Annem yemekleri pişirip bitirdiğinde birlikte sofrayı kurduk. Kapının çaldığını duyunca Emre olduğunu anlayarak koşa koşa gidip açtım. Uzun süreden sonra üzerine beyaz vücudunu saran tişörtünü giyip, bileğine de o hayran kaldığım siyah bilekliği takmış. Bir aksesuar, bir erkek de ancak bu kadar güzel durur. Bu beyaz tişörtüne de ayrı bayılıyorum. Bronz teni üzerine o kadar güzel duruyor ki... O kumral saçları yine çok havalı...
- " Beni kesmen bittiyse girebilir miyim?" dedi kaşlarını kaldırıp hafif alaycı gülüşle.
- " Kesmiyorum sadece ne giydiğine baktım, olmuş mu diye."
- " Hadi canım hadi bırak bu yalanları." diyerek içeriye girdi ve girerken de saçlarımı dağıttı.
- " Emreeee. " diyerek koluna vurdum.
- " Az önce çok dağınıktı, düzelttim işte."
- " Aman ne güzel düzeltme, bayıldım."
- " Yine ne alıp veremediğiniz var ? " diyerek mutfağın kapısından kafasını çıkardı annem.
- " Her zaman ki halimiz." dedim.
- " Çocuk gibisiniz valla. Hadi gelin yemekler soğuyacak. " deyip içeriye girdiğinde bizde mutfağa doğru ilerledik.
Annem yemekleri masaya koyduğunda Emre, gözlerini kapatıp yemeklerin üzerinden çıkan dumanla bütün kokuyu içine çekti. Annem de sofraya oturduğunda yemeye başladık.
- " Halanlar ne zaman dönecek Emre ?"
- " Düğünden birkaç gün sonra giderler herhalde."
- " Keşke bende düğünden önce bir tanışsaydım."
- " Evet iyi olurdu ama neyse zaten daha zaman kalmadı."
- " Lütfen şuanlık düğünden bahsetmeyelim." dedim çorbamı içerken.
- " Doğru, düğünden bahsedince Defne'nin iştahı kesiliyor. " dedi annem gülerek.
- " İştahını kesecek kadar heyecan yaşıyor musun ? "
- " Yuh Emreee, anne görüyor musun bak ? " dediğimde Emre gülmeye başladı.
- " Şaka yaptım heyecanlan tabi."
- " Bak Emre ne güzel yemeğini yiyor, birde sana bak. " dedi annem.
- " Yer tabi. Onun kadar rahat olsam bende yerdim. "
- " Emre rahatlığını bir kısmını Defne ye ver o zaman."
- " Yok o böyle kalsın çünkü bu halleri çok güzel. " dediğinde anneme bakıp gülümsememi durdurdum ve bakışlarımı tabağıma yönlendirdim.
- " Ne güzelsiniz. " dedi annem ikimize de bakarak.
Şu yaşadığımız an biran önce bitsin yoksa utançtan çorba tabağımın içine kafamı sokacağım.
Yemeğimiz bittiğinde birkaç saat daha oturup sohbet ettik ve Emre gitti. Odama çıkıp kapıyı kapattım. Keşke burada olsaydı. Daha birkaç saat öncesine kadar bu odada birlikteydik. Git gide onsuzluk beni çok üzüyor ama neyse ki kavuşmamıza çok az kaldı. Hala inanamıyorum. Gözlerimi kapatıp kendimi yatağa attığımda telefonuma bir mesaj geldi.
Gelen : Ahmet Bey
Defnecim, yarın bir saatini bana ayırabilir misin ? Konuşmak istediğim bir konu var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKULU AŞK
Teen FictionDefne ve Emre başta ne kadar farklı olduklarını düşünseler de, ne kadar birbirleriyle inatlaşıp birbirlerine gıcık olsalar da aslında farkında olmadan aşık olmuşlardı. Hem de çok büyük ve tutkulu bir aşk.