8.BÖLÜM

7.2K 219 10
                                    

Multimedia : Ecrin in hoşlandığı çocuk

Sınıfa doğru yürürken saate baktım bugün okula erken gelmiştim dersin başlamasına daha 20 dakika vardı. Bu süre zarfında kantine oturup biraz kafa dinlemek benim için çok iyi olucak. Kantine geldiğim de hiç kimsenin olmadığını fark ettim bir masaya oturdum. Aslında boş olması benim için çok iyi bir avantajdı. Çünkü artık kimseyi görmek istemiyordum. Önceden okula gelmek için can atıyordum ama şimdi herşeyden nefret ediyorum. Emre hayatıma girdiğinden beridir çok mutsuzum. Her şey ne kadar çabuk değişti anlayamadım. Nerden bilebilirdim böyle şeyler yaşayacağımı aslında Emre yi kafama takmamam lazım çünkü benim için bir şey ifade etmiyor. Ona karşı neler hissettiğimi de bilmiyorum. Kafam o kadar çok karışık ki. Tek yapmam gereken ondan uzak durmak. Ona yakın oldukça canım yanıyor ve daha da yanıcağını biliyorum.

Kafamı çevirdiğim de Emre'nin yanıma doğru geldiğini gördüm. Ben ne kadar kaçmak istesem de o sürekli yanıma geliyor du. Ne yapmaya çalıştığını gerçekten hiç anlamıyorum. Sandalyeyi çekip karşıma oturdu. Sakin ol Defne!!! Hiç bir şey olmamış gibi davran hiç bir dediğini kafana takma.

- "Ne zaman konuşucaksın ?"

Birde benim konuşmamı bekliyor. Ben sana ne söyleyebilirim ki bu kadar yaptıklarının üzerine. Hiç cevap vermedim hatta gözlerine bile bakmıyordum.

- "Bana bak"

Yine emir veriyor. Çok beklersin bundan sonra umrumda bile değilsin.

- "Defne bana bak diyorum"

En iyisi burdan kalkıp gitmek tabi bunu yaparken yine Emreyle göz göze gelmeden kentinden çıkmam lazım. Masadan kalktığım anda bileğimi tuttu. Bu sefer de canımı yakıcak bir şey yaparsa artık yapıcaklarım dan sorumlu ben değilim. Beni tekrar masaya oturttu.

- "Bak benden özür dilememi asla bekleme çünkü ben böyle bir şeyi yapmam. Ama seni üzdüğümü farkındayım. Sende beni sinir edicek şeyler yapma tatsızlık çıkmadan güzel güzel şu birkaç ayı geçirelim. "

Bu neydi şimdi. Ne kadar ruhsuz salak bir şey bu ya. Benden ne yapmamı bekliyor ki. Ben ne kadar uzak kalmak istesem de süreli bir şeyler buna engel oluyordu. Ama onunla uğraşmıyacağım hep sakin olup susarak ona cevap vericem. Eninde sonunda sıkılıp benimle uğraşmaktan vazgeçecek.

- "Hala cevap vermiyorsun dilini mi yuttun ?"

- "Ne söylememi bekliyorsun ki ?"

- "Bu bile yeterli"

Emre yi anlayabilmek o kadar zor ki çok farkı birisi. Kesinlikle psikolojisi bozuk yoksa böyle dengesiz davranışlarını başka bir açıklaması olamaz. Tekrar dan masadan kalktım. Bu sefer kalkmama engel olmamıştı. Hatta o da arkamdan geliyor du.

Bugün hiç bir dersi doğru düzgün dinleyememiş tim çünkü Emre nin bakışlarını sürekli üstümde hissediyordum. Onun düşüncelerini okumayı o kadar çok isterdim ki acaba o kafasının içinde neler düşünüyordu. Özellik de benim hakkımda. Çıkış zili çalar çalmaz Emre yerinden fırladı. Okula zorla geldiği o kadar belliydi ki sanki ilkokul çocuğu gibi zili duyduğu an kapının önünde bitiyordu. Biz de Ecrin ile bahçeye indik. Okulun çıkışında Emre nin hala gitmediğini gördüm. Yanında birkaç çocuk vardı. Galiba onun arkadaşlarıydı. Emre kadar yakışıklıydı hepsi. Ecrin in resmen dibi düşmüştü. Galiba şuan bir çocuğu gözüne kestirdi.

- "Ecrin hangisini beğendin ?"

- "Şu Emre'nin tam yanında duran beyaz tenli çocuk"

Göstediği yere doğru baktım. Çocuk gerçekten de çok yakışıklıydı. Bu kadar yakışıklı nın bir arada durması akıllara zarardı. Sanki hepsi mankenlik ajansına giderken yolunu şaşırmış buraya gelmiş gibiydi. Tüm kızlar da durmuş onlara bakıyorlar dı tabi biz de bu grubun içine dahildik. Yürümeye başladık onların yanlarından geçiyorduk ellerim buz gibi olmuştu. Ecrine baktığım da da çocuğa bakmaktan yürüyemiyordu.

TUTKULU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin