Buluşucağımız kafeye gelince ikimizde tedirgin bir şekilde girip bir yere oturduk. Emreye baktığım da bakışlarını hep farklı yerlerde gezdiriyordu. Heyecanlıydı ama her zaman yaptığı gibi duygularını gizlemeye çalışıyordu.
Ben de heyecandan geberiyorum. Emre yi bırakıp gitmiş olsa da sonuçta onun annesiyle tanışıcak olmam beni heyecandan öldürüyor.
Emre kafasını camdan çekip kafenin diğer taraflarında göz gezdirdi. Kafasını çevirdiğinde az önceki halinden daha sinirli bir hale büründüğünü fark ettim.
- " O kadın." dedi ağız ucuyla sinirli bir şekilde.
Bize doğru yaklaşan kadından bahsediyor büyük ihtimalle. Kadın gülümseyince o olduğuna daha çok emin oldum.
Emre bu kusursuz güzellik konusunda annesine çekmiş herhalde gerçi babasını da hiç görmedim ama annesini görmem yeterli bence çünkü aynı annesine benziyor.
Kadın yani her ne kadar Emre'nin annesi demeye zorlansam da gelip sandalyeyi çekip oturdu. Konuşmak için ikimizin gözlerinin içine bakıyordu. Çaktırmadan Emre ye baktım kafasını cama çevirdiğini gördüm. Şuan da onun neler yaşadığını çok iyi anlıyorum. Yıllardır nefret ettiği ve maalesef ki annesi olan bu kadınla konuşmak zorunda.
Elimi Emre'nin elinin üzerine koydum. Şuan da ona en iyi ben destek verebilirdim. O da kafasını çevirip bana baktı. Biraz sakinleşmişti ama konuşmayı benim başlatmamı istiyordu bunu bakışlarından anlamıştım. Derin bir nefes aldım. Artık bir yerden başlamam gerekiyor.
- " Beni kırmayıp geldiğiniz için teşekkür ederim. "
- " Asıl ben teşekkür ederim kendimi anlatmam için bana bir fırsat verdin."
- " Neyini anlatıcaksın" dedi Emre sadece benim duyabileceğim bir ses de.
- " Hepimiz olayları biliyoruz benim tek tek sormama gerek yok siz o yüzden en baştan anlatmaya başlayın ."
- " Ahmet ile evlenmeyi hiç istemiyordum. Yani Emre'nin babası." dedi bana dönerek.
- " Aslında başta her şey çok iyiydi onu sevmiştim ondan sonra onun o baskıcı ve bencil halleri beni her gün yiyip bitirdi. Her güne nefret ile uyanıyordım. Aslında onun böyle bir insan olduğunu anladıktan sonra evlenmicektim ama babam çok sert biriydi madem o kadar gezdin tozdun o adamla evleneceksin dedi beni mecbur bıraktı. 1 sene evli kaldım tam boşanmaya karar vereceğim sırada Emreye hamile olduğumu öğrendim. Onun için boşanmak dan vazgeçtim çünkü boşanırsam Ahmet'e söylemicektim ve en önemlisi Emreye bakabilicek bir gücüm yoktu. Sonra yapamadım işte Ahmet bir şekilde öğrendi. Emre 4 yaşına gelene kadar dayanmaya çalıştım ama artık hiç bir şeye gücüm kalmamıştı günden güne psikolojim bozulmaya başladı ve sürekli depresyonlar geçirdim. Bu artık Emreye de yansıyordu. Ona böyle annelik yapamayacağımı bildiğim için gidersem daha iyi olur diye düşündüm. ''
Birden ağlamaya başlayınca aslın da onun için üzüldüm kim bilir nasıl bir durumdaydı ve çocuğunu bırakacak kadar çaresiz kaldı ama yine de Emre'nin yerine kendimi koyunca onu suçlu buluyorum.
- '' Çok iyi düşünmüşsün. Aferin!!! '' dedi Emre yerinden kalkarak.
Sesi birden yüksek çıkınca herkes merakla bize döndü.
- '' Biliyor musun iyi ki de hayatım dan çıkıp gitmişsin çünkü çocuğunu terk etme fikri bile aklın dan geçen birine ben 'anne' demem. ''
- '' Emre sakin ol oturur musun lütfen herkes bize bakıyor. ''
Annesi de Emre'nin bu son lafından sorma daha da ağlamaya başladı. Koskoca kadın yanım da çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu. Emre nasıl bu kadar hissiz oluyor onu da anlamıyorum illaki insanın içinden bir şeyler kopar.
- '' Sakin falan olamam yürü gidiyoruz. Bu kadının saçmalıklarını dinleyecek değilim. Bir daha da sakın karşıma çıkma bu yaşıma kadar çıkmadın bundan sonra da hiç çıkma. Sensiz hayat daha güzel buna emin olabilirsin. '' işaret parmağıyla emir verir gibi konuşması ve kadının bu kadar ağlamasına rağmen hiç acımaması da çok fazlaydı ama Emre işte gel de söz geçir.
Ben de resmen donup kaldım. Emre de kalkmam için bana bakıyor. Annesine tekrar döndüm ve şuan bu kadını bu haldeyken bırakıp gitmeyi hiç istemiyorum. Evet büyük bir hata yapmış aynısını ben yaşasam bende Emre gibi öfkelenirdim ama yine de ona bir şans vermek isterdim.
Bileğimde Emre 'nin elini hissedince ona döndüm. Beni yerim den hızlıca kaldırdı. Şuan canımı o kadar çok yakıyordu ki herhalde annesinin acısını benden çıkarıyor.
- '' Emre bırakır mısın beni canımı yakıyorsun. ''
- '' Biran önce burdan çıkmamız lazım''
- '' Ben hiç bir yere gitmiyorum. Kadının halini görmüyor musun hiç mi acımıyorsun nasıl bu halde bırakıp gidiceksin? ''
- '' Merak etme o bu dilden anlıyor. Onun bana yaptığını yapıyorum bende. ''
- '' Ne kadar pişman olduğunu görmüyor musun? ''
- '' Defne bunlar dan banane?? Ben bu kadının saçmalıklarını dinlemek, yüzünü bile görmek istemiyorum. Ya şimdi benimle gelirsin ya da burda bitsin. ''
Bu lafı tokat gibi yüzüme çarparken sinir de vücudum da yayılmaya başlamıştı. Bu kadar kolay mı ya her şeyi bitirmek, silmek. Hiç bir zaman hiç bir şey için çaba ve mücadele yok hep kendi istekleri var ve bunlar olmadığı zamana da tek yaptığı şey rest çekmek. Bende bunu yapmayacağım. O kadın suçlu olabilir ama şuan ne kadar kötü halde olduğunu bir tek ben görebiliyorum.
- '' Sen zaten seçimini yaptın, gidebilirsin. '' sinirle söylediğim cümle de o da bu cevabımı beklemiyor olacak ki şaşkınlıkla gözlerimin içine baktı ama hiç de umrumda da değil. Her zaman her yerde onun istedikleri olamaz.
Annesinin yanına gittiğim de kadın da yerin den kalkmış gitmek için hazırlanıyordu ama haline bakılırsa sanki düşüp bayılacak gibiydi. Arkamı dönüp Emreye baktığım da çoktan gitmiş olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Novela JuvenilDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.