Manzarası güzel olan sakin bir kafeye geldiğimiz de içeriye girdik. Hemen teras kısmına gidip güzel bir yere oturdum. Emre de arkamdan yavaş yavaş gelip karşıma oturdu.
- " Aç mısın?" diye sordu.
- " Hayır sen gittikten sonra tek başıma kahvaltı yaptım." dedim biraz laf sokarak.
- " Telafi ederiz." dedi göz kırparak.
İşte bu hareketine hiç dayanamıyorum.
- " Sen açsın galiba?"
- " Evet o yüzden kahvaltı edeceğim sende kendine göre bir şey seçip al."
- "Madem açtın niye evde söylemedin ben hazırladım."
- " Maksat dışarı havası almak."
- " İyi öyle olsun. O zaman bende çikolatalı bir pasta alayım."
Garsona siparişi verdikten sonra sessizce gelmesini bekledik. Bugün Emre de farklı bir şey var. Sinirli gibi duruyor ama bir yandan da sakin olmaya çalışıyor gibi. Emre hayatta kendini sakinleştirmeye çalışacak bir insan değil ama büyük bir sebebi var ki böyle yapıyor. Yine de tam bir teşhis koymak istemiyorum ama bir şey olduğunu seziyorum. Sormak istiyorum ama eminim yok bir şey diyecek, bende ısrar edeceğim sonra o başka bir şey diyecek öyle uzayıp gidecek konu o yüzden boşuna tatsızlık çıkmasını istemediğim için merakımı içime gömeceğim. Garson siparişleri getirdikten sonra Emre yemeye başladı. Normal de karnı açken saldırıyor ama şuan öyle değil şaşırdım.
- " Hayret saldırmadın yemeğe?"
- " Çünkü sen yapmadın."
- "Yani sadece benim yemeklerime karşı öylesin?" dedim gülerek.
- " Evet."
- " Önceden böyle değildin."
- " Şimdi senin yemeklerine alıştım." deyince içimde farklı bir mutluluk oldu.
Ne güzel bir şey birlikte zamanın içinde ilerleyip birbirimize alışıp ona göre yaşamak. Ben kendi kendime bunları düşünüp gülerken Emre son derece ciddi bir şekilde yemek yiyor.
- " Ne gülüyorsun?"
- " Bir şey düşündüm de ondan."
- " Ne düşündün?"
- " Birbirimize zamanla alışıp ona göre yaşamımızı şekillendiriyoruz ya bu çok güzel bir şey değil mi?"
- " Bilmem."
- " Ne kadar ruhsuzsun ya. Neden böyle şeyler düşünemiyorsun sen? "
- " Böyle detayların aklına gelmesi büyük bir şey ama benim için pek önem taşımıyor. "
- " Nasıl taşımıyor ya? Birbirimize alışıp, birlikte yaşayarak anı biriktirmemiz senin için önemli değil mi? "
- " Hayır öyle demek istemedim. Ya böyle şeyleri ancak kızlar düşünür. Ben oturup da böyle şeyleri düşünemiyorum, düşünsem de aklıma gelmez."
- " İyi. " diyerek pastama çatalı batırdıktan sonra bir parça alıp ağzıma attım.
Sanırım sinirle büyük bir parça aldım çünkü ağzımda çevirmekte zorluk çekiyorum. Emre'den de gülme sesi geldiğine göre şuan da fazlasıyla komik bir duruma düşmüş olmalıyım. Masanın üzerinde ki peçetelikten bir peçete alıp alıp ağzımı kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.