54.BÖLÜM

3.7K 153 6
                                    

Multimedia : Tolga

Uyandığım da Ecrin'in evinde olduğumu fark ettim. Kafamı yana çevirip baktım. Ecrin, Kıvanç, Cenk oturmuş beni izliyor. Kendimi rahatsız ve utanmış bir şekilde hissederken bir yandan da yattığım koltukta oturur pozisyona geçtim.




- " Defne sonunda uyandın. " dedi Ecrin hafif bir tebessümle.




Böyle dediğine göre demek ki uzun bir süredir uyuyordum. Şuan da saatini kaç olduğunu ve benim kendi evimde değil de neden burda olduğumu sormayı çok isterdim ama konuşmak istemiyorum. Sanki çenem kilitlenmiş gibi. O kadar çok yorgunum ki. Mert beni kaçırdığıdan beridir sürekli ağlıyorum o yüzden göz kapaklarımı açık tutmak da zorlanıyorum eminim ağlamaktan yüzüm hep şişmiştir.





- " Defnecim madem uyandın biz artık gidelim zaten birazdan Emre de gelir. " dedi Cenk.



Gelmesin. Onun ne yüzünü görmeyi ne de sesini duymayı istemiyorum.



Kıvanç ve Cenk gitmek için ayaklandılar. Cenk Kıvanç'a arabada onu bekleyeceğini söyleyip dışarıya çıktı. Ecrin de Kıvanç'ın yanına gitti. Birbirlerine sarılıp sessizce bir şey konuşuyorlardı.




Bazen Ecrin kadar güzel ve mutlu bir hayatım olsa nasıl olur diye düşünüyorum. Kıvançla o kadar güzel bir ilişkileri var ki gün geçtikçe aralarında ki bağ daha da kuvvetleniyor. Onlar birbirlerini ilk gördükleri anda bir şeyler hissetmeye başladı ve şimdi birbirlerinin gözünün içine bakıyorlar bir şey olucak diye ama Emre ve ben...Bizim her şeyimiz yalan. Biz daha en başından kavga edip birbirimizden nefret ettik sonra ben aptal gibi ona aşık oldum sonra o da beni sevdiğini söyledi. Sevmesinin tek sebebi de beni elde edememiş olması ona farklı şeyler hissettirdi. Bugüne kadar bütün gördüğü kızlar hep aynıydı hep onun peşinden koştular ama ben öyle yapmadım bu da ona farkı geldi beni sevdiğini sandı bunu farkına varınca da kendini Ece'nin kollarına attı. Birde beni kurtarmak için Mert'in yanına yani İzmir'e kadar gelmesi var bunu da yine aynı sebebe bağlıyorum. Bir zamanlar beni sevdiği için yine koruma hissiyle yaptı. Her ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın ona inanmayacağım bu yaptığının hiç bir mantıklı açıklaması yok resmen Eceyle öpüşmüş.




- " Şşş...sana diyorum."



Karşımda el kol hareketi yapan Ecrin'e çevirdim bakışlarımı.



- " Burda mısın ? Dalıp gitmişsin uzaklara. "




Cevap vermeden kafamı 'burdayım' anlamında salladım. Karşı duvarda asılı olan saat gözüme çarpınca saate baktım. 12'ydi. Keşke hiç uyanmasaymışım zaten uyku saati gelmiş.




- " Defne hiç iyi gözükmüyorsun. Bak Kıvanç ve Cenk'in yanında pek ısrar edip sormak istemedim. Gerçekten iyi olduğuna emin misin ?"




Yine cevap vermeyip kafa saklamakla yetinince sıkılmış bir şekilde oturduğu yerden ayağa kalkıp ofladı.




- " Sabahtan beridir tek laf etmedin tamam anlıyorum seni çok korkunç şeyler yaşadın ama susma konuş...konuş ki iyi olduğunu anlayalım. Bende çok korktum sana bir şey olucak diye korkudan öldüm ama hala korkuyorum çünkü iyi değilsin, konuşmuyorsun. "





Çok özür dilerim Ecrin. Konuşmamamın tek sebebi Emre. Onun acısını senden çıkarttığım için üzgünüm.




Gözlerim sulanması başlayınca kafamı aşağı eğdim. Konuşmak için dudaklarımı araladığım da kapı sesi geldi.




TUTKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin