Yavaşça Reyyan'ın yanına yaklaştı. Sessizce yanına oturdu. Kendi acısına gömülmüş, acı çeken Reyyan, Yaren'in ayak seslerini duymadı. Gözyaşlarıyla konuşmaya başladı Yaren.
Y:Çok ağır, çok acı şey yaşadın. Çok itildin, çok tokat yedin... Hepsi de benim yüzümden...
Ağlayarak döndü Yaren'e.
R:Yaren. Hiç sırası değil inan.
Y:Aslında tam da şimdi sırası. Artık yüzleşmemiz lazım Reyyan. Artık bana hak ettiklerimi söylemen lazım. Hak ettiklerimi bana yapman lazım. Sana yaptıklarımın telafisi yok biliyorum ama yanıma bırakma. O kadar acıyı çekip kenara geçme. Çektiğin o acıların bedelini ödet bana...
R:Ne yapmam lazım Yaren? Yapsam ne değişecek? Yaşadıklarımın izleri geçecek mi? Aklımdan silinecek mi?.. Hayır hiçbir şey olmayacak. Bugünümü yaşamaya çalışıyorum ben artık. Geçmişe saplanıp kalırsam, bir adım bile ileri gidemem... Hem ben sizin yaptığınızı nasıl yaparım? Pişmanlığını görüyorum, nasıl kalp kırarım ben? Ne farkım kalır o zaman bana kötülük yapanlardan? Hem-hem ben can yakmayı bilmem ki.
Yaren gözlerini sıkıca yumdu. Nefesi boğazında takılı kaldı. Reyyan'ın her kelimesiyle yerin dibine girdiğini hissetti. Acı bir yutkunuş koptu boğazından.
Y:Taa küçüklükten beri gözüm kördü. Hep kıskandım seni. Amcamdan kıskandım...Bir evladı kendi babasından kıskandım. Babası kızına sevgi gösterdi diye kıskandım... Bilmiyorum belki de, kendi babamın yaşatmadıklarını, amcam sana yaşattığı için kıskandım.. Bu yüzden göremedim ağlamalarını, kendini anlatma çabanı... Dedemin sana benim yüzümden yaptıklarına rağmen, ona kendini anlatma çalışmanı, ona hala sevgi göstermeni, gözlerinin içine bakmanı, adeta sevgi dilenmeni.. Gözlerim nasıl kör olduysa, göremedim, bilemedim....Her şeyde suçlu olarak seni görmek kolaydı..Her yaptığım şımarıklığı senin üzerine atmak, sen azar işitirken hatta benim yüzümden tokat yerken, kenardan izlemek kolaydı. Reyyan aldı, Reyyan kırdı, Reyyan yaptı, ağzımdan bir anda dökülünce, içimden adalet bu diyordum ta küçüklüğümden beri. Ben babamla öyle sarılamıyorsam, sende sarılamazdın...Seni istemeye gelen adamı elinden almaya çalıştım. Sonra sanki, haklıymışım gibi seni suçladım elimden aldın diye. Hiçbir suçun olmamasına rağmen sana dünyayı dar ettim. Bile bile sustum. Sırf canın acısın diye... Sende acı çek diye. Şimdi şöyle bir uzaktan bakıyorum da, kim daha çok acı çekmiş o kadar belli ki...İster pişman de, istersen sırf vicdanını susturmaya çalışıyor de. Ben kahroluyorum...Gözlerine bakmaya utanıyorum... Ben senin canını yakmak isterken, yakarken, sen koşarak elimden tuttun. Sanki hak ediyormuşum gibi..Sana o kadar acıyı ben çektirmemişim gibi. Daha biraz önce, beni bir yanlıştan çevirdin.
Gözyaşları daha da hızlanırken, hıçkırıkları yüzünden konuşmakta zorlanıyordu artık. Hatırladıkları konuşmasını zorlaştırıyordu.
Y:Se-sen biraz ön-ce dedin ya. " Be-beddua almayın. Yu-yuvanızı bedduayla kurmayın" diye....S-sa-sana en büyük bedduayı ben ettim...Her anı gözlerimde canlandı. Orada döktüğün gözyaşları sanki şimdi benim üzerime düştü. Sen bana "o-o nasıl ah etmek. Yarın bir gün mutsuz olsam üzülmeyecek misin?" dedin de, ben-ben "üzülmeyeceğim o günün gelmesini bekleyeceğim" dedim. Ben böyle zalim bir insanken, şimdi sana tüm bu acıları çektiren insana karşı gösterdiğin bu sevgi, bu anlayış, bu iyi niyet, beni yerin dibine sokuyor.
R:Ben...
Y:Biliyorum senin amacın beni rezil etmek değil. Sen öyle bir insan değilsin. Benim gibi değilsin. Sen canını yakanlara bile iyilik ederken, ben beni sevenlere kötülük eden bir insanım. İşte o yüzden sevilmeyi hiç hak etmiyorum. Bana ne kadar ah etsen haklısın. Ben biliyorum hiçbir iyiliği hak etmediğim gibi Fırat'ı da hak etmiyorum. Amaa..
Reyyan ellerini tuttu hızla. Sözleri yarım kaldı Yaren'in.
R:Öncelikle ben kimseye ah etmedim Yaren. Aklımdan bile geçirmedim... Evet doğru çok acı çektim, çok canım yandı. Hem de canımı yakan insanlar, benim ailemdi, sevdiğimdi. Allah'ın bildiğini kuldan saklayacak değilim. Hala acı çekiyorum, canım yanıyor. Aklıma geldikçe kendimi zor tutuyorum. Çok uğraştım bu acıyı dindirmek için, her şeyi yaptım unutmak için. Ama olmayınca olmuyor demek ki. Ufacık bir şeyde aklıma geliyor... Ben Miran beni istemeye geldiğinde istemiyorum dedim. Sırf sen seviyorsun, kırılma diye. İlk görüşte sevdiğim adama hayır dedim... Sen öyle davranınca, beni suçlayınca ben kendimden şüphe ettim. Ben herkesin iyiliğini isterken, insanlar bana böyle davranıyorsa, demek ki ben bunu hak ediyorum dedim. Sen buna layıksın dedim kendime....
Derin bir nefes aldı.
R:Vaktinde sana çok kızdım doğru. Ah etmedim, beddua etmedim ama çok kırıldım. Kırgınlığım hala da devam ediyor. Geçmeyeceğini de biliyorum. Çok kırıldım. Sadece sana değil herkese. Hatırladıkça kötü oluyorum inan. Ama sadece sen değildin ki beni kıran, bana acı çektiren...Dedem; yıllarca görmezden geldi. Ne kadar hayalim varsa, hepsini yerin yedi kat dibine gömdü. Amcam; gözüne batmazsam bir şey demezdi ama başıma gelenlerden sonra hiç ardımda durmadı. Beni öldürmek için fırsat kolladı. Yengem; bilmiyorum neden hiç sevmedi o da beni. Fırsatını bulduğu ilk anda da beni başından atmaya kalktı. Dedem yaşındaki adamla beni evlendirmeye çalıştı. Azat abim; sustu. Ben intikama kurban gittim. Suçum yok dedim, inandı belki ama yapılan zulme sessiz kaldı. Dedemin bir bağırmasıyla doğru bildiğinden şaştı. Annem; bana en yakın insan. Yıllarca yediğim tokatlara sessiz kaldı. Hiç arkamda durmadı. Babam; tıpkı annem gibi davrandı. Bir kez demedi ki benim kızım yapmaz, benim kızım etmez. Miran beni bırakıp konağa gelinliğimle geldiğimde, odada bana ne dedi biliyor musun babam? "bir adam telli duvaklı aldığı bir kızı, böyle sokağa atıyorsa, bana da diyecek laf kalmıyor be kızım" dedi. Şüphe etti benden. Fırat; yirmi yaşındaki bir insanın hayatını karartmalarına göz yumdu. Gönül, Esma hanım hepsi göz yumdu. Bile bile yaktılar beni. Cayır cayır yanarken, dışarıdan gülerek izlediler. Seni saymıyorum bile. Senin vicdanın gözünü öyle kör etti ki, hiç acımadın üveyliğimi yüzüme karşı, zafer ifadesiyle söylerken...O avluda ki seslerim benim bile kulaklarımda yankılanıyor. Tüm Midyat duydu sesimi de, bir sizin katran bağlayan kalbiniz duymadı. Senin hiç mi kabusun olmadı o sesler Yaren?.. Şimdi bana diyorsun ki, seni kıranlardan, sana acı çektirenlerden hesabını sor...Hangi birinden sorayım? Kime ne laf edeyim? Ben hesap sorarsam çevremde kim kalır?..Sen hiç yorulma ben söyleyeyim, kimse kalmaz. Bir Allah'ın kulu bile. O yüzden geçmişi hiç açmayalım Yaren. Çünkü ben yaşayacağımı yaşadım. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın, bu değişmeyecek? Ne anılarımdan, ne de aklımdan silinmeyecek.
umarım beğenirsiniz yeni bölümde görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hercai 43 sonrası
FanfictionÖzel bölümler için yeni bir hikaye oluşturdum.. hercai 43.bölümden keşke böyle olsa dediğim şekilde devam ettim. hep okurdum birde yazayım dedim.