R:Miran şu kız sana mı bakıyor?
M:Sen şimdi bırak kızı falan da, şu iki lavuk sana bakıyor.
R:Neye baksınlar Miran? Nereme baksınlar?
M:Mesela ıslak vücuduna giydiğin için üzerine yapışan pareoya bakabilirler.
R:Dinimi küfreden Müslüman olsa. Sen neden ıslak üzerine tişörtü giydin? Her yerin belli.
M:Ben şimdi sana bazı yerlerimi bir belli edeceğim göreceksin.
Çattığı kaşlarıyla kocasının kollarına hafifçe vurdu.
R:Mirann.
M:Sus Reyyan sus. Valla zor tutuyorum kendimi.
R:Mirhan'ı getirttir.
M:Reyyan şimdi Mirhan'ın sırası mı? Evlat aşkın mı tuttu?
R:Sende, bende kurtulacağız. Herhalde evli, mutlu ve çocuklu insanlara bakmazlar.
M:Benim daha iyi bir fikrim var.
R:Ne gibi?
M:Hemen gösteriyorum.
R:Gösterme Miran. Ben senin fikirlerinden korkuyorum. Ortalık yerde demezsin se..
Sözleri Miran'ın dudaklarına yapışmasıyla yarım kaldı. Elleri havada asılı kalmıştı. Gözlerini kapatmış, kendisini kaptırmamak için mücadele veriyordu. Kolları istemsizce boynuna dolandı kocasının. Birkaç saniye sonra aklı başına gelirken, uzaklaşmak istemişti. Fakat Miran daha sıkı sarılınca çabası sonuçsuz kalmıştı. Dudaklarının ayrıldığı bir anda konuşmaya başladı hemen.
R:Mi-Miran dur.
M:Neden?
R:Ne demek neden ya? Bu kadar insanın içinde öpülür mü?
M:Ne olmuş bu kadar insanın içinde öpünce? Sen benim karımsın. Ayıp mı, günah mı?
R:Karınım diye birde orta yerde sevişelim istersen? Nasıl olsa ayıp değil?
M:Sen şimdi boşver bana cevap vermeyi de, bak o iki lavuk nasıl arkasını döndü gidiyor?
R:Sen şimdi onları boşver. Asıl şu kız gidiyor.
M:Kabul et ki, Mirhan'ın gelmesinden daha mantıklı ve daha hızlı etki eden bir fikirdi.
R:İyi tamam kabul.
M:Hadi şimdi devamını getirmek için odamıza gidelim. Hazır Mirhan da yok. Bu fırsatı değerlendirelim.
R:Resmen çocuğumuz yanımızda değil diye seviniyorsun.
M:Güzelim ben çocuğumuz yanımızda yok diye sevinmiyorum. Baş başa kaldık diye seviniyorum. İkisi arasında fark var.
R:Herşeye de bir cevap.
M:Ne sandınız Reyyan hanım?
R:Sana laf yetişmez vallahi...Kesin gideceğiz yani şimdi öyle mi?
M:Evet..
R:İstemezsem zorla mı götüreceksin?
M:Zorla değil ama ısrar edince, zorunda kalabilirsin.
R:E gidelim o zaman. Yapacak bir şey yok. Başka çarem yok gibi görünüyor.
M:Evet başka çaren yok. Benim kendimi ne kadar zor tuttuğumu bilsen, şimdiye kadar seni odaya götürmediğim için teşekkür edersin bana. Ödül olarak sen beni odaya götürür, yatağa atardın. Seni bikinili gördüğümden beri yutkuna yutkuna ne hale geldim ben haberin var mı?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.