43-70

1K 45 28
                                    

M:Doktor bey bir baksana bebeğim ne kadar olmuş?

DK:On yedi haftalık.

M:Onu demiyorum. Ne kadar olmuş?

DK:Dört ay bir hafta.

M:Reyyan bu doktor beni anlamıyor.

R:Sen anlatamıyor olabilir misin Miran?.. Doktor bey, hani çocukları haftalarına göre bir meyveye benzetiyorlar ya onu soruyor Miran.

DK:Öyle desenize. On yedi haftalık bir bebek aşağı yukarı bir nar büyüklüğünde olur. Bu dönemde artık tekmeyi bekleyebilirsiniz. Çok hafif olur, daha çok okşama gibi falan. Ama eğer Miran beye benzerse çok beklemezsiniz bence tekme için.

Doktorun kahkahalarla gülmesi üzerine Miran yumruklarını sıktı. Reyyan gördüğüyle hızlıca karnını silmeye, Miran ise gömleğinin kollarını kıvırmaya başladı.

DK:Alınmıyorsunuz değil mi Miran bey?

Miran doktorun gülümseyen yüzüyle daha çok sinirlendi. Yanak kasları hareketlenmeye başladı.

M:Yok hiç alınmıyorum. Umarım sizde alınmazsınız?

DK:Nasıl yani? Neye alınmayacapım?

M:Benimde beklememi gerektirecek bir şey yok çünkü. Tekme nasıl olurmuş, ben deneyerek görmek göstermek istiyorum. Ama ben geçen gün bacağımı sakatladım, müsaadenizle ellerimle bir tekme atmak istiyorum.

Miran ellerini kaldırmış, tam doktorun yakasına yapışacakken, Reyyan hızla tuttu elinden. Elinin üzerine bir öpücük kondurdu.

R:Hadi o zaman kocacığım biz kaçalım. Daha alışveriş yapacağız. İyi günler doktor bey.

Kapıdan zorlukla çıkarttı kocasını Reyyan. Kocasının doktorun kapısında takılıp kalan gözlerini, başını çenesinden kendisine çevirerek ayırdı.

M:Reyyan beş dakika sonra gidelim.

R:Hadi Miran.

M:Tamam iki buçuk dakika.

R:Miran kocacığım yorma beni.

M:Tamam bir dakika olsun.

R:Miran hadi aşkım.

M:Off ya bir ağız tadıyla kavga da edemiyoruz artık.

R:Sussana Miran. Öyle kavga falan diye konuşma çocuğun yanında. Hadi gidelim. Evimize alışveriş yapacağız daha.

Hastaneden çıktılar. Miran arabanın kapısını açınca aklına gelince hemen karısına döndü.

M:Güzelim ben unuttum söylemeyi. Bir ay sonra ehliyet sınavın var.

Reyyan korkuyla gözlerini açtı.

R:Ne Miran bu şimdi mi söylenir? Miran ben hiç çalışmadım. Nasıl olacak, kesin yapamayacağım?

M:Sen bir sakin ol. Sen her şeyi yaparsın. Hem daha bir ay var. Yeterli zaman var. Merak etme. Bu yazılı sınav kolay olur zaten. Asıl önemli olan direksiyon sınavı. Ona ben çalıştıracağım seni. Sen hiç merak etme. İlk sınavda geçecek, ehliyetini alacaksın.

Ellerini karısının saçlarına götürdü. Bir tutam saçını parmaklarının arasına aldı.

M:Ee ehliyeti alınca bir kutlama yaparız artık baş başa.

R:Yok Miran yok sen çalıştırma beni.

Çapkın gülümsemesiyle yaklaştı karısına.

M:Niye ki?

R:Sen bana ders çalıştırınca, o ders başka yerlere gidiyor.

M:Aşk olsun Reyyan. Şikayetçi misin?

R:İşte işin kötü yanı o... Hiç şikayetçi değilim. Aksine seviyorum ben.

M:Demek seviyorsun...Reyyan ne dersin? Bir direksiyon dersi daha mı yapsak?

R:Yok Miran yapmayalım. Evimiz için alışveriş yapacağız daha. Hem acıktım ben. Önce birkaç parça bir şey alalım sonra bana bir yemek ısmarla, sonra da evimize gidelim.

Miran hızla yanaklarından bir öpücük alıp, arabayı çalıştırdı. Evleri için aldıkları birkaç parça eşyadan sonra yatak odasına bakmak için bir mağazaya girdiler.

R:Miran bak bu takım çok güzel. Bizim odamızda büyük bence çok güzel durur.

M:Güzelim bunun yatağı çok büyük, olmaz.

R:Ne güzel işte Miran? Geniş geniş yatarız.

M:Olmaz güzelim.

R:Niye olmuyor Miran?

M:O zaman benim sana yaklaşmam için bahanem kalmaz. Sen niye dibime girdin dediğinde "Reyyan yatak küçük sığmadım o tarafa" diyemem. O yüzden bu olmaz. Bizim birbirine takın olmamız için küçük yatak lazım.

R:Ben senin koynuna sokulurum. Bahaneye ihtiyacın yok ki. Hem yarın bir gün çocuk aramızda yattığında sığarız rahatça.

M:Ne münasabet bu nar parçası bizimle mi yatacak? Gitsin yatsın odasında. Bizim aramızda ne işi var?

R:Miran bazen öyle bir konuşuyorsun ki, sanki çocuk çocuk diye başımın etini yiyen sen değildin. Eh bu çocuk doğsun bak ben sana başka çocuk yapıyor muyum? Doğum kontrol hapı kullanacağım.

M:O nereden çıktı? Kullanmayacaksın. Ben dört çocuk istiyorum.

R:Miran dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz.

M:Evet dört çocuktan sonra bu konuyu bir daha açmayacağım emin olabilirsin.

R:Miran bu takım güzel. Çocuklarını da düşün. Artık sen tek değilsin. Üç kişisin.

S:Merhabalar. Hoşgeldiniz. Yardımcı olmamı ister misiniz?

M:Evet.

R:Hayır.

M:Reyyan.

R:Yardıma gerek yok. Biz hallederiz kocamla. Siz işinize bakabilirsiniz.

Miran'a dönüp.

S:Tamam o zaman. Ben ilerideyim. Çağırmak isterseniz. Seslenebilirsiniz.

Miran hafif bir tebessümle teşekkür edip gönderdi. Başını karısına çevirdiğinde, karısının çatık kaşlarıyla karşılaştı. Asık yüzüyle bir şeye baya kızmış gibi duruyordu.

M:Ne oldu güzelim? Neden bana öyle bakıyorsun?

R:Neden gülümsedin sen?

M:Kime?

R:O kıza.

M:Gülümsemedim Reyyan. Sadece teşekkür ettim.

R:Sonuçta gülümsedin...

M:Reyyan o dolmuş gözlerinle bakma bana.

R:Tabi sende haklısın. Çok yemek yiyorum. Kilo aldım, beğenmiyorsun artık beni.

M:Ne?

R:Ne demek ne? O kıza nasıl baktığını gördüm.

M:Bende şu anda seni hormonlarının yönettiğini gördüm. Asma o güzel yüzünü. Sonra kırışır bak karışmam.

Miran kahkahayla gülünce Reyyan iyice yüzünü astı.

R:Yürü Miran ağa. Senin yüzünden bu kadar çok kilo aldım, senin yüzünden güzelliğim gitti, senin yüzünden böyle etliye, sütlüye ağlar oldum. Hadi gidelim koltuk bakacağız daha. Bu arada bu takım olacak.

M:Ben bu kadar şeyi nasıl yaptım acaba. Çok merak ettim.

R:Çok basit. Beni hamile bıraktın.

yeni bölüm geldi ne çabuk 70 oldu umarım beğenirsiniz yeni bölüm cumartesi akşamı gelir inşallah yorumlarınızı bekliyorum

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin