Gözlerimi ovalarlen bir yandan da genleşmeye başladım. Esneyerek gözümü açtığımda karşımda Emre yi görünce ağzım açık ve esnemem yarıda kalmış oldu. Yüzünde hafif bir tebessüm olduğunu fark ettim. Beni böyle bir şekilde gördüğü için kendimden nefret ediyorum. Şimdi ne yapıp ortamı düzelteceğim acaba? Dün gece mi telefon konuşmamız aklıma gelince de daha ayrı bir öfke oldu içimde. Dikleşip yatağın içinde oturdum.
- " Ne işin var senin burada?"
- " Kıvançla geldik."
- " Sen niye geldin?"
- " Seni görmek için olabilir mi acaba?"
- " Umrumda mıydım acaba?"
- " Bak dün gece saçmaladım biliyorum ama o an öyle gerekti Defne."
- " Bence sen hiç konuşma Emre. Suçunu anladığın zaman gönlümü alacağına tam tersi daha da boş konuşuyorsun."
- " Morelim bozuktu ve acısını senden çıkarmış oldum. "
- " Zaten her zaman benden çıkarıyorsun. Senin için ne kadar kolay her şey. İstediğin zaman git, istediğin zaman gel, istediğin şeyi söyle ve sonra pişman olup tekrar her şeyin kaldığı yerden devam etmesini iste... Kusura bakma ama benim için hiç bir şey bu kadar kolay olmuyor. Sen her kalbimi kırdığında burada parçalar çoğalıyor ve birgün bu kırık parçaları toparlayıp birleştiremezsem her şey biter. " deyip yataktan kalktım.
- " Ne demek her şey biter? "
- " Sen nasıl istediğin şeyi yapıyorsun sonunu düşünmeden bende aynısını sana yapıyorum. Bencil oluyorum."
- " Defne, bak ben buraya tartışmaya gelmedim. Haklısın evet, ama o an çok başka bir moddaydım."
- " Ne oldu peki? Benim kalbimi kırıp, suçsuz yere canımı yakacak kadar ne oldu? "
Bakışları aşağı gitti. Derin bir şeyler düşünüyor gibi bir hali var ve bu beni deli ediyor. Neden benimle paylaşmak yerine susmayı tercih ediyor anlamıyorum.
- " Kendime kızıyordum. "
- " Ne için? "
- " Seni üzdüğüm için. "
- " Şaka mı bu? Beni üzdüğünü bilip kendine kızıyorsun ama ben arayınca tekrar beni tersleyip kalbimi kırıyorsun."
- " Haklısın Defne bir şey diyemiyorum. Berbat bir adamım."
- " Bunu söyleyip sıyrılamazsın işte. Her tartışma da daha çok yıpranıyoruz görmüyor musun? "
- " Offf Defne offf. " diyerek ayağa kalkıp parmaklarını saçlarının arsında geçirip arkaya doğru itti.
- " Bence sen benden sıkıldın artık." dedim.
- " Saçmalama. "
- " Hiç de saçmalamıyorum. Şu haline bak her şeyi zorla yapıyorsun. "
- " Defne delirdin mi? Bunun sıkılmakla ne alakası var?"
- " Orasını sen iyi bilirsin."
- " Yapma böyle lütfen." diyerek yanıma geldi.
- " Yorgunum daha konuşmayalım." dedim imalı bir şekilde.
Kolumdan tutup hızlıca kendine çekti ve hareket etmemem için her zaman ki gibi kolları bir kilit kadar güçlü bir şekilde beni sardı. O bana sarılırken bende kollarımı aşağı indirip dümdüz bekledim. Kollarımı alıp kendine zorla sarıldırtmaya çalıştı ama ben yine aşağı salladım. Sinirlendi ama hiç kendini bozmadan saçımın kokusunu içine çektikten sonra alnımdan öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.