157.BÖLÜM

2.5K 114 23
                                    

Ders bittikten sonra Emre ile bahçeye indik. Dünden beridir üzerinde anlamadığım bir sessizlik var. Gerçi bende de daha farklı bir ruh hali var.







-  " Sen otur şuraya ben geliyorum." dedikten sonra telefonunu cebinden çıkararak uzaklaştı.







Banka oturduktan sonra gözlerimi ondan ayırmadan baktım. Benden ne gizliyorda böyle uzaklarda konuşma ihtiyacı duyuyor acaba. Üstelik gizlediğini bile gizlemiyor resmen açık açık belli ediyor. Kim bilir yine neler var aklında. Gözümün kenarından karşıdaki bankta oturan çocuğun beni izlediğini fark ettim. Benim de baktığımı gördükten sonra bakışlarının yönünü değiştirdi. Tekrar Emre ye baktım ve hararetli bir şekilde telefon konuşmasına devam ettiğini gördüm. O karşı da ki kim acaba... Telefonumu çıkarıp saate baktım ve bir sonra ki dersin başlamasına az bir süre kaldığını fark ettim ama Emre hala gelemedi. Yanına gidersem kızacak, telefonu kapattıktan sonra ne olduğunu soracağım ama söylemeyecek biliyorum. Kafamı çevirdiğimde o çocuğun tekrardan baktığını gördüm. Bu sefer gözlerini üzerimden çekmemeye yemin etmiş gibi bakmaya devam ediyordu. Emre bunu fark etmeden biran önce durdurmam lazım.








-  " Ne bakıyorsun önüne dön!" dedim kaşlarımı çatarak.







Çocuk hiç bir şey demeden bakışlarını uyanır gibi yere indirdi. Bu davranışı biraz kendimi kötü hissettirdi. Çocuk ayağa kalkıp bir şey demeden bana bakarak yanımdan geçti. İçime inanılmaz bir huzursuzluk kattı nasıl yaptıysa. Yerimden kalkıp hızlı adımlarla arkasından gidip ona yetiştim ve durması için koluna dokundum. Aslında dışarıdan bakıldığında sert birisi gibi duruyor ama gözlerine bu kadar yakından bakınca kırılgan ve duygusal bir kişilik olduğunu anladım. Emre gibi öküz birisi ile yaşamaktan bende sanırım duygularımı kaybettim artık normal şeyler görünce o zaman fark ediyorum.








-  " Seni kırdıysam kusura bakma sadece gözlerini çekmeden bakınca rahatsız oldum." dediğimde yüzüne hafif bir gülümseme yerleşti.

- " Önemli değil. Seni rahatsız ettiğim için özür dilerim. Seni rahatsız etmek isteyeceğim en son şey." dediğinde sorunun olmaması beni sevindirdi ama son kurduğu cümle biraz farklı geldi.

- " Bu arada ben Volkan." dedi elini uzatarak.

-  " Defne." dedim bende elini sıkarak.

- " Tanıştığıma memnun oldum Defne."

- " Garip bir tanışma oldu ama bende." dedim zorla gülümseyerek.







Bu muhabbet giderek gereksizleşiyor. Halbuki tek niyetim özür dilemekti ama biraz daha dursam arkadaş olacağız.







-  " Görüşürüz." dedim gülümseyip yanından hemen ayrılarak.







Emre'nin bana doğru çatılmış kaşları ile geldiğini görünce çocuğun can sağlığı için arkaya dönüp baktım ve neyse ki gitmiş yoksa Emre bir kavgaya zemin hazırlayacaktı. Gerçi şimdi de benimle uğraşacak.






-  " Kim o, ne yapıyorsun sen?"

-  " Hiç arkadaşım öylesine görünce ayaküstü sohbet ettik biraz."

-  " O yüzden mi el ele sıkışıyordunuz yeni tanışır gibi?"

-  " Selamlaşma olarak yaptık."

-  " Onu ağzınlada söyleyebilirsin dimi illa elini tutmana gerek yok. Bana da yalan söylüyorsun öyle bir arkadaşın yok senin. "

- " Var. Sen tanımazsın."

TUTKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin