Emre ve Kıvanç yemeklerini yedikten sonra yanımıza geldiler. Tabi Kıvanç, Ecrin'in yanına gitti desek daha doğru olur. Onlar yan yana oturup birbirlerine aşkla bakarken bizde birbirimizden ayrı uzaktan bakışmayla yetiniyoruz.
- " Aşkım biz Emreyle bir dışarıya çıkalım diyoruz." dediğinde Emre dalga geçer gibi sessizce güldü.
- " Birlikte vakit geçerseydik."
- " Onu da yaparız. Fazla durmayız ya zaten. Siz de bakın keyfinize."
- " Tamam." dedi Ecrin hafif tebessüm ederek.
Nereye gidecekler ki acaba ya ? Emre ye sorsam... Aman hiç soramam. Neyse sonuçta Kıvanç evli barklı bir adam olduğuna göre saçma sapan yerlerde takılamazlar. Onlar evden çıktıktan sonra bizde camdan onlara baktık.
- " Eee biz ne yapalım ?"
- " Ev senin, sen bilirsin." dedim gülerek.
- " Uzun bir süredir birlikte film keyfi yapmıyoruz."
- " Eveeet."
- " Hadi sen bir film seç bende atıştırmalık bir şeyler hazırlayayım."
- " Tamam."
EMRE
Biranda büyük şiddetle bastıran yağmur sayesinde her yerimiz sırılsıklam oldu. Kıvanç'ın arabasına doğru gittiğimiz de arabanın önünde büyük bir topluluk olduğunu gördük. Büyük ihtimalle bir kavga var.
- " Toplanacak yeri iyi bulmuşlar." dediğinde gözlerimi zar zor açarak ona baktım.
- " Dağıtırız."
- " Bu nasıl yağmur ya, sanki bardaktan boşalıyor."
Arabanın önüne gittiğimiz de iki çocuğun birbirine bıçak çektiğini fark ettik. Böyle bir hava da ve durumda... Başka zaman mı yoktu yani kavga edecek.
- " Gençler ne oluyor burada ? " dedi Kıvanç.
- " Karışma sen. "
- " O zaman arabamın önünden çekilin, bende karışmak zorunda kalmayayım."
- " Lan yürü git işine şimdi senin hesabını da kesmeyelim !" diye bağırdı arkadan bir çocuk.
- " Gel kes bakayım !!! "
Kıvanç'ın sinirle olayın içine atıldığını görünce bende yanına gittim. Umarım bu işin sonu kötü bitmez. Böyle yağmurlu bir hava da kavga etmek isteyeceğim en son şey olabilir. Elinde bıçak olan çocuklardan birisi Kıvanç'ın üzerine doğru yürüyünce Kıvanç da çocuğun boğazını sıkıp bir yandan da elinde ki bıçağı düşürmeye çalıştı. Arkadan diğer bıçaklı çocuğun geldiğini de görünce koşarak eline hızlı bir tekme atıp elinde ki bıçağı yere düşürdüm. Onunla birlikte iki kişi daha üzerime gelmeye başladı. Birisi tam yüzüme yumruk atacakken yumruğunu avucumun içine alıp sıktıktan sonra kollarını arkasında birleştirip boynunu sıkarak bayıltmaya çalıştım ve bir yandan da öbürleri saldırmaya başladı. Sert bir tekme atarak sağ tarafındakini yere düşürdükten sonra, elimde ki salağı bayıltıp öbürünün yüzüne yumruk attım. Kıvanç'a baktığımda onun da yere birisini yatırmış yumrukladığını gördüm. Karın boşluğuma gelen sert yumrukla birden kafamı yanımda ki şerefsize çevirdim. Yağmur daha da şiddetli yapmaya başladı o yüzden etrafı görmek giderek zorlaşıyor. Yumruk atanı yakasından tutup yere fırlattıktan sonra bende peş peşe yüzüne yumruk atarak karşılık verdim. Yüzü gözü kan içinde kaldı. Ayağa kalktığım an da Kıvanç'a saldıran iki kişiyi görünce olan sinirim daha da arttı ve hızla gidip ikisinin de boynuna kilit gibi kollarımı geçirdim. Birbirlerinin kafalarını birbirlerine vurmaya başladım ve her vurduğumda da çok ayrı bir zevk aldım. Uzun bir süredir böyle büyük bir kavgaya gitmemiştim. Kafalarına vurup iyice aptallaştırdıktan sonra ikisinin de suratına aynı an da yumruk geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.