192.BÖLÜM

2K 97 44
                                    

Uzunca bir yol gittikten sonra Emre arabayı bir yere park etti ve arabadan indik. Karşımda gördüğüm hayvanat bahçesi yazısı ile şaşkınlıkla Emre ye baktım.




- " Buraya gelmek nereden aklına geldi ?" dedim gülerek.

- " Farklı ve eğlenceli bir şey işte."

- " Evet. Çok güzel oldu buraya gelmemiz. Nasıl da aklına geldi." dedim yanağını öperek.

- " Sen yeter ki istediğin şeyi söyle, ben hemen bir yolunu bulurum. "

- " Çok şanslı bir kızım." dedim gülerek.





Elini belime koyduktan sonra hayvanat bahçesine doğru yürüdük. Kapının önünde ki gişe de gerekli kayıtları yaptıktan sonra içeriye girdik. İlk kafesten şaşırmaya başladım. Daha önce hayatımda hiç görmediğim değişik bir kuş türü ile karşılaştım. Gerçi burada ki hayvanların çoğu daha önce kimsenin rastlayamayacağı türden şeyler. Her hayvan kafesinin altında onunla ilgili bilgiler ve isimleri yazıyor. Bunu düşünmeleri de çok iyi olmuş. Biraz yürüdükten sonra karşımıza bir kuş türü daha çıktı. Hemen adına baktım ve 'Kral Sülün' olduğunu gördüm. Bu cidden çok garip bir isim. Kuyruğu o kadar uzun ki nerdeyse kafesten dışarıya çıkacak.





- " Emre bu aynı senin gibi çok sert bakıyor." dedim gülerek.

- " Benzete benzete buna mı benzettin ?" dedi baygın bakışlarla. Bu hali beni çok güldürdü.

- " Aslan görseydim ona benzetirdim."

- " Bak o olur işte."

- " Ormanların kralı, pardon seninki odunların kralı olacak. "

- " Sonuçta bir kral, ne olduğu önemli değil. "

- " Aaa Emre. " diyerek küçük bir çocuk gibi büyük bir sevinç yaşadığım, karşıda ki gölü gösterdim Emre ye. O da o yöne doğru baktı.

- " Flamingolar. " dedim ellerimi birleştirip gülümseyerek.

- " Çok mu seviyorsun. "

- " Hep bunları merak ediyordum. Rengi çok güzel pembe pembe."

- " Hadi bakalım o zaman."





El ele tutuşarak flamingoların yanına doğru ilerledik. O kadar muhteşem gözüküyorlar ki... Kenar da yazan bilgilendirme köşesinden hakkında ki bilgileri okumaya başladım.




- " Aaa tüylerinin pembe olması yedikleri yiyeceklerin karotin oranına göre değişiyor muş."

- " İlginç."

- " Bacaklarına baksana ne kadar ince."

- " Evet bende onu düşünüyorum kaç saattir. Her an kırılacak bir çubuk gibi ama çok uzunlar."





Telefonumu çıkarıp birkaç tane resim çektim. Emre'nin hafif gülüşünü görünce neye güldüğünü anlamaya çalıştım ama bulamadım. Acaba farkında olmadan komik bir şey mi yaptım ki.




- " Neye gülüyorsun ? "

- " Bak orada papağanlar var. Git oraya bak iyi anlaşırsınız."

- " Emre... Cidden çok pisliksin." diyerek koluna vurduğumda kahkaha atmaya başladı.

- " Şaka yaptım."

- " Bir susarım ondan sonra görürsün konuşmak neymiş."

- " Sakın susma. Ben şaka yaptım bebeğim. " dedikten sonra saçımı öpüp kolunu belime sardı.

TUTKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin