43-93

908 44 19
                                    

Reyyan ve Miran otele dönmüşlerdi. Üzerini değiştirmişti Miran. Reyyan’ın lavabodan çıkmasını bekliyordu.
M:Reyyan güzelim hadi ama bir saattir ne yapıyorsun içe… Ooo. Kadın bu ne hal?
Gözleriyle  baştan aşağıya doğru süzdü Reyyan’ı. Reyyan aheste aheste yaklaştı yanına.
R:Sen şimdi benim için neler yaptın? Mutlu olayım diye. Bende dedim ki kendi kendime. Madem son dört haftaya iki gün kaldı. Ee kocamda istiyor. Neden olmasın dedim? İyi yaptım mı bilemedim ama.
M:Yaptın canım o nasıl soru? Çok iyi yaptın. Hadi gel o zaman şu iki günün tadını böyle uzun uzun çıkartalım.
R:Acelen ne Miran?
M:Şurada kalmış kırksekiz saat Reyyan. Göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Bir anca başlayalım. Anca yetişir.
R:Sen iki gün boyunca ful yatakta olmayı planlıyorsun sanırım.
M:Evet. Sen öyle planlamadın mı?
R:Tabiki de hayır Miran. Bu kadar zorlamanın alemi ne? Şurada evimize taşınmamıza kaldı dört ay.
M:O ne alaka şimdi?
R:Şu demek ömrüme ömür katanım. Son maçın bu. Sana dört ay sahaları kapatıyorum.
M:O nedenmiş? Ben ömürlük anlaştım saha yöneticisiyle. Sözleşme var elimde.
R:Allah Allah. Nereden çıktı sözleşme falan? Benim neden haberim yok.
M:Var haberin. Kanıtım var.
R:Biz ne konuşuyoruz ya. Ne kanıtıymış?
M:Bekle bir dakika hemen getireyim.
Miran yataktan kalkıp Reyyan’ın çantasının yanına gitti. İçinden kendi cüzdanını ve Reyyan’ın cüzdanını çıkartıp, içlerinden kimlikleri aldı. Tekrar Reyyan’ın yanına geldi.
M:Bak gördün mü sözleşmeyi? İmzası da var. Beni sahadan men edemezsin.
R:Ettim bile. Ben anlamam sözleşme falan. Sen madem benim evime taşınmama sebep oldun, yok sana maç falan. Biz evimize ne zaman taşınırız o zaman çıkarsın tekrar sahalara. Bence yavaştan gel. Valla dakikadan yiyorsun.
M:İnsanın hevesini kursağında bırak, sonra dakikadan gidiyor de.
R:Gel hadi gel.
M:Gelmiyorum.
R:Büzme dudağını Miran. Bak gelmeyeceksen uyuyacağım. Geliyor musun, gelmiyor musun?
M:Sakın uyuma. Sana bugün uykuyu yasaklıyorum.
R:Başa gelen çekilir artık.
İki Gün Sonra Midyat
Uçaktan indikten sonra bagajdaki malzemeleri arabaya yüklemeye başladılar. Tahminden fazla sürmüştü. Eşyalar yüklendikten sonra Şadoğlu konağına doğru yola çıktılar. Kapının önüne geldiklerinde herkes dışarıda onları bekliyordu. Miran hızla Reyyan’ın tarafına geçip kucağına aldı. Kapıdan içeriye adımını attı. Karşısında gördüğü manzara ile donup kaldı. Başını çevirip şaşkınca karısına baktı. Aylarca görmesin, ayıp olmasın diye kahvaltıya erken inmesine sebep olan dedesi tam karşısında, şaşkınca kendisine bakıyordu.
N:Oğlum bu ne hal?
M:Şey dede be..
N:Reyyan iyi misin kızım?
M:Burktu.
N:Ne?
M:Ayağını burktu.
R:Ne?
Miran gözlerini belerterek baktı karısına.
M:Ayağını burktun da, bende seni kucağıma aldım ya kadın. Ne çabuk unuttun?
N:Ee iyi o zaman. Oturttursana oğlum şöyle ne bekliyorsun ayakta? Melike sende bir buz getir koyalım bileğine.
ME:Hemen Nasuh ağam.
Miran, Reyyan’ı yavaşça bıraktı. Kendisi de Handan’ın yanına geçti.
M:Tamam mı yenge? Halloldu mu?
HAN:Ben bir işe el atacağım ve o iş hallolmayacak öyle mi? Şaşarım. Hallettim tabi.
M:Ee iyi o zaman.
Reyyan gözlerini kısmış Miran’ı izlerken, yavaşça annesine döndü.
R:Anne bunlar ne karıştırıyor? Sen biliyorsundur.
Z:Yok kızım ne karıştıracaklar. Yoktur bir şey.
R:Neyse yakında çıkar kokusu.
Nasuh ve Hazar üst kata çıkarken koruma kapıdan içeriye girdi.
K:Miran ağam bagajdakileri buraya mı getirelim, sizin konağa mı götürelim?
M:Buraya getirin. İçinde hediyeler var.
K:Emredersiniz.
Korumalar bagajı boşaltmaya başlamışlardı. Ardı arkası kesilmeyen poşetlere tüm aile şaşkınca bakıyordu.
HAN:Oğlum sizin konaktaki eşyaları geri buraya mı getiriyorsunuz?
M:Yok yenge o nereden çıktı?
Z:O zaman dünya savaşı çıktı.
M:Ne alakası var canım?
R:Ne alakası var ben sana söyleyeyim canım. O kadar çok alışveriş yaptın ki, millet kafasında kuruyor.
M:Ha suçlu ben oldum yani.
R:Anne, yenge. Ya doğmamış çocuğa oynar diye puzzle aldı ya. Çıldırmamak elde değil. Her şeyi abartmayı çok seviyor. Allah sizi inandırsın ki, ben Miran görmeden aldıklarının çoğunu bıraktım. Yoksa yemin ederim biz bir konakta Mirhan’ın eşyaları için alırdık.
HAN:Anaa.
Z:Mirhan mı?
M:Evet Mirhan. Mirhan Baran Şadoğlu.
Y:Ay ben çok sevdim. Mirhan biraz tanıdık geldi ama neyse.
HAN:Kızım Miran der gibi. Bulamadınız mı başka isim?
R:Benim kocamın adı kötü mü de, başka isim arayayım. Hem ben özellikle seçtim. Miran’ı anımsatıyor diye.
Z:Adıyla yaşasın kızım. Çok uyumlu olmuş. Adı gibi uzun yaşasın inşallah.
Y:Allah kolaylık versin.
M:Neden?
Y:Sınavlarda düşünemiyorum. Yaz yaz bitmez. Yazarak bitse bile o kutucukları doldurarak bitmez.
R:Bende bir şey diyeceksin sandım Yaren.
M:Hadi Reyyan ben seni odaya çıkarayım sen yat, dinlen.
R:E tamam o zaman. Hadi görüşürüz.
HAN:Kız dur nereye? Ben daha İstanbul da neler yaptınız onu öğreneceğim. İki gıybet etmeyelim mi?
R:Edelim yenge de. Ben şimdi yoruldum. Dinleneyim ondan sonra edelim. Yorgunluktan herhalde hafif sancı var.
HAN:Sancı girecek kadar ne yaptın da yoruldun?
R:Tövbe tövbe.
M:Neden söylemiyorsun Reyyan? Hadi hastaneye gidelim.
R:Gerek yok Miran. Ben gayet iyiyim. Her zaman ki sancılardan işte. Dinlenirsem geçer.
M:Gidelim hastaneye.
R:Gerek yok diyorum Miran. Sen neden beni tınlamıyorsun?
M:Bu tınlamamak değil. Telaşlanmak. Korkmak.
R:Telaşlanma da, korkma da hiçbir şeyimiz yok.
M:Fena olursan söyle ama tamam mı?
R:Tamam canım. Zaten söylemeyip ömür boyu senin laf sokmalarını dinlemek istemem şahsen. Hadi çıkalım odaya.
M:Reyyan sen yavaşça çık ben geliyorum. Bir telefon etmem lazımda.
Reyyan şaşkınca baktı Miran’a.
R:Şaka yapıyorsun.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 bölüm pazartesi akşamı gelir inşallah 🧡 😍 beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum 🤩

hercai 43 sonrasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin