Tam 1 haftadır Emre yok... Okula da gelmiyor. Aramayı ve evine gitmeyi çok istedim ama Ecrin ve Oğuz beni durdurdular. Birazcık zaman vermenin onun için de iyi olacağını söylediler bende üzerine gidersem her şey daha kötü olur diye üstelemedim. Şu son bir haftayı nasıl geçirdim bilmiyorum. Resmen ruh gibi evden okula, okuldan eve gidiyorum ve bugün yine okuldayım. Artık Emre'nin gelmesini her gün yaptığım gibi umutla beklemiyorum çünkü içimde bir gram umut kalmadı. Ben onsuz yapamazken, o nasıl bensizliğe alıştı acaba. Sevgili olduğumuz da her gün beni görmek isterken şuan da onun hiç umurunda olmadığımı bilmek canımı o kadar çok yakıyor ki bu acıyı tanımlayabilecek bir kelime var mıdır bilmiyorum. Nerdeyse ders başlamak üzere ama Oğuz hala gelmedi zaten bugün Ecrin'de yok okulda iyice yalnız kalırım Oğuz da gelmezse. En iyisi bir mesaj atmak.
Gönderilen : Oğuz
Nerede kaldın?
Gelen : Oğuz
Bugün gelemiyorum malesef bende sana haber verecektim.
Gönderilen : Oğuz
Bu çok kötü oldu çünkü Ecrin de yok. Sen neden gelemiyorsun?
Gelen : Oğuz
Dün gece yeni tanıştığım kızla sabaha kadar konuştuk hiç uyuyamadım o yüzden bugünü kendime tatil ilan ettim. :)
Gönderilen : Oğuz
Okula gelememe sebebinden ötürü seni tebrik ederim ve iyi tatiller :) Neyse hoca çoktan derse girdi sonra görüşürüz.
Telefonu sıranın üzerine koyduktan sonra yine boş boş bakıp hiç anlamayacağım bir ders için dinleme moduna geçmeye çalıştım. Keşke Emre'de Oğuz'un bu mesajını görmüş olsaydı. Çocuk başka kızlarla ilgileniyor ama Emre'ye bunu anlatamıyorum. Kapı açılınca herkes biranda oraya doğru baktı. Bütün kızlar kendi aralarında konuşup gülüşmeye başlayınca bende merak edip baktım. Emre... Onu görmemle sıcak bir hava yüzüme tokat gibi çarptı. Vücudumun her yeri heyecandan zonklamaya başladı. Kalbim küt küt atarken ellerim de bir yandan buz gibi olarak ısısını kaybetmeye başladı. Resmen 1 hafta sonra yüzünü gördüm o kadar fazla özledim ki kafayı yemek üzereyim nerdeyse yine sınıfın ortasında hüngür hüngür ağlayacağım. Emre umursamaz bir şekilde sınıfa girdi ve hiç yer yoktu sadece benim dışımda aslında Oğuz'un yeri boştu ama bir günlüğüne misafir bir öğrenci vardı.
- " Bak arkadaşının yanı boş geç hemen oraya." dedi hoca beni gösterdikten sonra hızla derse geçerek.
Emre bir süre uzun uzun baktıktan sonra yanıma gelip oturdu. Kokusu, saçları, teni o kadar çok özlemişim ki dokunmamak için kendimi zor tutuyorum. Yalnız büyük bir değişim olmuş 1 hafta da. Normal de hep sakalsız gezerdi ama yüzünde hafif bir sakal var yeni çıkmaya başlıyor ve bu haliyle de yine çok ama çok yakışıklı. Zaten sınıftaki bütün salak kızlar hala gözlerini onun üzerinden çekemedi o kadar çok sinirlendim ki. Emre ile konuşuyor olsaydım onunla yer değiştirmek isterdim.
- " Evet arkadaşlar şimdi hepimiz kitaptaki taslağın çizimini yapıyoruz yalnız herkes sıra arkadaşıyla birlikte yapsın."
İşte bu benim için çok büyük bir fırsat ama buna nasıl dayanırım bilmiyorum. Hem deli gibi onu istiyorum her şeyi konuşup halledip biran önce çözmek istiyorum hem de sanki daha önce hiç sevgili olmamışız da onu yeni keşfediyormuşum gibi hissedip utanıyorum o yüzden de ondan kaçamak istiyorum. Emre biran da kolunun birini masaya koyup çapraz bir şekilde durarak bana dönünce şaşkın bir şekilde gözlerimi açtım. Böyle bir yakın duruş da olmak hiç hazır olmadığım bir şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.