Arabadan indikten sonra Emreye baktım. Şuan da bir şey demeye korkuyorum bana patlayacak diye.
- " Git hadi, belki akşama gelirim."
Hiç bir şey demeden arkamı dönüp eve doğru yürüdüm. İnsan bir görüşürüz der ama yook... Neyse normal halinde bu lafları kullanan bir insan değil, sinirliyken hiç kullanmaz.
EMRE
Holdingin önüne gelince arabamı bile düzgünce park etmeden direkt babamın odasına çıktım. Eğer o kız, elimde yüzük gördüğünü babama söylediyse onu çok fena yapacağım. Sinirle kapıyı açıp direkt içeriye girdim ve onun da orada olduğunu görünce daha çok sinirlendim. Karşımda bir erkek olacaktı girer girmez ilk yapacağım şey yüzün ortasına bir yumruk atmak olurdu.
- " Emre ne biçim giriyorsun odaya ! Dağdan mı indin?"
- " Dur baba, şimdi senin görgü kuralları dersini dinleyemeyeceğim. Daha öncelikli işlerim var." dedim gözümü o salak kıza çevirip.
- " Melda yı neden gereksiz yere kovdun?"
- " Gereksiz mi? Bunu bir şeye göre anlayacağım bir dakika. " diyerek kolundan tutup dışarıya çıkarttım.
- " Emre ne yapıyorsun bırak kızı! "
Babam da arkamızdan çıkmasın diye o gelmeden kapıyı kapattım. Umarım bu hareketimi anlayıp kapıyı açmaz.
- " Babama yüzüğü gördüğünü söyledin mi? " dedim dişlerimi sıkarak.
- " Emre bey." diyerek yine bir sulu göz gibi karşımda ağlamaya başladı.
- " Bak benim canımı sıkma. Bir halt yedin cezasını çekiyorsun. Soruma cevap ver."
- " Evet." dedi korkarak.
- " Söyledin yani? " dediğimde başını salladı.
- " Ulan sen kim oluyorsun da sürekli girmemen gereken deliğe giriyorsun! Seni kovduktan sonra çok sinirli olduğum için fazla ileri gittiğimi düşünmüştüm ama şuan da bu düşünecemin çok saçma olduğunu anladım. Asıl şimdi kovuldun! Artık babam da kurtaramaz seni defol! "
- " Ama Emre bey bilerek olmadı ağzımdan yanlışlıkla çıktı. Söz veriyorum Defne hanım bunu bilmeyecek. "
- " Bir daha ki görüşünde de ona söylersin. Yürü git gözüm seni görmesin. Sakın lafımın üstüne laf söyleme. Defol ! Zaten bir şey de yapamıyorum." dediğimde ağlaya ağlaya gitti.
- " Emre ! Yeter rezil ettin beni gir şu içeriye. "
Sinirle içeriye girdim ve duvara sertçe bir yumruk attım.
- " Oğlum sen niye böylesin? Hep bir yerleri kırıp döküp, bağırıp çağırmaktan başka bir şey bilmiyorsun. Koskoca holding de sesin nasıl yankılanıyor ! Ahmet Bey'in oğlu dağ dan inmiş deseler yeridir. Rezil ettin beni."
- " Çok utanıyorsan, köyden akrabası gelmiş de o zaman. Ben böyleyim kimse de umrumda değil. "
- " İyice şaşırdın sen. Niye bu kadar tepki veriyorsun normal şeylere? Ne olmuş yani yüzük aldıysan. " dediğinde şaşkınlıkla gözlerine baktım.
Birde ne olmuş diyor. Benim gibi duygu özrü yaşayan bir insan için böyle şeylerle gündeme gelmek kadar kötü bir durum yok ama bunu hiç kimse anlayamıyor. Şimdi nasıl geri döndürücem bu işi ? Üstelik benim evlenme teklifi yapacağımın garantisi bile yok ama babam öğrendiği için her gün bana bunun baskısını yapacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.