Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerimi değiştirip aşağı indim. Umarım Emre uyanmamıştır çünkü o uykulu halini izlemek için sabırsızlanıyorum. Aşağı indiğimde koltukta görmeyince mutfağa baktım ve olmadığını gördüm. Banyoya da bakmaya gittim ve orada olduğunu göremeyince aramaya karar verdim.
- " Efendim?"
- " Neredesin?"
- " Acil bir toplantı çıktı bende erkenden geldim. Sen uyuyordun rahatsız etmek istemedim."
- " İş için erkenden kalkmak senin için fazlasıyla zor olmuştur hele de toplantı ile başlayan bir gün."
- " Hem de nasıl ama neyse ki toplantı dan sonra işim bitiyor."
- " Tamam görüşürüz. "
Bir cevap vermesini bekledim ama her zaman ki gibi bir şey demeden yüzüme kapattı. Artık bunu beklememem gerekiyor bence. Benim garibime giden şey de her konuda bir şekilde değişip bu konu da aynı kalabilmesi. İçinde büyük bir öküz yatıyor maalesef. Neyse Emre sonuçta yapacak bir şey yok bu halleri bile ona özel olduğu için seviyorum. Telefonu elimden bırakırken tarih dikkatimi çekti ve Ecrin'in düğününe son iki gün kaldığını fark ettim. Günler böyle hızla geçtikçe ben daha çok heyecanlanıyorum. Kim bilir Ecrin nasıl bir ruh halinde. Bunları düşününce dün Emre'nin dediği şeyler aklıma geldi. Ondan hiç bir zaman duyamayacağım, hayalini bile kuramadığım şeyler söyledi. Önceden evlilik kelimesini ağzına bile almazken şimdi uzun uzun konuşup yorumunu yapıyor. Yine bunları düşününce karnıma ağrılar girdi. Bu düşünceleri içimde tutamayacağım o yüzen Ecrin'e de anlatmam lazım hem de şuan ki heyecanına ortak olmam gerekiyor o yüzden en iyisi arayıp buraya çağırmak.
EMRE
İki saat boyunca aralıksız devam eden lanet toplantının bitmiş olmasına hala inanamıyorum. Hele de şu takım elbisenin içinde olmak... Gravatımı gevşeterek odama girdim. Biran önce buradan çıkıp gitmek istiyorum ama önce babamın yanına uğramam lazım. Telefonumu ve arabamın anahtarını aldıktan sonra babamın odasına girdim.
- " Yeni proje için imzalar atıldı. Arazi bizim." dedim sandalyeye oturarak.
- " Aferin be. O kadar laf ediyorsun, öyle böyle davranıyorsun ama çok iyi bir mimar olacaksın."
- " Orasından şüphe yok."
- " Bu işi hallettiğin için uzun bir süre seni çağırmayacağım. "
- " Bundan daha başka bir şey beni mutlu edemezdi."
- " Bol bol Defne ye vakit ayırırsın artık."
- " Yani. " dedim kafamı çevirip sıkılgan bir tavırla.
- " Genelde babalar ve oğulları böyle konuları çok konuşur ama senin ağzını bıçak açmıyor."
- " Sevmiyorum biliyorsun."
- " Ama ben de senin hayatını takip etmek zorundayım. "
- " Neyse ben gidiyorum." deyip ayağa kalktım.
- " Otur."
- " Baba, böyle şeyleri konuşmak istemiyorum. "
- " Otur Emre. " dediğinde sıkılgan bir şekilde tekrar oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Genç KurguDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.