Eve gelir gelmez üzerimi değiştirip banyoya girdim. Suyu sonuna kadar açıp altına girdikten sonra kendimi sakinliğe bırakmaya çalıştım ama başarılı olamadım tabi ki çünkü hala aklıma o sekreter kız ve Emre 'nin gevşekliği geliyor. İyi ki de gitmişim yoksa bu gidişle kız neleri yapmaya cesaret edecekti. Gerçi Emre' de bu yüz verme potansiyeli olduğu sürece her kız yaklaşır. Aslında o hala aynı Emre. Evet, beni seviyor. Aşk, sevgi gibi şeylerle hiç işi olmazken değişti hatta düşündüğüm den de çok güzel şeyler yaşattı bana ama hala eski hali alt yapıda var. Kızların ilgisinin üzerinde olması çok hoşuna gidiyor. En kötüsü de bunu çok normal görmesi. Hep şöyle bir düşüncesi var ; Ben seni seviyorum önemli olan bu. Aslında bu düşünce de bir yere kadar doğru. Baktın birisi sana karşı o anlamda bir yakınlaşma da bulunuyor hemen çek kendini uzak dur. Ben olsam öyle yaparım ve yapıyorum da eğer bir insan birisini seviyorsa dışarıdan başka birinin ona karşı yaklaşımı farklı olduğunu hissederse uzak durur ama Emre bu konuda çok rahat hiç kimseyi düşünmüyor ona göre böyle şeyler hiç sorun değil. O kıza da yaptıklarım az kaldı aslında keşke daha kötü şeyler yapsaydım ama olsun bu da bir şey en azından sinirimi attım. Hadi kızdan sinirimi çıkardım ama bu Emre 'nin davranışını nasıl unutucam bilmiyorum. Her zaman aynı sebeplerden dolayı kavga ediyoruz ve ben artık böyle şeyler yaşamaktan çok yoruldum. Hep dönüp dolaşıp aynı yerde takılıyoruz bir ilerleme yok.
Banyo dan çıkar çıkmaz telefon sesini duyup yetişmek için koştum. Arayan Emre dir belki diye düşünüyordum ama Ecrin miş.
- "Alo?"
- " Canım nasılsın?"
- " İyiyim sen nasılsın, yolda mısınız?"
- " Bende iyiyim. Daha şimdi çıktık yola birkaç aksilik oldu o yüzden bu akşam size gelicektim ya o yarına ertelenmiş oldu onu haber vermek için aradım."
- " Öyle mi tamam o zaman yarın görüşürüz. "
-" Sesin iyi gelmiyor. "
-" Emreyle biraz tartıştım."
-" Ne oldu? "
-" Hep aynı şeyler işte yarın konuşuruz. "
-" Birgün Emre' yle bizzat konuşucam boş yere sürekli seni üzüyor. Neyse konuşucaz bunları takma kafana görüşürüz. "
-" Görüşürüz. "
Şuan da Ecrin'in yerinde olmayı o kadar çok isterdim ki. Ne güzel her şey yolunda. Kıvanç onu seviyor ve bunu sonuna kadar hissettiriyor hadi her şeyden geçtim evleniyorlar ya şaka gibi. Millet evlenmeye başlıyor yavaştan biz hala boş şeylerden dolayı tartışma yaşıyoruz. Hayır yani Emre' den böyle bir beklentim de yok tek istediğim artık bencil olmaması. Bu huyu olmasa her şey çok güzel olacak ama bütün kavgalarımız onun bencilliği yüzünden oluyor.
Üzerimi giyinip saçımı kuruttuktan sonra yine stres atmak için yaptığım en iyi şey olan mutfağa kendimi attım. 3-4 saatin sonunda pasta, kurabiye ve birkaç atıştırmalık ne varsa her şey hazır hale gelmişti. Tam olarak her şeyi unutmuş değilim ama en azından mutfakta bir şeylerle oyalanmak biraz olsun sinirimi yatıştırdı. Yaptıklarımı tabaklara hazırlayıp televizyonun karşısına geçip oturdum. En sevdiğim dizim vardı bugün o yüzden bununla da dikkatimi dağıtırım. Pasta dan birkaç çatal aldıktan sonra bir kez daha mutfak konusunda ne kadar başarılı olduğumu anladım. Telefonu elime alıp baktım ama Emre 'den gelen hiç bir şey yok. Ben haklı olduğum halde hala ondan bir şeyler bekliyorum ama o nasıl suçlu olduğunu bilip bu kadar gamsız olabiliyor anlamıyorum. Gerçi haksız olduğunun da farkında mı orayı da bilmiyorum. Kapı çalınca keyfim bozulduğu için söylene söylene kapıyı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.