38.BÖLÜM

4.9K 174 2
                                    

Banyodan çıkınca üstümü giyinip saçlarımı kuruttum. Ne kadar süredir odamda olduğumu öğrenmek için telefonumu açıp saate baktım. Yarım saat geçmiş. Daha fazla odamda oyalanabiliceğimi sanmıyorum o yüzden mecbur çıkıcam zaten Emre den de hiç ses gelmiyor. Odam dan çıkıp yavaş adımlarla merdivenden inip salona geldim. Emre'nin olmadığını görünce şaşırdım. Evdeki tüm odaları aradım ve gerçekten de burda yok. Acaba ben gelme dediğim için mi gitti ? Çok mu kırıcı söyledim ki ? Şimdi arayıp nerdesin diye sorsam da olmaz sonuçta ben kendim söyledim gelme diye. Ah salak Defne sinirlenince niye şu çenene hakim olamıyorsun ki.

Yapıcak bir şey yok artık çenemin cezasını çekicem. Mutfağa girip dolapta duran çorba ve makarnayı çıkarıp ısıttım. Emreye o kadar çok alışmışım ki ne iştah var ne de başka bir şey. Ben onunla kalmadan önce nasıl tek başıma kalabiliyormuşum. Farkında olmadan ona çok alışmışım. En önemlisi de gece onun burda olduğunu bilip kendimi güvende hissediyordum ama şimdi yok ne yapıcam ben. Konuşuyorum konuşuyorum sonra yine ben pişman oluyorum.

Saat 8 olmuş ama hala Emre den ses seda yok. En azından bana giderken haber verseydi gerçi suç bende resmen kovar gibi konuştum. Bu böyle olmaz benim Emre yi aramam lazım yoksa içim rahat etmeyecek. Telefonumu elime alıp 'Dengesiz Egoist' yazısının yanında ki aramaya basarak Emre yi aradım. En yakın zamanda Emreyi farklı bir şekilde kaydetmem lazım sonuçta artık sevgili olduk. Telefon uzun uzun çaldı ama açmadı. 10 dakika boyunca sürekli Emre yi aradım her seferinde tek duyduğum şey 'aradığınız numaraya ulaşılamıyor' oldu. İyice merak etmeye başladım. Ya başına kötü bir şey geldiyse. Acaba bana kırıldı da ondan mı açmıyor telefonu ama Emre hiç böyle yapmazdı bizim ne kavgalı zamanlarımız oldu onlarda bile telefonu açıyordu. Aklıma kötü şeyler getirmek istemiyorum ama sanki kötü bir şey olmuş gibi hissediyorum. Bir yandan da sürekli Emre yi arıyordum. Biraz daha açmazsa oturup ağlayacağım.

Bir dakika ya ben niye Cenk veya Kıvanç'ı aramıyorum ki onlar kesinlikle Emre'nin nerde olduğunu biliyorlardır. Rehberim de Cenk' i bulunca telefonu kulağıma götürdüm ve kahretsin ki Cenk'in de telefonu çalıyor ama açmıyor. Son çare Kıvanç. Umarım o açar yoksa kafayı yicem. Kıvanç'ı da aradıktan sonra korktuğum başıma geldi. Onun da telefonu tamamen kapalı. Kendimi o kadar yalnız hissediyorum ki. Gözyaşlarıma hakim olamadım ve ağlamaya başladım. Bu sefer de Ecrin'i aradım. Telefon çalarken de Ecrin' in de telefonunun kapalı olmaması için bir yandan dua ediyordum.

- " Alo ?"

- " Ecrin"

- " Ne oldu ?"

- " Ecrin çok kötüyüm."

- " Defne ne oldu korkutma beni?"

- " Ecrin, Emreye ulaşamıyorum. Sabah çıkışta biraz tartıştık beni eve bırakınca bende sinirden sen artık kendi evinde kal dedim o da bana seni yalnız bırakamam dedi bende eve girip kendimi odaya kapattım çıktığımda Emre yi göremedim ve tam yarım saattir arıyorum ulaşılamıyor. Cenk ve Kıvanç'ı da aradım onlar da açmıyor. "

- " Dur bir sakin ol. Bende kaç saattir Kıvanç'ı arıyorum ulaşamıyorum ama kötü düşünürsek kötü olur. Belki de üç arkadaş kafa kafaya verip eğleniyorlar ondan telefonları duymuyorlar. "

- " Ama benim içim yine de rahat etmiyor. Ya başlarına bir şey geldiyse ?"

- " Defne öyle düşünme lütfen bende kötü oluyorum. "

- " Ne yapıcaz ?"

- " Mecbur beklemek den başka çaremiz yok. Biraz daha arayalım olmazsa bir şeyler yaparız artık. "

- " Tamam görüşürüz"

- " Görüşürüz. "

Telefonu koltuğa fırlattım. Korkudan ellerim titremeye başladı. Şuan da tek yapabildiğim şey ağlamaktı o yüzden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kapının çaldığını duyunca ağlamaya ara verdim ve direk kapıya doğru ilerledim. Umarım kapıyı açtığım da karşımda Emre yi görürüm. Kapıyı korkarak kafam aşağıya bakar şekilde açtım. Kafamı yavaş yavaş kaldırdığım da Emre yi görmemle boynuna atlamam bir oldu. O kadar sıkı sarıldım ki kimse beni çekip Emre den ayıramaz. O da ne olduğunu anlayamadığı için sarılmakla sarılmamak arasında kaldı. Birden bire gök gürleyince korkup sıçradım sonra o da bana sarıldı. Felaket bir yağmur bastırdı havayı. Sanki bütün günün kötülüğünü yansıtıyordu bu yağmur.

TUTKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin