Casper mahzenden çıktıktan sonra Mirane derin bir nefes aldı ve kafasını sağ tarafına çevirip soğuk bir şekilde konuştu.
"Daha ne kadar orada saklanacaksın Satto!"
Kızın baktığı noktada bir gölge hareketlendi. Gölge şekil değiştirdi ve orta yaşlardaki bir adama dönüştü. Kız karşısındaki adama soğuk gözlerle bakarken Satto sinsice gülümsedi.
"Ziyafetini ve romantik ortamınızı bozmak istemedim. Buraya ne için geldiğimi biliyor musun kız kardeş Mirane?"
Mirane bakışlarını yere çevirdi ve derin bir nefes aldıktan sonra konuştu.
"Biliyorum Satto... O yüzden işini hızlıca hallet!"
Adamın yüzündeki sinsi gülümseme t-yavaşça büyüdü. Adam kızın arkasına geçip kızın saçlarını okşadı.
"Böylesine bir kadına kıymak istemezdim...Ama kurallarımızı biliyorsun. Sen... Sen bize ihanet ettin."
Kız derin bir nefes aldı. Satto'nun onun arkasında durup saçlarını okşaması kızı rahatsız etmişti. Kız dişini sıkarak konuştu.
"Ben ihanet etmedim Satto! Ama kuralları gayet net bir şekilde biliyorum. Ne de olsa senin kardeşini de bize ihanet ettiği için ben infaz etmiştim. "
Satto'nun suratı değişti ve ciddi bir surat takındıktan sonra soğuk bir şekilde konuştu.
"Ah evet biliyorum! Onun kalbini söktün ve onun kalbini Yüce Üstada sundun! Bana onu infaz ederken son sözlerinin ne olduğunu hiç söylemedin Mirane! Onun sözlerini sadece yüce üstat ve sen biliyorsun. Söylesene bana Mirane, kardeşim 'Ben size ihanet ettim' dedi mi?"
Mirane sırtında soğuk hançerin dolaştığını hissedince gözlerini kapatmıştı. Yüzlerce insan Mirane'nin ellerinde can vermişti. Şimdi de ölümün nefesini arkasında hissediyordu. Birazdan Satto onu infaz edecekti. Mirane sakinleştikten sonra konuştu.
"Kardeşinin son sözlerini bilerek sana söylemedim. Kardeşinin son sözleri 'Keşke yerimde abim Satto olsaydı, çünkü benim gibi bir dahi ölürken onun gibi bir çöpün yaşaması ailemiz için büyük bir utanç' dedi."
Satto kızın sözlerini duyunca öfkeyle kızın saçlarını kavradı ve sert bir şekilde çektikten sonra kızın kulağına yaklaşıp fısıldayarak konuştu.
"Çok kötü bir yalancısın Mirane! Kalbini söküp aldıktan sonra onu yüce üstattan önce tanıdığım iyi bir kahine götüreceğim! Bana senin geçmişini gösterecek! Umarım yediğin son öğününden memnun kalmışsındır. Düşmanının ellerinden son yemeğini yemek bir nasıl bir duyguydu."
Mirane derin bir nefes verdi ve yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Artık ölümden korkmuyordu. Kızın pişmanlığı Satto'nun onu bu şekilde aşağılarken hiçbir şey yapamamasıydı.
"Yediğim en iyi yemekti... Durma devam et Satto! Ne de olsa diğerleri seni bekliyorlar! Ama son bir dileğim var...Bunu her ne kadar ben gerçekleştirmek istesem de bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Umarım...Umarım Destan seni öldürürken çığlıklarını gittiğim yerden duyabilirim! Senin kadın gibi çığl..."
Adam derin bir nefes verdi ve hançerini kızın boğazına dayadı. Hançer hafifçe parladığı anda. Mahzenin içinde güçlü bir aura parladı ve büyük bir patlama yaşandı. Karargah binası büyük bir gürültüyle sarsılmıştı. Mahzen ise parçalara ayrılmıştı. Beyaz Orkide Karargahındaki patlama şehrin bir çok noktasından net bir şekilde duyulmuştu. Karargah binasının ufak bir kısmı patlamanın etkisiyle yıkılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)
خيال (فانتازيا)Arien Krallığının sınır topraklarında binlerce kişi toplanmıştı. Bu insanların amacı yok olmaktan kaçmaktı. Çünkü yeni kurulan Kızıl Birliği ölüm gibi onların üstüne çökmüştü. Gökyüzü tamamen karanlık bulutlarla kaplıydı ve sayısız şimşek çakıyordu...