Cihan'ın silah doğrultmasıyla, Reyyan silahın önüne geçti. Gözyaşları akmaya başladı. Kocasının canı tehlikedeydi. Niye böyle olmuştu ki, aynı günde bir insanın başına daha kaç türlü iş gelirdi ki.
R:Yapma amca. Yapma ne olur. Söz veriyorum bırakırım, bırakırım Miran'ı. Görmem bir daha ama yaşasın amca. Ne olur yaşasın.
M:Kimi bırakıyorsun sen be? Eğer beni bırakacaksan hiç burada sağ bırakma, öldür öyle git. Ben sensiz yaşayamam dedikçe, nefes alamam dedikçe, sen benden vazgeçiyorsun. Sonra ben sevildiğimi hissetmek istiyorum deyince, bana kızıyorsun.
R:Miran şimdi sırası mı bunu konuşmanın?
M:Eğer biraz sonra öleceksem evet sırası.
C:SUSUN. Sizi dinlemeye gelmedim ben.
Silahını Miran'a doğrulttu. Kendinden emin bir şekilde bakıyordu. Belki de biraz sonra katil olacaktı. Bir insanın kanı eline bulaşacaktı. Değer miydi? Kendi yüzüne bir kez bile bakmamış, hep onu görmezden gelmiş babası için değer miydi? Değerdi. Her ne olursa olsun babasıydı. Ölmesine izin mi verecekti? Miran onların düşmanıydı. Biliyordu ki şimdi onu bıraksa yarın öbür gün ya Azat'ı ya babasını öldürecekti bu adam. Gözünü intikam bürümüştü. Sırf bu intikam için düşmanının sofrasına oturmuş, onların yüzüne gülmüş bir adamdan her şey beklenirdi. Miran'ı öldürmekten başka çare göremedi.
C:Buraya kadardı Miran Aslanbey. Senin yolunda burada bitti. Senin kanın benim elime bulaşacak. Sen değmez bir adamsın ama ailem için değer. Son duanı et.
R:Amca yapma ne olur. AMCAAAAA.
Reyyan döndü Miran'a sarıldı.
G:MİRANN.
Cihan ateş etmişti, Miran sarsılmıştı. Reyyan başını kaldırdı, kocasının yüzüne baktı. Miran'ın gözü kapalıydı. Canı mı yanmıştı?
R:Miran. Miran, iyi misin? Aç gözlerini öldürme beni ne olur.
M:İyiyim güzelim. Yok bir şey. İyiyim korkma, ağlama.
Reyyan elleriyle vücudunu yoklamaya başladı. Elleri yüzüne gitti.
R:İyisin, iyisin.
M:İyiyim güzelim yok bir şey.
Ellerine bulaşan sıcaklıkla önce donup kaldı. Sonra başını çevirip koluna baktı.
R:Mi- Miran. Miran kolun kanıyor. Miran kolun kanıyor.
Gözyaşları ardı ardına akmaya başladı tekrar.
R:Miran vuruldun, Miran iyi misin? Miran..
M:İyiyim güzelim ağlama ufak bir sıyrık yok bir şey. Ağlama iyiyim ben.
Tam kalbine nişan almıştı. Ne olmuştu da kolundan vurulmuştu. Başını kaldırdı, karşısında gördüğü manzaraya hiç şaşırmadı. Bu adamın babasını öldürdüğüne nasıl inanmış, nasıl onun canını yakmak için uğraşmıştı? Bir insan kızına yapılanlardan sonra, ailesine yaşatmadığını bırakmayan bu adamı, daha kaç defa kurtarırdı. Bu nasıl bir vicdandı. Nasıl bu kadar iyi olurdu?
Hazar son anda yetişmiş, Cihan'ın elinde ki silahı son anda havaya kaldırmıştı. Ya kaldırmasaydı ya kızına bir şey olsaydı. Ya Miran, daha oğlumu onu bile bilmeden, daha kavuşamadan onu kaybedecekti. Elinden silahı çekip aldı.
H:Sen ne yapıyorsun Cihan, sen ne yapıyorsun?
Silahı beline taktı. Reyyan'ın yanına koştu.
H:Reyyan kızım iyi misin, Miran sen iyi misin? Oğlum iyi misin?
Koluna baktı Miran'ın.
H:Tamam bir şey yok. Sıyırmış.
R:Babaa..
H:Tamam kızım, bir şey yok sende değil mi? İyi misin? Bir yerinde bir şey var mı? Be-bebek nasıl?
G:Be-be-bebek mi?
Gönül duyduğunun bir şaka olmasını diledi. Bu kadarı fazlaydı. Çok fazla. Ne demek bebek. Artık nasıl kazanacaktı Miran'ı. Bir bebekle nasıl savaşılırdı ki.
İç Ses Gönül: Demek bunu da yaptın he Reyyan. Sırf Miran'ı elinden kaçırmamak için çocuk yaptın.
C:Bebek mi? Ne bebeği ne diyorsunuz siz?
H:Bebek yaa Cihan. Bebek.
Cihan döndü Reyyan'a baktı. Ama Reyyan sadece Miran'a bakıyordu.
Geriye döndü Hazar bey. Cihan'ın yüzüne bir tokat attı.
H:Bebek yaa. Sana dedim, bilmediğin şeyler var dedim, dur yapma dedim. Sen, sen benim kızımın canına kastettin, sen benim torunumun canına kastettin, sen benim oğ-damadımın canına kastettin, torunumun babasının canına kastettin. Ya bir şey olsaydı hee, ya yetişemeseydim. Ya birisine bir şey olsaydı. Sen bunun vicdan azabını nasıl taşıyacaktın? Ben bir daha senin yüzüne nasıl bakacaktım? Katil olacaktın be, katil.
C:Abi ben bilmiyordum. Hem ben Reyyan'a zarar vermem. Sen böyle bir şeyi nasıl düşünürsün abi. Sen beni bilmiyor musun? Benim derdim Reyyan'la değil ki, benim derdim Miran olacak o şeref...
H:Sus Cihan sus. Ben seni bilmiyorum artık, ben seni tanıyamıyorum artık. Senin derdin Miran'la hee. Miran ölse ne olacak. O çocuğa ne olacak, babasız kalmayacak mı?
Hazar dönüp Reyyan'la Miran'a baktı. Miran donuk bakıyordu. Bebekten haberi yoktu tabi. Şok olmuştu. Keşke böyle öğrenmeseydi. Ama olmuştu işte. O anın korkusuyla kaçırmıştı ağzından.
R:Miran. Miran iyi misin? Niye öyle bakıyorsun? Ses versene.
Miran'ın gözünden bir damla yaş geldi. Reyyan'ın gözlerine baktı.
R:Ne oldu?
M:Sen bunu nasıl saklarsın benden? Benden benim çocuğumu nasıl saklarsın? Nasıl yaptın? Nasıl rahat etti vicdanın? Bana bunu nasıl yaptın? Benim evladımı benden nasıl gizledin? Ben baba olmayı hak edemeyecek bir adam mıyım senin gözünde? Bu kadar mı aşağılık bir adamım senin için?
Yüzünde ki elleri çekti. Bırakmadan önce hafifçe okşadı.
R:Miran sen ne diyorsun?
M:Git diyorum Reyyan. Git.
Reyyan tekrar ağlamaya başladı. Miran'ı kaybediyordu. Miran ona git diyordu, öl der gibi.
M:Bir süre benden git. Bizden git. Git Reyyan. Babanla git.
seviyorum sizi umarım beğenirsiniz yorum ve beğenilerini bekliyorum. yeni bölümde görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.