Sabah Mirhan, Reyyan ve Miran’ın arasındaydı. Reyyan’ın göğsü Mirhan’ın ağzından çıkmıştı ama hala geceliğinin cömert yakasıyla çoğu şey açıktaydı. Birden yükselen Handan’ın sesiyle Mirhan, Mirhan’ın ağlama sesiyle de Miran ve Reyyan uyandı. Reyyan otomatik olarak Mirhan’ı susturmaya başlayınca, ağlama sesi kesilip gözlerini kapattı. Handan’ın sesini tekrar duymalarıyla şaşkınca birbirlerine baktılar. Miran’ın bakışları anında Reyyan’ın göğsüne kayarken, Reyyan da başını eğmiş üzerine bakmıştı. Üzerini hemen düzeltti.
R:Benim üzerim neden açık?..Çek gözlerini Miran.
M:Kolaysa sen çek. Yedin bitirdin sabahtan beri beni. Tamam yakışıklıyım, tamam taş gibiyim ama ayıp. Evli barklı kadınsın.
R:Tabi canım kesin öyledir, kesin bak bak doyamamışımdır.
M:Hadi hadi sen Mirhan’a bak bende saklanayım. Yengem seni rüyasında gördü herhalde, adını sayıklaya sayıklaya geliyor. Daha doğrusu bağıra bağıra.
R:Çabuk ol hadi.
Miran koşarak yataktan çıktı.
M:Allah’ım bir insan karısının yanında yatıyor diye yakalanma korkusu yaşar mı? Ben yaşıyorum. Sanki karımı aldatıyorum şu halime bak.
R:Ben şimdi seni bir aldattıracağım göreceksin. Ağzından çıkanı kulağın duysun. Aklındaysa aldatmana gerek yok, tek seferde boşar kapının önüne koyarım seni, git istediğinle birlikte o…
Biraz bekledikten sonra kaşlarını daha çok çatıp baktı Miran’a.
R:Ne diyorum ben ya. Kafamı bıraktın bende sabah sabah. Seni kapının önüne koysam, boşansam da sen başkasıyla birlikte falan olamazsın. Ben sinirden ne dediğimi bilemedim? Aklının ucunun ucundan bile geçirme. Hayalini bile kurma. Rüyanda bile görme, görürsen de o rüya benim katılımımla senin kabusun olur haberin olsun.
M:Güzelim sabah sabah ne çok kurdun kafanda. Sanki seni aldatan var. Benim kafamı kopartsalar seni al…
HAN:Reyyan..Reyyan. Uyan kız. Çabuk hazırlan. Çok önemli bir şeyi almayı unuttuk.
Miran’ı etraftan topladığı kıyafetleriyle birlikte banyoya sokup, kapıyı açtı.
R:Hayırdır yenge. Sabah sabah rüyanda mı gördün beni?
HAN:He rüyamda gördüm. Kız biz bindallıyla, gelinlik almayı unuttuk.
R:Yok yenge unutmadık. Miran “siz almayın, ben hallettim o işi” dedi.
HAN:Nasıl halletmiş kız?
R:Bilmiyorum yenge, söylemedi.
HAN:Sana bile söylemedi öyle mi?
R:Söylemedi.
HAN:Ne haltlar karıştırıyor kocan? Dökül hadi.
R:Bilmiyorum yenge. Sayende kocamı mı görüyorum?
HAN:Sus kaldı şurada…
Parmak hesabı yapmaya başladı.
HAN:Dokuz gün. Az daha sabredin..Neyse nasıl halletmiş, ben çok merak ettim. Arayayım bir belki bana anlatır.
Handan’ın bir kulağı telefonda, bir kulağı Reyyan’daydı.
R:Dene bir, karısına söylemedi, belki yengesine söyler…Gerçi isteme için yaptığınız işbirliğinden sonra, kesin sana söyler.
Odadan yükselen telefon sesiyle birlikte, Reyyan gözlerini kocaman açtı.
Reyyan İç Ses:Eyvah. Telefonu unuttuk. Nasıl kurtulacağım ben?
Safça gülümseyerek, ellerini kapıya koydu Reyyan.
R:Ee yenge sende ne var ne yok? Nasıl gidiyor hayat?
HAN:Bırak şimdi hayatı falan. Ben telefon sesi duydum.
R:Ne telefonu yenge? Ben duymadım.
HAN:Duydum kızım. Telefon çaldı.
R:Öyle mi? Ben duymadım. Çaldıysa da benim telefonumdur yenge.
HAN:Ah saf kızım. Ben başkasının telefonu demedim ki? Kendi ellerinle, kendini ele verdin.
Yüzüne kondurduğu sinirli ifadeyle odaya girdi.
HAN:Çık dışarıya Miran efendi, çık.
R:Ne Miran’ı yenge? Yok Miran fal..
HAN:Debelenme Reyyan. Çık Miran hadi. Akşama kadar seni mi bekleyeceğim?
Miran başını kapıdan hafifçe uzatıp baktı. Dudaklarını büzdü.
M:Yakalandık mı şimdi?
HAN:Yakalandınız oğlum.
Handan kenara çekilip yatağı gösterdi. Yüzündeki ifadeyi zerre kadar bozmadan baktı Reyyan ve Miran’a.
HA:Oturun şuraya. Birde çocuk yapıyorlar. Daha kendileri çocuk..
Ellerini önlerinde birleştirmiş şekilde, eğik başlarıyla yatağa oturdular.
Han:Ne zamandır Miran burada kalıyor?
R:Yok yenge ne kalması? İşte bir bugün geldi.
HAN:Ben de yedim değil mi kızım? Sen bana bir baksana kızım. Ben senin anan gibi saf mıyım? Handan benim adım Handan. Ben yutar mıyım bunları?
Miran, Reyyan’a doğru eğilip sesini kıstı.
M:Şimdiye kadar yuttun ama.
M:Yok yenge saflık değil. Estağfurullah.
HAN:Ne zamandır dedim?
R:Bir, iki gündür.
Handan kaşlarını çatınca Reyyan bakışlarını kaçırdı hızla.
R:Beş, altı gündür.
HAN:Yemiyorum.
M:O zaman ben itiraf ediyorum.
HAN:Et bakalım.
M:Esasen sen beni evden kovduktan yarım saat sonra.
HAN:Ne?
Reyyan gözlerini kaçırarak cevapladı Handan’ı.
R:Öyle işte.
HAN:Birde utanmadan ayrı kaldık diye laf ediyordunuz bana. Yok Mirhan babasını özlemiş süzülmüş, yok nikahlı kocamı göremiyorum.
M:Anlamaman için yaptık. Sende beni kovmasaydın. Karı kocayı birbirinden ayırırsan böyle olur. Sen beni kapıdan kovarsan, bende bacadan girerim.
HAN:Bundan sonra zor girersin. Sen inatsan, ben daha çok inadım. Düğüne on gün var. Bu da demek oluyor ki, ben on gün boyunca bu odada kalacağım.
R – M:Ne?
HAN:Doğru duydunuz? Bu odaya taşındım. Bundan sonra da gir bu odaya da göreyim ben seni.
M:Yenge yapma Allah aşkına. Ben seni kocandan ayrı düşürsem mutlu olur musun?
HAN:İster olun, ister olmayın. On gün boyunca bu odadayım.
M:Allah’ım Ya Rabbim. Kadın resmen beni sınıyor ya.
HAN:Sus birde cevap veriyorsun. Önce şu gelinlik ve bindallı işini anlat. Sonra da koltuğun üzerinde kalan ceketini de al çık konaktan. Bir iş yapıyorsunuz, bari tam yapın.
M:Ne bindallısı?
HAN:Reyyan’a siz almayın, ben o işi hallettim demişsin. Söyle bakalım nasıl hallettin?
M:Ben hallettim. Sizin almanıza gerek yok.
HAN:Nasıl hallettin?
M:Ben hallettim. Sizin almanıza gerek yok.
R:Miran söylemeyecek misin?
M:Ben hallettim. Sizin almanıza gerek yok.
R:Miran.
HAN:Yok bunun söylemeye niyetin yok. Çık git o zaman hadi. Söylemeyeceksin madem haydi haydi.
Miran ellerini ensesine vurup derin bir of çekti. Karısının yanaklarına öpücük kondurup kapıdan çıktı.Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 ir dahaki bölüme bir yüzleşme nasıl olur acaba 🤣
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanficÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.