Haru ve Gabriel hızlıca Destan'ın bir kaç saat önce uyandığı eve girdiler. Destan ise Markus ile bazı konularda konuşuyordu. Onlarda kapının önüne geldiklerinde Julia içeride oturmuş öfkeli gözlerle Destan'a bakıyordu. Destan onun bakışlarını görünce bir şeylerin ters gittiğini anladı. Julia ağır adımlarla Destan'ın önüne geldi. Markus ortamın gerildiğini hissetti ve Gabriel ile Haru'nun yanına geçip önündeki ikiliye baktı. Julia depolama bilekliğinden bir kısmı yanmış parşömen, eğilmiş bir metal maske ve siyah renkli bir pusula çıkartıp Destan'ın eline verdi. Destan elindeki malzemelere baktıktan sonra kafasını kaldırıp şaşkın şaşkın Julia'ya baktı. Kız derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Bende eşyaların kalmasın Destan...Ben seninle olan arkadaşlığımı sorgulamaya başladım ve...ve seninle olan ilişkimi kesmeye karar verdim!"
Destan derin bir nefes aldı ve şaşkın bir şekilde Julia'ya bakmaya devam etti. Julia'nın gözlerinde ki bakışlar sert ve kendinden emindi. Destan kızın böyle bir tepki vermesini beklemiyordu.
"Ne...neden bu kadar öfkelendin ben hiçbir şey anlamadım! O...o kadın yüzünden mi böyle konuşuyorsun?"
Julia öfkeyle sesini yükseltti ve bağırarak konuşmaya başladı.
"O kadın yüzünden yada öldürdüğün o insanlar yüzünden ne önemi var! Seni çok yanlış tanımışım Destan! Normalde hislerimde asla yanılmam ama sende yanıldığımı şimdi anlıyorum. Sen bana saygı duymadın Destan...Bana saygı göstermeyen birisi ile beraber hareket edemem!"
Destan, Julia'nın gözlerinde ki öfkeyi sanki görüyordu. Bu görüntü cidden korkunç gözüküyordu.
"Bu...bunlar..."
"Onlar öfke...Bu kadar kolay fark etmeni beklemiyordum Velet...O kızın gözlerinde gördüğün öfke duygusunun şekil bulmuş hali. Bu kız cidden sana çok öfkelenmiş. Böylesine bir bakış genelde kanlı düşmanlarda görünür. Ama onun öfkesi sana olan güvenin kırılmasından kaynaklı."
Koniah Destan'a gördüğü şeyi kısaca açıkladı. Koniah bile Julia'nın düşüncesine saygı duymuştu. Çünkü bir insan kendi yolunu kendisi belirlerdi ve Julia'nın yolu ise kan dökmemekti. Her yetişimcinin kendi yolu vardı. Kimisi zirveye ulaşmak için dostlarını bile ezip geçerken kimisi sevdikleri için güçlenirdi. Julia'nın yolu ise kan dökmemekti. Destan derin bir nefes aldıktan sonra sakin bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ben sana saygı duyuyorum Julia...."
"Hayır Destan! Sen bana saygı duymuyorsun! Benim düşüncelerime saygı duymuyorsun! Her yaşam kutsaldır. Bir yaşamı zorla söküp almak...Bu yanlış bir davranış ve sen bunu yapacaktın! Eğer ablan ve diğerleri seni engellemeseydi bunu yapacaktın! O kadını sadece bana karşı çıktı diye acımadan öldürecektin! "
Destan Julia'nın böyle aptalca bir düşünce ile uzun yaşayacağını sanmıyordu. Bir gün elbette kan dökmesi gerekecekti ve eğer bunu yapmazsa kaybedeceği çok şey olacaktı. Destan sakinliğini korudu ve konuşmaya başladı.
"Peki sen neden beni durdurmadın. Neden bir şey söylemedin! Ben sana hayatımı borçluyum eğer sen bana dur deseydin dururdum. Ama sen susmayı tercih ettin! Her zaman ki gibi susmayı tercih ettin!"
"Çünkü senin bakışlarını gördüm Destan! Seni kimse durduramazdı...Ablana bile öfkeli bir şekilde baktın! Hem ben ne zaman sustum ki? Sadece böyle bir şey yapmanı beklemiyordum..."
Destan Julia'nın gözlerinin içine baktı. Cidden Julia tarafından böyle bir şekilde bir karşılama beklemiyordu. Destan, Julia'nın bu tavrına cidden sinirlenmişti ve yumruğunu dişini sıkarak sert bir şekilde aklına gelenleri sıralamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
FantasyArien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...