Kendime söylenmeye devam ederken kafeden çıkıp taksiye bindim. Mecbur yine Defnelere gideceğim çünkü oynadığımız bu saçma sapan oyun yüzünden araba orada kaldı. Taksiye binip büyük bir sabırla inmeyi beklerken bir yandan da kendime olan öfkemi ertelemeye çalıştım. Evin önüne geldiğimde inip arabama doğru ilerledim. Umarım Defne camdan geldiğimi görmez çünkü şuan da hiç kimseyle konuşacak durumda değilim. Sadece tek istediğim yok olmak... Arabama binip yavaşça çalıştırdıktan sonra hızla yola koyuldum. Daha önce kendimden bu kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum. En iyisi telefonumu tamamen kapatmak çünkü bugün boyunca kendim dışında kimseyle konuşabileceğimi sanmıyorum. Eve gelir gelmez direkt duşa girdim. Kafamı suyun altına sokar sokmaz yine bütün düşündüklerim aklımda sıralandı.
Buna benzer şeyleri önceden de yaşadım ama o zaman daha farklıydı. Defne'yi sevdiğimi fark etmiştim ve kendime yedirememiştim aşık olmayı ama şimdi öyle değil. Dünyanın en saçma şeyi olarak görüyorum eski düşünce tarzımı. Aşık olmak aptallık derken şimdi bunun mantıksızlığını görebiliyorum. Defne olmasa ben şuan da başka bir durumda olurdum. Eksik bir insan gibi bomboş bir adam olurdum ama onunla birlikte yaşamayı öğrendim. Bugün yaşadıklarımız, ağzımdan çıkan cümleler.... Benim hiç olmadığım bir insana ait ama işin garip tarafı o an onları söylerken mantıklı geliyordu. Bu nasıl olabiliyor anlamıyorum o yüzden kendime hayret ediyorum. Bütün bu düşünceler kafamı allak bullak etti. Bir yerden sinirimi çıkarmam gerekiyor yoksa sürekli kendi kendime konuşacağım.
Bütün sinirimi toplayıp duvara büyük bir yumruk attığımda ses bütün banyo da yankılandı. Elimin üzeri kızardı ve hafif bir şekilde kanamaya başladı. Hızlı bir şekilde duşumu aldıktan sonra çıkıp üzerimi giyindim. Hiç kimse ile konuşmamak için kendi pansumanımı kendim yaptım. Elimin üzerine bant yapıştırdıktan sonra yatağa uzanıp tavanı izlemeye başladım.
Eminim Defne beni defalarca arayacak ve çok merak edecek. Aslında kendime kızıp hep ondan da çıkarıyorum acısını çünkü aynısını o yapsa... Ben arasam ve açmasa sinir olurum zaten en nefret ettiğim şey ama ben ona yapıyorum. Önceden ona yaptığım haksızlıkları hiç fark etmediğim için sorgulamıyordum ve daha kötü bir insandım ama şimdi her şeyi net bir şekilde görebiliyorum ama değişmem gerektiğini hissettikçe kendimde o gücü bulamayıp kaçıyorum.
DEFNE
Yattığım yerden tavanı izlerken hala düşünmeye devam etmem nerdeyse beynimi yaktı. Eminim Emre şuan iyice kendini dağıttı. Birkaç saat daha bekleyeceğim hala telefonu kapalı olursa evine gideceğim. Nasıl olsa o da merak edince bunu yapıyor. Bazen küçük bir çocuktan hiç farkı yok. Hayatı o kadar kapalı yaşamış ki gerçek dünyanın içine girdiğini fark ettiği an da korkup kaçıyor. Ona kızamıyorum çünkü bir sürü sebeplerden dolayı bu karakteri olmuş tabi en büyük etken annesi. Onu içine düştüğü bu durumdan ancak ben çekip alabilirim. En iyisi ben daha fazla beklemeyip direkt gideyim.
Hızlıca giyinip hemen bir taksiye bindim ve evin önüne geldiğim de koşa koşa bahçeye girdim. Güvenlikler artık beni her gördüğünde yüzlerinde hafif bir gülümseme oluşuyor çünkü Emre yüzünden. O gün ben köpekten kaçarken yardım etseydi bunların hiç birisi olmazdı. Zile bastığımda hizmetçi de artık beni tanıdığı için sorgulamadan içeriye aldı.
- " Emre evde dimi?"
- " Evet ama geldiğinde çok sinirliydi hemen odasına çıktı."
- " Tamam sağol." deyip göz kırptıktan sonra hızlıca yukarıya çıkıp kapısının önüne geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.