaya başladı. Deri kalkarken kan aktı Destan midesini bulandığını hissetti.  Gördüğü şey cidden iğrençti. Destan elini midesine götürdü ve öğürmeye başladı. Ağzından gelen siyah sıvı onun midesinde biriken pis kandı. Destan uzunca bir süre kusmaya çalıştı ancak midesi boş olduğu için sadece öğürmüştü. Destan biraz su içtikten sonra aynaya tekrar baktı. Eli ile yavaş yavaş derisini kaldırdı ve derinin altında, kan kırmızı bir top gördü. Destan derin bir nefes aldı ve şok olmuş vaziyette konuştu.

"Bu...Bu bir...GÖZ! Neler oluyor?"

Destan'ın alnında Kızıl renkli bir göz vardı. Gözün içinde üç tane sekizgen siyah halka vardı. Halkaların ortasında belirli bir düzene göre sıralanmış siyah noktalar vardı. Destan gözü yakından incelerken zihninde bir ses duydu.

"Neden bu kadar şaşırdın ki evlat. Sen zaten zihin gözünü açtın. Bunun olacağını bilmen lazımdı. Aslında gözünü açmana daha bir kaç yıl vardı ancak sanırım seni her gün baston ile dövüp, pikolonun eşsiz melodisi ile acı çektirerek dinlendirmem sayesinde bu süreç hızlanmış."

Destan elini çektiğinde alnındaki deri geri kapandı. Bu deri bir göz kapağı işlevi görüyordu. Ancak Destan bu kapağı istediği şekilde hareket ettiremiyordu. Destan derin bir nefes aldı ve kendisi için hazırladığı banyoya girdi. Su onun girmesiyle birlikte ısınmaya başladı. 

"Bu göz kötü bir şey mi? Hem sen neden yeniden beni dövmeye başladın ki? Eğitimi mi buradan çıktıktan sonra yapacaktım ama sen beni kalp sınavına soktuktan sonra Hafif Beden Sanatlarına çalışmaya başladık. Fırsat bulduğum her anda eğitim ve meditasyon yapıyorum. Sen ise bana odaklanamıyorsun deyip vuruyorsun..."

"Velet sen benim eğitim sistemimi mi sorguluyorsun! Banyon bitene kadar sana bin sopa!"

Destan acıyla yüzünü ekşitirken aynı zamanda da kendini yıkıyordu. Koniah'ın her vuruşu Destanda derin bir acıya ve etkiye sebep oluyordu. Kendini yavaş yavaş yıkarken göğsünde bir sıcaklık hissetti. Elini kalbinin olduğu kısıma götürdü ve kanayan noktaya baktı. Destan suyun ısısını biraz daha arttırdıktan sonra kanama giderek artmaya başladı. Ancak Destan ufak bir şey görüyordu ve su ısındıkça bu şey biraz daha dışarı çıkıyordu. Destan eline doğa enerjisini çekti ve bu enerjiyi göğsüne götürdü. Destan gördüğü ufak şeyin enerjiyi özümsediğini görünce şaşırmıştı. 

"Bu şey ruhsal bir şey ama sıcakta dışarı çıkmaya çalışıyor. Ancak doğa enerjisini de kullanabiliyor. Sen ne çeşit bir lanetsin böyle. O gölge ile savaşım yüzünden yavaş yavaş maddeleşmeye başlamış. Bu şey benim bedenimden kolaylıkla çıkabilir ama bunu Mai olmadan yapamam! Çünkü en ufak bir yanlışım benim her şeyimi elimden alır. Pekala sanırım artık sıcak su ve doğa enerjisi kullanmamalıyım."

Destan nefesini tuttu ve suyun içine daldı. Suyun sıcaklığı hızlıca düşerken Destan gözlerini kapatmıştı. Destan derin düşüncelere dalmışken Koniah'ın vuruşlarını yavaş yavaş hissetmemeye başladı. Destan farkında olmadan derin meditasyona girmişti. Soğuk onun her bir hücresine işlerken Koniah, Destan'ın derin meditasyona girdiğini anladı.