EMRE
Güzel bir boks sonrası eve gelip duş aldım. Üzerimi giyindikten sonra telefonumu elime alıp camın kenarındaki sallanan sandalyeye oturup arkama yaslandım.
Oraya buraya saldırıp, birlerini dövmüş olsam da asıl aklımdan çıkmayan düşüncelere bir çözüm yolu bulamadım. Daha dün ki şerefsiz bile Defne'nin karşısına çıkıp evlenmek istediğini söylüyor ama ben? Bu iş çok uzadı. Düşün düşün hep aynı yerde kalıyorum. İstemediğim, sevmediğim bir şeyi düşünüp artık mecbur olacak diyerek kabul ettim. Ettim mi? Artık etmem de gerekiyor bence. Önceden aklıma gelmeyen ne varsa şimdi hepsini düşünüyorum. Mesela şuan da Defne yanımda değil. Aynı evin içinde benim yanımda olamıyor. Hayatında bazı şeyler oluyor ve ben karışamıyorum. Sürekli gözümün önünde durması gerekirken biz sürekli ayrı kalıyoruz. Bazen kolundan çekip burada benimle yaşayacaksın demek istiyorum ama tabi ki böyle bir şeyi asla kabul etmez. Böyle durumlarda mecbur, o dibine kadar saçma bulduğum evlilik devreye giriyor ama artık kesin kararımı verdim. Bu iş olacak yoksa her gün böyle şeyler yaşaya yaşaya elimden bir kaza çıkacak.
Yerimden kalkıp kasanın yanına gittim. Şifreyi girdikten sonra yüzüğü alıp kapağını açtım. Bununla ne yapabilirim ki? Ne söyleyeceğim, ne yapmam gerekiyor hiç bir fikrim yok. İşte her şeyden kaçmamın en büyük sebebi bu işte. Ben olandı gereken şeyleri bilmiyorum ve yapamıyorum. Bu durumda da Defne üzülmüş olacak. Eğer berbat bir şekilde teklif edersem hep başka şeylerde aklı kalacak.
- " Emreeee!"
Babamın sesini duyunca hemen yüzüğü kasanın içine atıp kapağı kapattım.
- " Erken gelmişsin." dedim odadan çıkıp
- " Öyle oldu. Hadi gel aşağı birlikte bir akşam yemeği yiyelim."
- " Tamam geliyorum."
Yemeğe indiğimde aklıma Defne geldi. Kim bilir şuan da evde ne yapıyor. Her dakika her saniye aklımda. Annesi olduğu zaman böyle değildim ama o gittiğinden beridir paronayak bir şekilde Defne yi düşünüyorum. İşin kötü tarafı başına bir şey gelse de bana söylemiyor. Beni en çok sinir eden kısım bu.
- " Yorgun gözüküyorsun." dedi babam tabağına salata koyarken.
- " Öyleyim."
- " Neden acaba?"
- " Öğrenmişsindir."
- " Öğrendim keşke öğrenmeseydim. Hala küçük çocuk gibi okulda kavga çıkarıyorsun."
- " Anlaşıldı eve neden erken geldiğin."
- " Ne zaman büyüyeceksin? Bu sefer ne oldu çok merak ediyorum. "
- " Boşver. Görülecek hesabım vardı onu kapattım. "
- " Ben ne kadar ağır, işini seven, sorumluluğunu bilen bir adamsam sende tam tersi bir o kadar serserisin. Hayır yani kendi gençliğimi düşünüyorum bazı huylarımız benziyor ama yine de sen bir başkasın. Ben böylesini görmedim. "
- " Çünkü ben, benim."
- " Yine bir Emre Egemen klasiği. Söyle bakayım neydi bu sefer ki kavga sebebin çok merak ediyorum geçiştirme. "
- " Şerefsizsin birisi Defne ye asıldı. "
- " Her asılanı böyle dövecek misin? "
- " Evet. Hepsini döverim ama bu hepsinden daha çok hak etti. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.