1 Hafta Sonra...
Destan yatağında terler içinde kalmıştı ve hızlı hızlı nefes alıyordu. Yüzünde acı çektiğine dair izler vardı. Destan'ın gözlerinden ise yaşlar geliyordu. Destan'ın kabus gördüğü kesindi ve ağzından sadece tek bir söz çıkıyordu.
"Seni öldüreceğim!"
Destan dişini sıktı ve öfkeyle yatağından kalkarken haykırdı.
"Seni geberteceğim!..."
Destan derin derin nefes alırken elini boynuna götürdü ve sert bir şekilde yutkunduktan sonra etrafına bakındı. Küçük bir evin içindeydi. Kafasını çevirdiğinde dev kurdun ona baktığını gördü. Destan kurdu gördükten sonra derin bir nefes verdi. Kabus gördüğünü anladı ve epey rahatlamıştı.
"Merhaba kızım...Neredeyiz biz?"
"Sin Shu kasabası burası..."
Destan kafasını çevirdi ve evin kenarında duran kuklaya baktı. Kukla sağlam olan eli ile metalik bir parçanın üzerinde çalışıyordu. Destan yavaşça ayağa kalktı. Ancak ayağında hissettiği ağrı yüzünden, yüzünü ekşitmişti.
"Lanet kadın...Okları çok hızlıydı. Sanırım ayağım hala tam olarak iyileşmedi. Kollarım..."
Destan sargılı kollarını kaldırdı ve titreyen ellerine baktı. Elleri istemsizce titriyordu. Destan elini yumruk yapıp sıktı. Ancak elinin titremesi geçmemişti. Az da olsa hala titriyordu.
"Hey Cesna bana elimi verir misin?"
Destan kafasını çevirdi ve kuklaya baktı. Kukla kurda Cesna diye seslenmişti. Destan bu kurdun bir adı olduğunu bilmiyordu. Biraz şaşırmıştı. Kurt ayağa kalktı ve kapının girişinde bulunan hurda parçalarının olduğu kısımı inceledi. Destan şaşkın şaşkın kuklaya bakarken merakına yenik düşüp sordu.
"Cesna mı? O seni dinliyor mu? Ona neden Cesna diyorsun? Kaç gündür uyuyorum ben?"
Kukla, Destan'a baktı ve konuşmaya başladı.
"Efendi bana onun adının Cesna olduğunu söyledi. Efendi bana sizin benim yeni efendim olduğunuzu da söyledi. Hey Cesna o el değil o ayak! Bak şurada solda sağlam bir el var sanırım! Biraz eski duruyor ama sanırım şimdilik idare eder. Bu arada siz 7 güneş günü kadar uyuyordunuz. Bir güneş haftası oluyor..."
Destan kuklaya şaşkın şaşkın bakarken aklında birden fazla soru oluşmuştu. Kurt kuklanın istediği parçayı getirip onun önüne koydu. Kukla el parçasına baktı ve parçayı kenara koydu.
"Bu sol el. Bana sağ el lazım..."
"Efendi mi? Kim senini efendin!"
Kukla Destan'a baktı ve saygılı bir şekilde konuştu.
"Benim efendim sizsiniz."
Destan derin bir nefes verdi ve ciddi bir şekilde tekrar sordu.
"Yani demek istediğim sana, benim senin efendim olduğunu kim söyledi?"
Kukla bir süre düşündü ve konuşmaya başladı.
"Bana hayat taşını veren efendi tabi ki. Ama o biraz garipti boyu uzundu ve gözleri çok güzeldi. Elmastan yapılmaydı. Bana sizin benim efendim olduğunuzu söyledi. Bana kendimi nasıl tamir edebileceğimi de öğrettikten sonra mucizevi bir şekilde şekli değişti ve o küçük kıza dönüştü. "
Destan'ın gözleri duyduklarıyla kocaman açıldı. İçini güçlü bir korku kapladı. Kulaklarında hala o kadının sesi var gibiydi.
"Gerçekten güçlüsün...tüm savaşımı izleyecek kadar dayandın. Julia'yı koru onun arkadaşı ol... Ancak Julia'ya kötü bir niyetle yaklaşırsan bil ki ölümün acılı olur!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...