23.BÖLÜM

5.7K 194 7
                                    

Video : Kıvanç

Sınıfa girer girmez gözlerim hemen Emre yi aradı ama daha gelmediğini görünce kimseyle göz teması kurmadan sırama geçip oturdum. Ecrin iki gün okula gelmeyeceği için yalnız kalacağım aklıma geldikçe canım sıkılıyordu. Devamsızlık hakkını kullanmayı çok seviyordu. Ben hiç bir zaman okula sırf devamsızlık hakkım var diye gelmemezlik yapmamıştım. Sınıfa Emre ve Tolga'nın peş peşe girmesi beni şaşırttı. Kavga etmemiş olmaları ilginçti doğrusu. Tolga gülerek sırasına geliyordu. Birde benim önümde oturuyordu o yüzden sürekli iletişim halindeydik. Emre ise her zamanki haliyle kaşları çatık bir şekilde sırasına oturdu.

Emre'nin birkaç gündür canını sıkan birşeyler in olduğunu düşünüyordum. Her zaman sinirli ve dengesiz ama sanki bu sefer onu daha çok üzen ya da sinirlendiren bir şey vardı.

- " Naber ?"

Tolga nın sesini duymamla düşüncelerimden sıyrılıp gülümsedim.

- " İyi senden naber ?"

- " Bende iyiyim. "

- " Ecrin gelmeyecek mi ?"

- " Yok "

Umarım Ecrin in yokluğundan faydalanıp yanıma oturmak istemez.

- " O zaman mağdem Ecrin yok yanına gelmemin bir sakıncası olur mu ? "

Niye geliyorsun ki ya sanki bir sakıncası olsa söyleyebilicem. Hem zaten tam önümdesin niye birdaha dibime kadar giriyorsun.

- " Yok ne sakıncası olucak. " dedim. Hemen gülerek gelip yanıma oturdu. Zaten hayatımda yeterince stres ve sıkıntı varken birde üstüne geçmişten bir kişi daha geldi.

Sınıf başkanının bugün 4 dersimizin boş olduğunu söylemesiyle sınıfta bir kıyamet koptu. Kimisi yerde takla atıyor kimisi dans ediyor bende strese giriyordum çünkü ders boş olduğuna göre Tolgayla dört ders boyunca sürekli konuşucaz yani kısacası bugün bol bol vakit geçiricez. Emreye baktığım da onun da bana baktığını görünce birden kalbim küt küt atmaya başladı. Hemen kafamı çevirdim. Ben ona baktığım da onun da çoktan bana baktığını fark edince o kadar çok seviniyorum ki ama sevinmemin yanında umutlanmamam gerektiğini de kendime sık sık hatırlatıyordum.

Şuan da tek isteğim Emre nin yanında olup onunla konuşmak dı ama Tolgaya ne diyeceğimi bilmiyorum.

İlk ders bitmişti bile boş dersler nasıl bu kadar hızlı ilerliyor anlamıyorum. Tolgaya çaktırmadan Emreye baktım elinde telefon birşey okuyordu. Şuan da ne okuduğunu o kadar çok merak ediyorum ki çünkü her ne okuyorsa onu kızdıracak bir şey heralde yoksa böyle gözünden ateş çıkıcak gibi bakmaz. Biranda yerinden kalkıp sınıftan çıktı. Ne zaman sinirlense hep böyle yapıyordu. Camdan dışarıya baktığımda okuldan çıkıyor olduğunu gördüm. Galiba şuan okulu kırıyordu. İçimdeki ses aşkının peşinden koş ve cesaretli ol derken bir yandan da senin ne işin var hem okuldan kaçmak da neymiş diyordu. Ama ben kalbimin sesini dinleyip Emre'nin yanına gidicem bir kereliğine de olsa cesaret edip bunu yapıcam. Emre ye yetişebilmek için hızla eşyalarımı toplayıp ayağa kalktım. Şuan da Tolgaya bir açıklama yapmam gerekiyordu çünkü bana 'ne oldu'bakışları atıyordu.

- " Benim gitmem gerekiyor lütfen beni idare et sonra anlatırım. " lafın daha uzamaması için arkama bakmadan koşa koşa sınıftan çıktım. Koşarken bir yandan da Emre yi kaçırdıysam boşuna okuldan çıktım diye içim içimi yiyordu. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyordum. Emreyle takıldığımdan beridir bambaşka bir insan olmuştum demekki aşk insanı böyle değiştiriyor. Okulun kapısından çıkınca hemen etrafa baktım ve Emre yi karşıda ki yokuştan çıkarken gördüm. Çok hızlı koşmam gerekiyordu çünkü nerdeyse yokuşun tepesine çıkıcak ondan sonra da onu bulamayacağım.

TUTKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin