Eve gelmeme rağmen Emre'ye mesaj atıp haber vermedim. Biraz yalnız kalmak istiyor madem o zaman oyunu kuralına göre oynayalım. Akşama kadar nasıl bekleyeceğim bilmiyorum. Birde Kıvanç ile konuşmazsa işte o zaman kötü olur.
EMRE
İnadına haber vermiyor. O kadar çok sinirliyim ki elim kolum bağlı hiç bir şey yapamıyorum. Ona sarılmamak, öpmemek için kendimle içten içe savaştım resmen. Hepsi o adamın yüzünden. Defne'nin babası olmasa ben bilirdim yapacağımı da, hala aklımda konuşmalarımız.
- " Defne'ye iyi geliyor olabilirsin ama bir o kadar da onu yıktığının farkında mısın?"
- " Bunu siz nerden biliyorsunuz?"
- " O benim kızım ben bilirim."
- " Doğru, yıllar sonra baba olduğunuzu hatırlayarak."
- " Benimle düzgün konuş. Aile meselelerimiz seni hiç ilgilendirmez. "
- " Defne beni ilgilendirdiği için o konu da otomatik oraya dahil oluyor. "
- " Bak delikanlı, bugün Defneyle mutlu olursun, yaşadığınız tatsızlıkları bir kenara bırakıp devam edebilirsiniz çünkü sevince insan görmezden gelir ama yarın bir gün Defne bunları görmezden gelemeyecek o zaman ne yapacaksın? "
- " Bak susuyorsun çünkü sende bunları biliyorsun aslında. İlişkiniz nasıl bilmiyorum ama eminim Defne üzerinde baskıcı bir tavır var."
Konuşmalar aklıma geldikçe sinirden deliriyorum. Tam olarak adama kızamıyorum da çünkü benim de hep kaşının köşesinde kalıp düşündüğüm şeyleri söyledi. Aslında ondan sırf bu konuşma ile uzak durmazdım ama son zamanlarda kendi ağzıyla bunu çok itiraf etti. Bunaldığını bile dile getirdi özellikle dün tartıştığımızda. Bundan sonra ne olur bilemem onsuz da yaşayamam. Onun bir başkası ile olmasına da izin veremem....
DEFNE
Ecrin olayları Kıvanç'ın ağzından anlatınca şok geçirdim. Bu kadar zaman Emre' nin benden uzak durmasına sebep olan babam mıydı yani? Şuan da babam dan hiç olmadığı kadar nefret etmeye başladım. Hayatımdan çıkıp gitti ama hala benden bir şeyler çalmaya devam ediyor. Telefonu kapattıktan sonra üzerimi giyinip dışarıya çıktım. Saat geç olabilir ama olsun yine de Emre'nin yanına gitmem gerekiyor. Evlerinin önüne geldiğimde korumaları gizlice bir şekilde atlamayı başardım. İlk defa kafama koyduğum bir şeyi yaparken aksilik çıkmadı. Devamı da böyle gelir umarım. Bahçenin içinde yavaşça ilerledim. Kapıya vurup içeriye giremem bu saatte mecbur onu buraya çağıracağım. Telefonumu çıkarıp saate baktım 23:00... Umarım aradığım da telefonu açar.
- " Ne var?"
- " Yine öküz konuşmalarına döndün. Aşağı in."
- " Ne?"
- " Bahçeye gel konuşucaz."
- " Defne ya."
İkimiz de telefonu aynı anda kapattık. Cam dan bana baktı ve daha sonra ağız ucunda bir şeyler söylemeye başladı. Kapı açılınca hemen duvarın kenarına geçtim beni görmesi için elimi salladım. Yanıma gelirken kalbim küt küt atmaya başladı. Her seferinde böyle oluyor. Ondan birkaç saat uzak durunca sanki ilk defa görmüş gibi oluyorum. Yanıma gelince onu takip etmem için bir işaret yaptı. Arkasından onu takip ettim. Bahçe de ki çardağa girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.