Emre evin önüne geldiğinde arabayı durdurdu. Tam arabadan ineceğim sırada gelen mesajla telefonumu açıp mesajlara girdim.
Gelen : 05*********
Çok tatlıydınız ama bu son günleriniz. Sevgiline yavaş yavaş veda etmeye başla.
Korkudan ve sinirden ellerim titremeye başladı. Bu salağın kim olduğunu bir şekilde bulmam lazım çünkü işler iyice çığırından çıktı.
- " Defne ne oldu ?"
Emre'nin sesiyle kendime gelmeye çalıştım.
- " B-bir şey yok. "
- " Telefonu ver. "
Emre den bir şey saklanır mı hiç anında anlar ama bunu görürse yaşayacaklarımızı düşünemiyorum.
Telefonu kapatıp cebime koydum.
- " Yok bir şey iyiyim. Aklıma bir şey geldi ondan öyle oldum. Neyse ben artık eve gireyim sende istersen akşama kadar kal ondan sonra gidersin. "
Konuyu değiştirerek unutturmaya çalıştım ama büyük ihtimalle inanmadı. Bakışları git gide korkutucu bir hal aldıkça vücudum ürpermeye başladı.
- " Defneee ver şu telefonu. "
Sesini yükseltince korkum bir kat daha arttı. Emre'nin yanında bir çocuk yaşasa bu korkutucu bakışları, bağırdığında insanın neye uğradığını şaşırtması ve duruşuyla çocuk psikolojik bozukluklar yaşayıp konuşamazdı heralde. Benim öyle hareketsiz bir şekilde ona baktığımı görünce sinirle elimi cebimin üzerinden çekip telefonu aldı. Bende kendime gelip mesajlara girmemesi için onu engellemeye çalıştım ama artık her şey çok geçti. Çenesinde ki kasılan damarlardan, bakışlarında ki birini öldürme isteğinden, sinirden nefes almaktan hızla inip kalkan göğsünden mesajı çoktan okuduğunu anladım. Kafasını telefondan hiç kaldırmadan diğer mesajları da okumaya başladı.
Hepsine baktıktan sonra telefonu kapatıp arabadan kapıyı çarparak indi. Şuan da sinirden kafayı yemiş gibiydi. Benim kapımı açıp kolumdan hızla eve doğru çekti. Yaptıklarından ve yapıcaklarından öyle çok korkuyorum ki. Evin önüne geldiğimiz de kolumu bıraktı.
- " Kapıyı aç. "
Hızlı bir şekilde çantamı karıştırıp anahtarı buldum ve kapıyı açtım. İçeriye girmeye korksam da mecburen girdim. Emre de arkamdan girip hızla kapıyı kapattı.
- " Defne bunlar ne ?" Bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun?"
O böyle bağırdıkça korkudan küçük bir çocuk gibi oturup ağlayasım geliyordu.
- " B-b-ben bilmiyorum yani senin için korktum. Cevap vermezsem peşimi bırakır diye düşündüm ama sonradan yazdığı şeylere dayanamayıp cevap verdim. "
- " Çok merak ediyorum bundan nasıl kurtulmayı düşünüyordun? Ben bu mesajları görmesem ne zaman söylicektin bana ? Dur tahmin edeyim başına bir şey geldiği zaman mı ?"
- " Emre lütfen böyle yapma. Ben senin kavga etmeni ve olayların büyümesini istemediğim için söylemedim. Böyle olucağını nerden bileyim ki. "
- " O şerefsizin daha ilk yazdığı mesajdan ne olduğunu anlayıp bana haber vermen lazım dı. Sence benim gidip onunla kavga etmem mi daha iyi yoksa onun sana zarar vermesi mi ? Görmüyor musun seni resmen tehdit etmiş hiç mi korkmadın hiç mi bana söylemek aklından geçmedi ?"
Gözyaşlarım yavaş yavaş yanağım dan aşağı süzülmeye başladı. Ben böyle olucağını hiç düşünmemiştim içinden çıkabilirim sanmıştım ama her şey daha kötü oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.