2 AY SONRA
Yağmurlu ve oldukça soğuk olan bu günde okula gitmek kadar büyük bir işkence yoktur bence ve en kötüsü de sınav için gidiliyorsa. Sınıfa girdikten sonra yerime geçtim ve saate baktım. Emre hala gelemedi. Hoca içeriye girdikten sonra telefonları topladı ve tam o sırada Emre de içeriye girdi içim rahatladı.
- " Nerde kaldın?" diye sordum sessizce.
Sonra anlatırım anlamında bir bakış attıktan sonra benim arkamdaki sıraya oturdu. Sınav kağıdı önüme geldiğinde korkar bir şekilde sorulara göz gezdirdim. İlk defa nasıl olduysa kolay bir sınav olacakmış gibi hissettim. Kağıtlar dağıtıldıktan 5 dakika sonra Emre geri verip sınıftan çıktı. Kağıdı boş vermemiştir umarım. Eğer hepsini yapıp verdiyse de helal olsun. Bende bitirdikten sonra çıktım ve kapının önünde beni beklediğini gördüm.
- " Çözdün mü bütün soruları?"
- " Evet."
- " Vay canına çok çabuksun."
- " Babam sayesinde işe gide gide tam bir mimar oldum."
- " İyi tecrübelerini bana da aktar."
- " Gel sende benimle asistanım ol."
- " Hiç almayayım. En son asistanın olduğumda acımasız bir patron olmaktan başka bir şey yapmamıştın."
- " Ee işte iş olmak zorunda. "
- " Olmak zorunda da senin ki acımasızlıktan başka bir şey değildi. "
- " O da benim tarzım yapacak bir şey yok." dedi yaslandığı duvardan çekilerek.
- " Hadi hemen gidelim eve çok soğuk zaten. " dedim.
Eve geldiğimizde hemen üzerimi değiştirip battaniyemin altına oturdum.
- " Gelsene sende üşümüyor musun?"
- " Üşümüyorum ama sana sarılmak için geleceğim." dediğinde gülümsedim.
Yanıma oturdu ve sımsıkı sarılınca bende ona karşılık verdim. Vücudu o kadar sıcak ki dışarıda ki soğuk hava sanki ona hiç uğramamış gibi. Kumandayı alıp kanallarda gezmeye başladım ve nasıl olduysa tuhaf bir şekilde elimden kayıp sehpanın altına düştü. Eğilip aldıktan sonra kafamı kaldırdığımda televizyonda bir filmin kötü bir sahnesinin açık kaldığını gördüm. Bu nasıl bir şansszılıktır... Kumanda öyle bir yerde düştü ki. Birde Emre'nin yanında böyle bir şey olması yine benim ne kadar talihsiz bir insan olduğumu ortaya koyuyor. Kumandaya basıp kanalı değiştirdikten bir yandan da çaktırmadan Emre ye bakacaktım ama maalesef ki bu olamadı çünkü o da bana bakıyor hem de hiç masum olmayan bakışlarla. Yanaklarıma aniden bir şok gibi giren kızarıklığı durduramayarak yine rezil bir duruma düştüm. Emre pis pis gülmeye başladı. Şu dakika dan sonra nasıl normale dönebilirim bilmiyorum.
- " Niye değiştirdin?" dedi imalı ve bir yandan da beni utandırmaya bayılan gülüşüyle. "
Hiç bir şey söylemeden sadece sinirli bakışlarımı gözlerine diktim. Şuan da istesem de konuşamam zaten.
- " Ne kadar masumsun ya. " dedi kolumdan tutup yanına çekerek.
- " Senden kaçabildiğimce. "
- " Böyle olman daha güzel. Beni zorlasan da.... Çünkü ben zoru severim." dedi alnımdan öperek.
- " Zoru sev ama beni zorlama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.